Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/895 E. 2016/2943 K. 15.11.2016 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/895 E.  ,  2016/2943 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/895
Karar No : 2016/2943

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. 2. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özet : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : ….
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirketin hak ve borçlarıyla devraldığı ………Hastanesi’nin 2012 yılı Şubat ayı faturalarının incelenmesi sonucu anılan hastanede yapılmayan muayene, tetkik ve tahlil bedellerinin faturalandırılarak Kurumdan tahsil edildiğinin ve böylece kurumun zarara uğratıldığının tespit edildiğinden bahisle 08/02/2013 günlü, 93214/SRŞ/01 sayılı soruşturma raporu ve bu rapora ilişkin Başkanlık makamının 24/5/2013 günlü, 85567913 sayılı olurları ile 1.402.225,05 TL cezai işlem tesis edilmesi yolundaki talimat uyarınca, söz konusu cezai işlem gereği yapılacak tahsilatın Borçlar Kanunu’nun 202. maddesi uyarınca davacı şirketin alacaklarından mahsup edileceğine ilişkin 20/6/2013 günlü, 2315159 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. 2. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:….. sayılı kararıyla; davacının sahibi olduğu ………Hastanesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında, kamu hukukuna ilişkin kurallar ve usuller kullanılmaksızın, tarafların serbest iradelerine dayanılarak özel hukuk hükümlerine göre hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede, sözleşmenin feshine ve cezai şartlara ilişkin hükümlerin de belirlendiği, dava konusu işlemin ise anılan sözleşmenin maddeleri gereğince tesis edildiği gözönüne alındığında, tarafların serbest iradelerine dayalı olarak yapılan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın idari yargının görev alanı dışında kaldığı ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/04/2014 günlü, E:2013/12985, K:2014/2899 sayılı kararıyla; gerek doktrin gerekse yerleşik Danıştay içtihatlarına göre, idari sözleşmelerin imzalanması aşamasına kadarki süreçte oluşan uyuşmazlıkların idari yargıda, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların adli yargıda görülmesi ve çözülmesinin kabul edildiği, uyuşmazlığın, davalı idare ile davacı arasında imzalanan 28/9/2012 tarihli idari sözleşmeden değil, davalı idarenin tek taraflı olarak kamu gücünü kullanmak suretiyle tesis ettiği ve davacı şirketin devraldığı hastanenin eski sahiplerine uygulanması gereken cezai şartın davacı şirketin alacaklarından tahsiline yönelik işlemden kaynaklandığı, taraflar arasında imzalanan 28/9/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesinde ……… Hastanesinin davacıya devrine ve borçlarının tahsiline ilişkin bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafından davaya konu edinilen işlemin bir idari işlem olduğu ve bu idari işleme karşı açılan davanın görüm ve çözümünün idari yargı mercilerine ait olduğunda tereddüt bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, …. 2. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:….. sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın davacı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında, tarafların serbest iradelerine dayanılarak özel hukuk hükümlerine göre kurulan sözleşmeden kaynaklandığı belirtilmekte ise de, uyuşmazlık, davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu ile imzaladığı sözleşmeden değil, davacı şirketin devraldığı …………. Ltd. Şti’nin devirden önceki döneme ilişkin işlemlerinin incelenmesi suretiyle fazla ödendiği belirlenen tutarın, davacı şirketin davalı idareden alacaklarından re’sen mahsup edilmesine yönelik, kamu gücüne dayalı tek taraflı bir idari işlemden kaynaklanmakta olup, bu çerçevede uyuşmazlığın idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, …. 2. İdare Mahkemesi’nin …. günlü, ….. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin; devraldığı hastanenin eski sahibi döneminde yapılan usulsüz işlemler nedeniyle, uygulanan 1.402.225,05 TL cezai işlem tutarından; 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “F. Malvarlığının veya işletmenin Devralınması” başlıklı 202. maddesinde yer alan “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.” hükmü uyarınca sorumlu tutulduğu ve davacı şirketin, söz konusu hastaneyi devraldıktan sonra davalı idare ile imzaladığı; 28/09/2012 tarihli 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmetleri Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin 10. maddesinde yer alan cezai şart tutarının ve yapılan yersiz ödemelerin Sağlık Hizmet Sunucusunun tahakkuk etmiş alacağından mahsup edileceği yönündeki kurala dayanılarak devralınan hastanenin eski sahibi dönemine ait cezai işlem tutarının Kurum alacaklarından tahsil (mahsup) edilmesinin 20/06/2013 günlü, 2315159 sayılı yazı ile öngörülmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı; davacının da dava dilekçesinde; devraldığı hastanenin aktif ve pasiflerinin devranılmasının söz konusu olmadığı; hastanenin yalnızca işletmesinin devranıldığı ve Borçlar Kanunu’nn 202. maddesi hükmünden bahisle işletmesini devraldığı hastanenin eski sahiplerinin cezai işlem tutarlarından sorumlu tutulamayacağı iddialarında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Olayda; dava konusu mahsup işlemi davacının devraldığı hastanenin eski sahipleri ve davacı ile imzalanan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmelerine dayandırılmıştır. Davalı idarece işlemin tesis edilmesine de Borçlar Kanunu’nun 202. maddesi gerekçe gösterilmiştir; Bu haliyle dava konusu işlemin davalı idarece tek taraflı olarak Kamu gücüne dayanılarak tesis edilmiş bir işlem niteliği bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının devraldığı hastanenin eski sahipleri döneminde işlenen usulsüz işlemlerden dolayı öngörülen cezalı işem tutarından Borlar Kanunu’nun ilgili hükmü uyarınca sorumlu tutulup tutulamayacağına ve sorumlu tutulması halinde de söz konusu cezalı işlem tutarının 28/09/2012 tarihinde imzalanan Sağlık Hizmet Satın Alma Sözleşmesi uyarınca davacının alacaklarından mahsup edilip edilemeyeceğine ilişkin olup; davanın çözümünde ve karara bağlanmasında da özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu itibarla davanın çözüm ve karara bağlanmasının adli yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu görev ret ısrar kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.