Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2019/1237 E. 2020/2450 K. 19.11.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/1237 E.  ,  2020/2450 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1237
Karar No : 2020/2450

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Eczacı Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 27/11/2018 tarih ve E:2016/3722, K:2018/7861 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/03/2016 tarih ve 29665 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/Protokollerinin Hazırlanması ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Sözleşmelerin/Protokollerin akdedilmesine ilişkin süreç” ibaresinin, aynı maddenin 9., 17. ve 18. fıkralarının, 6. maddesinin 1. ve 4. fıkralarının, 7. maddesinin 4. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 27/11/2018 tarih ve E:2016/3722, K:2018/7861 sayılı kararıyla;
Yönetmeliğin 5. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Sözleşmelerin/Protokollerin akdedilmesine ilişkin süreç” ibaresi, aynı maddenin 9., 17. fıkraları, 6. maddesinin 1. fıkrası, 7. maddesinin 4. fıkrası yönünden;
5510 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinde sağlık hizmet sunumunun SHS’ler ile yapılacak sözleşmelerle yürütüleceği belirtildikten sonra, Kanun’un 103 üncü maddesinde, belirlenen yasak fiil ve davranışlarda bulunanların sözleşme/protokollerinin feshedilebileceği ve belirlenen süre içinde tekrar sözleşme yapılmayacağının düzenlendiği,
Dava konusu Yönetmeliğin niteliği dikkate alındığında, sözleşme/protokol metninin idare tarafından tek taraflı olarak belirlenmesinde ve kriterleri belirli olan değişen şartlara göre sözleşme/protokol metinlerinde idarece tek tarflı olarak değişiklik yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin, sosyal güvenlik kapsamında sunulan hizmetlerde sürekliliği sağlama adına, sözleşme veya protokollerde, ek sözleşme veya ek protokollerin SHS’ler tarafından imzalanmaması durumunda feshe ilişkin hükümlere yer verilmesinin de kamu yararı ve hizmet gerekleriyle uyumlu olduğu;
Yönetmeliğin Genel ilkeler başlıklı 5 inci maddesinin 18 inci fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak;
Dava konusu Yönetmelik kuralının, “(18) Kurum, sözleşme/protokol kapsamında her türlü inceleme ve denetim yapmaya ve buna ilişkin kurallar belirlemeye yetkilidir.” şeklinde düzenlendiği,
5510 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin 11. fıkrasında, “Kurum, fatura denetimi konusunda kriterler koymaya, alternatif geri ödeme modelleri oluşturmaya ve bu konularda tespitler ve denetimler yapmaya ve/veya yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya yetkilidir.” hükmünün; 13. fıkrasında da, Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmünün yer aldığı,
Dava konusu düzenlemenin aktarılan Kanun maddesine uygun olduğu, geri ödeme kurumu olan davalı idarenin, kendisiyle sözleşme imzalayan sağlık hizmet sunucularının sunduğu hizmete ilişkin denetim yapma ve kural belirleme yetkisi bulunduğundan, dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu,
Sözleşme/protokollerin hazırlanması başlıklı 6 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak;
Davaya konu Yönetmelik kuralının; “(4) Kurum, Kanunun 73 üncü maddesi gereği, sözleşme ücretine tabi olan SHS’den sözleşme imzalamak için ücret alabilir.” şeklinde düzenlendiği,
6643 sayılı Türk Eczacıları Brliği Kanununun Merkez Heyetinin görevlerini düzenleyen 39 uncu maddesinin (j) bendi ve “Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi” başlıklı 73 üncü maddesinin 10/9/2014 tarihli 6552 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesi ile eklenen 13 üncü fıkrası, birlikte değerlendirildiğinde, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu olan Türk Eczacıları Biriliği ile davalı idare arasında yapılan protokole istinaden imzalanacak sözleşmelerden ücret alınmayacağının açıkça anlaşıldığı, Yönetmelik maddesinde de bu hususun “…sözleşme ücretine tabi olan SHS’den sözleşme imzalamak için ücret alabilir.” şeklinde düzenlendiği, ilgili kanunları uyarınca, sözleşme ücretinden istisna olan kişi ve kuruluşlar dikkate alınarak yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, düzenleme ile idareye sınırsız bir takdir yetkisi tanındığı, sözleşme ve protokollerin idarece tek taraflı hazırlanmasının Anayasanın 48 inci maddesinde güvence altına alınan sözleşme hürriyetine, Borçlar Hukukundaki akit serbestisine ve 6643 sayılı Türk Eczacıları Brliği Kanununun 39/j hükmüne aykırı olduğu, sözleşme ve protokollerin karşılıklı iradelerle oluşması gereken hukuki metinler olmasını gözardı eden düzenlemenin iptali gerektiği, davalı idarenin hizmet satın almak için düzenleyeceği sözleşmelerin, para karşılığı satılamayacağı, bu nedenlerle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, Yönetmeliğin 5. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Sözleşmelerin/Protokollerin akdedilmesine ilişkin süreç” ibaresi, aynı maddenin 9., 17. fıkraları, 6. maddesinin 1. fıkrası, 7. maddesinin 4. fıkrası yönünden;
6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 1. maddesinde, eczacıların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, eczacılığın genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, eczacıların birbirleri ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü, güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplini ve ahlakını korumak amacıyla Türk Eczacıları Birliğinin kurulduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 39. maddesinin (j) bendinde de, ”Eczanelerden sağlık hizmeti satın alacak bütün kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla anlaşmalar yapmak, imzalanan protokole uygun tip sözleşmeleri bastırmak ve belirleyeceği bedel karşılığı eczanelere dağıtmak” Türk Eczacıları Birliğinin görevleri arasında sayılmıştır.
Buna göre, eczanelerden sağlık hizmeti (ilaç) satın alacak kamu kurum ve kuruluşlarının Türk Eczacıları Birliği ile protokol yapması gerekmekte olup, benzer şekilde, Protokollerde değişiklik yapılması durumunda da Türk Eczacıları Birliği ile birlikte düzenleme yapılması gerektiği tartışmasızdır.
Yukarıda yer verilen Kanun uyarınca, gerek protokollerin hazırlanması, gerek mevcut protokollerde yapılacak değişikliklerin Kurumca tek taraflı olarak değil, Türk Eczacıları Birliği ile birlikte karşılıklı olarak yapılacağı açık olup, dava konusu edilen düzenlemelerle, Kurumun tek taraflı protokol hazırlama ve değişiklik yapma imkanı Eczaneler yönünden olanaklı bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın reddine ilişkin Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 27/11/2018 tarih ve E:2016/3722, K:2018/7861 sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.