Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/576 E. 2016/3210 K. 01.12.2016 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/576 E.  ,  2016/3210 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/576
Karar No : 2016/3210

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü E:…, K:… sayılı ısrar kararının, yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi gereği görüşüldü:
Dava, …. Üniversitesi Devlet Konservatuarında öğretim üyesi olan davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 7. maddesinin (b) bendi uyarınca “Yönetim Görevinden Ayırma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 15/08/2011 günlü, 67 sayılı Rektör onayının iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesinin … günlü E:…, K:… sayılı kararıyla; dava devam ederken, davacının cezaya karşı yaptığı itirazın Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 01/12/2011 günlü, 2011/15 sayılı kararıyla kabul edilerek, yönetim görevinden ayırma cezasının kaldırıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Anılan karar Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/05/2014 günlü, E:2012/9251, K:2014/3883 sayılı kararıyla; zorunlu başvuru yolu öngörülmeyen dava konusu işleme karşı davacı tarafından, idari başvuru yolunun tercih edilmesiyle işlemeye başlamış olan dava açma süresinin durmasına rağmen, 60 günlük bekleme süresi geçirilmeden veya başvuru sonucu beklenilmeden dolayısıyla davalı idareye bir işlem tesisi için imkan tanınmadan dava açıldığından, davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle Mahkeme kararının yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı idare aleyhine yüklenmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davalı İdare,…. İdare Mahkemesinin …. günlü E:…. , K:…. sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47. maddesinin birinci fıkrasında, disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı itirazın bir üst disiplin amirine veya disiplin kurullarına yapılabileceği, ikinci fıkrasında, bu Yönetmelikte yer alan disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği hükmüne; 48. maddesinde ise, disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda sürenin, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gün olduğu, bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz mercilerinin, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 15/08/2011 günlü, 67 sayılı Rektör onayı ile “yönetim görevinden ayırma” cezası ile cezalandırılan davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47. ve 48. maddeleri uyarınca bu cezaya karşı 16/09/2011 tarihinde itirazda bulunduğu, 05/10/2011 tarihinde ise temyizen incelenmekte olan davayı açtığı, itirazının ise Yüksek Disiplin Kurulu tarafından 01/12/2011 günlü kararla kabul edildiği ve verilen cezanın kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen Yönetmelik hükmüne göre itiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar. Bakılan uyuşmazlıkta ise, davacı, “yönetim görevinden ayırma” cezasına karşı 16/09/2011 tarihinde itirazda bulunmuş, fakat bu itiraz, Yönetmelikte öngörüle 30 günlük süre geçtikten sonra, 01/12/2011 tarihinde idarece karara bağlanmış ve davacıya verilen ceza kaldırılmıştır. İdarenin, 30 günlük süreden sonra davacının itirazını karara bağlamış olması karşısında; davacının, idarenin 30 günlük cevap verme süresini beklemeden, 05/10/2011 tarihinde dava açmış olması, davanın açılmasına idarenin sebebiyet vermediği şeklinde yorumlanamaz. Aksine, idare 30 gün içinde kararını vermeyerek davanın açılmasına sebep olmuştur. Nitekim, davacı 30 günlük süreyi bekledikten sonra davayı açmış olsaydı dahi, o tarihte ortada idarenin itiraza ilişkin verdiği bir kararın varlığından söz edilemeyecekti.
Bu durumda, davacının itirazını süresinde karara bağlamayarak davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idare aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, …. İdare Mahkemesinin …. günlü E:…., K:…. sayılı ısrar kararının, yukarıda yer alan gerekçe ile ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2016 tarihinde gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde; “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. …” hükmüne yer verilmiştir.
Bakılan uyuşmazlığın esası hakkında, dava konusu işlemin idarece kaldırılmış olması nedeniyle, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş ve anılan karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
6100 sayılı Kanun’un 326. maddesinin 2. fıkra hükmü karşısında, yargılama giderleri ve anılan Kanun’un 323. maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan vekalet ücretine hükmedilirken, tarafların haklılık oranının esas alınması gerekmektedir. Bu nedenle, davacının, dava konusu işleme karşı yaptığı itiraza davalı idarece cevap verilip verilmemesi ya da hangi sürede cevap verildiği hususu, dava açma süresinin hesaplanması bakımından önem taşımakla birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hangi tarafa yükleneceği hususu bakımından önem arz etmemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında tesis edilen “yönetim görevinden ayırma” cezasının idarece kaldırılmış olması, haklı olan tarafın davacı olduğunu gösterdiğinden, 6100 sayılı Kanun’un 326. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin idare aleyhine hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu ısrar kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.