Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1261 E. 2020/2342 K. 09.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1261 E.  ,  2020/2342 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1261
Karar No : 2020/2342

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) :
1- … Bakanlığı – …
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …
2- … Valiliği – …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … adına … Emekçileri Sendikası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 08/01/2019 tarih ve E:2016/799, K:2019/145 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüde öğretmen olarak geçen hizmetinin yöneticilik süresinden sayılması talebinin reddine ilişkin Siirt Valiliğinin 04/06/2012 tarihli işleminin ve bu işlemin dayanağı olan Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 08/01/2019 tarih ve E:2016/799, K:2019/145 sayılı kararıyla;
Dava konusu düzenleyici işlem yönünden;
Dava konusu edilen Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 10/01/2012 tarih ve 1305 sayılı yazısında; Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin Uygulama Kılavuzu’nun 3. Bölümünde yer alan 15. sorunun cevabında, sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanlara müdür yetkililik görevi verilmeyeceği ifadesine yer verildiği, mevzuata uygun olmadan verilen müdür yetkililik görevinin yöneticilik görevinden sayılmasının mümkün olmadığı değerlendirmesinin yapıldığı,
Sözleşmeli statüde öğretmen olarak görev yapmakta iken, her ne şekilde olursa olsun kadrolu öğretmenliğe atananların, müdür yetkili öğretmenlikte fiilen geçen hizmet sürelerinin yöneticilik süresinden sayılmasının gerektiği, zira, bu görevin fiilen yapılmış olması koşulu aranırken sözleşmeli veya kadrolu görev ayrımına gidilmesine olanak bulunmadığı,
Buna göre, ilgili mevzuatta sözleşmeli öğretmenlerin müdür yetkili öğretmen olarak çalıştırılamayacağına dair açık bir hüküm bulunmaması karşısında, müdür normu bulunmayan bir ilköğretim okulunda sınıf öğretmenliği görevi yanında yönetim hizmetlerini de yürütmek üzere görevlendirilen öğretmenlerin, sözleşmeli statüde, ancak “fiilen” bu görevde geçen hizmetinin, müdür yetkili öğretmen tanımı içinde olduğunun kabulü gerektiğinden, dava konusu Milli Eğitim Bakanlığının anılan yazısında hukuka uyarlık bulunmadığı,
Dava konusu bireysel işlem yönünden;
Davalı idarece; davacının … İlköğretim Okulunda 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında görev yaptığı dönemde adı geçen okuldaki norm kadro sayısının ne kadar olduğu, bu okulda davacının tek öğretmen olarak çalışıp çalışmadığı hususunun tespit edilmesi ve söz konusu okulda fiilen müdür yetkili öğretmen olarak görev yapıp yapmadığının açıklığa kavuşturulması suretiyle bir değerlendirme yapılması gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan, adı geçenin, sözleşmeli öğretmenlik süresinde müdür yetkili öğretmen olarak çalışmasının yöneticilik görevinden sayılması talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle,
dava konusu düzenleyici işlem ile bireysel işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; Bakanlıklarına bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 88. maddesine göre ikinci görev kapsamında görevlendirme yapıldığı, anılan Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanlara mevzuata uygun olmadan verilen müdür yetkili öğretmenlikte geçen sürelerin yöneticilik görevinden sayılamayacağı ileri sürülmektedir.
Davalı Siirt Valiliği tarafından; dava konusu idareleri işleminin kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı, bildirici nitelikte bir işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 08/01/2019 tarih ve E:2016/799, K:2019/145 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 09/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.