Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/5091 E. 2016/3437 K. 14.12.2016 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/5091 E.  ,  2016/3437 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/5091
Karar No : 2016/3437

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalılar) :
Vekili :
İstemin Özeti :… 2. İdare Mahkemes’nin … günlü, E:….. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi gereği görüşüldü:
Dava; akaryakıt istasyonunda yapılan denetleme sonucu istasyonda ulusal marker içermeyen kaçak akaryakıt bulunduğu gerekçesiyle işyerinde bulunan istasyon satış pompalarının ve 5 adet yer altı tankının mühürlenmesine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemes’nin … günlü, E:…. sayılı kararıyla; Adana-Ankara E-90 Karayolu üzeri …. adresinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonunda 30-31.07.2013 tarihlerinde Konya İl Jandarma Komutanlığının EPDK denetçisi sıfatını haiz ekiplerince yapılan denetleme sonucu istasyonun arka kısmında yüksek duvarla çevrili alanda bulunan yer altı tankının gizli bölmesinden ve istasyondaki satış pompalarından alınan yakıt numunelerinin ulusal marker içermediğinin tespit edilmesi üzerine işyerinde kaçak akaryakıt satışı yapıldığı değerlendirmesinden hareketle 5015 sayılı Kanunun 20/8. maddesine istinaden dava konusu 31.07.2013 gün ve A-036847 sayılı işlemle işyerinde bulunan istasyon satış pompalarının ve 5 adet yer altı tankının mühürlendiği, alınan yakıt numunelerinin analiz için gönderildiği Ege Üniversitesi Akredite Akaryakıt Analiz Laboratuvarı tarafından yapılan analiz sonucu düzenlenen raporda, analizi yapılan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu sonucuna ulaşıldığı, Konya İl Jandarma Komutanlığının EPDK denetçisi sıfatını haiz ekiplerince yapılan denetleme sonucunda, davacıya ait işyerinde bulunan yer altı tanklarının birisinin gizli bölmesinin olduğu, bu bölmeden alınan yakıt numunesinin ve istasyondaki satış pompalarından alınan yakıt numunelerinin de ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu hususlarının sabit olduğu, 5607 sayılı Kanunun 3. maddesinde belirtilen kaçakçılık fiilinin işlendiği değerlendirmesi yapılan davacıya ait işyerinde bulunan, istasyon satış pompalarının ve 5 adet yer altı tankının, 5015 sayılı Kanunun 20/8. maddesi uyarınca mühürlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 02/07/2015 günlü, E:2015/747, K:2015/2776 sayılı kararıyla; davacı tarafından işletilen, akaryakıt istasyonunda boş olan tanklardan birinde gizli bir bölmenin bulunduğu, gizli bölmeden alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu ve gizli bölmeli yakıt tankının beslediği satış pompasından alınan numunenin de geçersiz olduğu tespitine dayanılarak ulusal marker seviyesi geçerli olan tanklar dahil istasyondaki tüm tankların ve satış pompalarının dava konusu 31.07.2013 tarih ve A-036847 sayılı işlemle mühürlendiği, Ege Üniversitesi Akredite Akaryakıt Analiz Laboratuvarı tarafından yapılan analiz sonucu düzenlenen 21.08.2013 tarihli raporda da gizli bölmeli tanktan alınan yakıt numunesinin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğunun anlaşıldığı, ulusal marker seviyesinin geçersiz olması durumunda, akredite laboratuvar sonucu bildirilinceye kadar Kurum tarafından alınacak idari tedbirin sadece “kaçak akaryakıt” satışını engellemeye yönelik olacağı, bu durumda, sadece kaçak akaryakıt olduğu seyyar kontrol cihazı ile tespit edilen tank ve pompaların mühürlenmesi gerekirken, ulusal marker seviyesinin geçerli olduğu tespit edilen tank ve pompalar dâhil istasyonun bütünüyle mühürlendiği görüldüğünden, dava konusu mühürleme işleminde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de, Konya İkinci İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak ilk kararda ısrar etmiştir.
Davacı, … 2. İdare Mahkemes’nin … günlü, E:….. sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî yaptırımlar” başlıklı 20. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Akaryakıt istasyonu kapsamında sürdürülen bayilik faaliyetlerinin, bu Kanuna veya bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelere aykırılığının Kurumca tespiti hâlinde, anılan istasyonda yapılan akaryakıt ikmali Kurumca geçici veya süresiz olarak mühürleme suretiyle durdurulur. İptale veya mühürlemeye ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerde düzenlenir” kuralına; aynı maddenin sekizinci fıkrasında; “5607 sayılı Kanunda belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” kuralına; aynı maddenin dokuzuncu fıkrasında ise, “Kaçakçılık fiilinin sadece ulusal marker seviyesi ile ilgili olması durumunda, geçici durdurma kararı akredite laboratuvar analiz sonucuna göre verilir. Akredite laboratuvar analiz sonucunun bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirler Kurum tarafından alınır” kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan; 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. Maddesinin 14. fıkrasında, kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman bulundurmak, kaçakçılık suçları arasında sayılmıştır.
Yukarıda metnine yer verilen; 5015 sayılı Kanun’un yirminci maddesinin, 9. fıkrasındaki düzenleme açıkça tüketicinin korunması gayesini taşımakta olup, bu hükümle, yalnız ulusal marker seviyesine ilişkin bir ihtilaf durumunda, çalışma hürriyetinin kısıtlanmaması ve tüketicinin korunması hususları arasında adil bir dengenin sağlanması amaçlanmaktadır. Öte yandan aynı maddenin 8. fıkrası hükmünde ise, hükmün gerekçesinden açıkça anlaşılacağı üzere, kaçakçılıkla etkin bir mücadelenin sağlanması amacı güdülmektedir.
Temyize konu dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından işletilen, akaryakıt istasyonunda beş adet yer altı tankı bulunduğu, seyyar kontrol cihazi ile yapılan kontrolde iki adet tanktan alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçerli olduğu, üç adet tankın ise, boş olduğu, boş olan tanklardan birinde gizli bir bölmenin bulunduğu, gizli bölmeden alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu ve gizli bölmeli yakıt tankının beslediği satış pompasından alınan numunenin de geçersiz olduğu tespitine dayanılarak ulusal marker seviyesi geçerli olan tanklar dahil istasyondaki tüm tankların ve satış pompalarının dava konusu 31.07.2013 tarih ve A-036847 sayılı işlemle mühürlendiği, Ege Üniversitesi Akredite Akaryakıt Analiz Laboratuvarı tarafından yapılan analiz sonucu düzenlenen 21.08.2013 tarihli raporda da gizli bölmeli tanktan alınan yakıt numunesinin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığa konu mühürleme işleminin, yalnızca ulusal marker seviyesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle değil, istasyondaki tanklardan birinde gizli bir bölmenin bulunması ve bu itibarla 5015 sayılı Kanunun yirminci maddesinin sekizinci fıkrası hükmünün kapsamında kalması sebebi ile anılan maddenin sekizinci fıkrası uyarınca tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu mühürleme işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddine, … 2. İdare Mahkemes’nin … günlü, E:…. sayılı ısrar kararının, yukarıda yer alan gerekçe ile ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.