Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2018/2512 E. 2020/1716 K. 05.10.2020 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2018/2512 E.  ,  2020/1716 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2018/2512
Karar No : 2020/1716

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2017 tarih ve E:2012/6472, K:2017/11042 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından … tarihli işlem ile onaylanan Muş-Bitliş-Van Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 20/12/2017 tarih ve E:2012/6472, K:2017/11042 sayılı kararıyla; Dairelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden;
…yerleşiminde, davaya konu plan değişikliği ile ilave olarak oldukça büyük bir kentsel gelişme alanının öngörüldüğü, bu alanın 2011 tarihli planda çayır-mera olarak görünen alana isabet ettiği, hem sulama alanı, hem de tarımsal arazi kullanımları içinde çayır-mera olarak yer alan bu bölgenin bu kullanımlardan çıkarıldığı,
Deprem afeti sonrasında yeni konut ve kamu kurumu alanlarına gereksinim duyulması sonucu bu yönde bir plan değişikliği olabilir ise de, söz konusu değişiklik ile … yerleşmesinde mevcut alanın yarısını aşan bir kentsel gelişme alanının açılmasının gerekçelerinin bilimsel ve teknik bir biçimde ortaya konulamadığı, bu nedenle bu hususta şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık görülmediği,
… yerleşiminde, .. örneğinde görüldüğü üzere, Kalecik için de çevre düzeni planı değişikliği ile ilave kentsel gelişme alanlarının öngörüldüğü, bu kentsel gelişme alanlarının 2011 tarihli planda orman ve tarım alanı olarak belirlenen alanlarda konumlandırılığı, bu değişikliğin gerekçesininin de teknik ve bilimsel olarak ortaya konulmadığı, bu alan açısından da şehircilik ilkelerine, planlarına esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı,
… ve … yerleşimine ilişkin olarak, 2011 tarihli planda çoğunlukla tarımsal arazi, bir miktar da çayır-mera alanı olarak ayrılan alanların kentsel gelişme alanı olarak ayrıldığı; bu bölgede toplu konut alanlarının geliştirildiği görülmekle beraber bu büyüklükte bir alanın kullanımının değiştirilerek kentsel gelişme alanı olarak ayrılmasının gerekçesinin sunulmadığı, … yerleşmesinde 2011 tarihli planda … yerleşmesinin mevcut alanının yarısını geçmeyen bir gelişme alanı planlanmışken, 2012 tarihli değişiklik ile mevcut alanın 10 katına yakın bir alanın kentsel gelişme alanı olarak planlandığı, bu değişikliklerden önceki planda çayır-mera ve tarım alanları olarak belirlenen alanların gelişme alanına dönüştürüldüğü, … ilinde yaşanan deprem afeti ve bu süreçte elde edilen veriler ışığında bazı alanların yerleşim için riskli olduğu yönünde bir veri elde edilmiş olması çevre düzeni planı değişikliği için gerekçe olabilirse de, plan değişikliğinin bu yönde bilimsel ve teknik gerekçelerinin ortaya konulamadığı, bu nedenle bu alanlarda öngürülen gelişme alanlarının da şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı,
Diğer taraftan planda 09/05/2013 onay tarihli Çevre Düzeni Planı Revizyonu yapılmış ise de, yukarıda anılan dört yerleşime ilişkin olarak 17/04/2012 onay tarihli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile getirilen kentsel gelişme alanı artışlarının daha da yükseltildiği, nüfus büyüklüğünde yapılan artışların bilirkişi kurulunca abartılı ve aşırı bulunduğu böylesine büyük nüfus ve alan artışlarının, deprem riskiyle ilişkilendirilmesi ve gerekçelendirilmesinin olanaklı olmadığı, plan revizyonundaki nüfus ve alan artışlarının bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelerinin bulunmadığı, dolayısıyla bu değişikliğin uyuşmazlığa konu değerlendirmeyi değiştirmeyeceği gerekçesiyle dava konusu Çevre Düzeni Planının dava konusu gelişme alanlarına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kentsel gelişmeye açılan alanların Van ili, ve çevresinde meydana gelen deprem afetinden sonra …Başkanlığının koordinasyonunda yapılan ve merkez ve taşra teşkilatı olan bütün kurum ve kuruluşlar ile ortaklaşa yürütülen çalışmalar sonucunda ortaya çıktığı, ayrıca …Bölgesindeki gelişme alanlarının genişletilmesinin sebebinin büyük alan kullanımı gerektiren kamu kurum ve kuruluşları ile askeri ve diğer güvenlik kurumlarına yapılan tahsislerin bu bölgede yoğunlaşmasından kaynaklandığı, kaldı ki bölgede yapılan bilirkişi incelemesinde, …, …-… arası, … ve …le belirlenen gelişme alanlarının iskan edilerek deprem afetinden sonra kullanılmaya başlandığı, … ile … kentinin bütünleştiğinin gözlendiği nüfus ile ilgili tahminlerde bulunurken deprem afetinden sonra bölgede yapılan yatırımlar ve teşviklerin artmış olması ve … ilinin büyükşehir olma ihtimaline dayanılarak bölge içinden ve dışından bu ile olabilecek muhtelif nüfus dinamiklerinin dikkate alındığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 20/12/2017 tarih ve E:2012/6472, K:2017/11042 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 05/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.