Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/4973 E. 2017/1715 K. 20.04.2017 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/4973 E.  ,  2017/1715 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/4973
Karar No : 2017/1715

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … 1. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, polis memuru olan davacının, çevre koruma nöbeti sırasında uyuduğundan bahisle 24 Ay Uzun Süreli Durdurma Cezası ile tecziyesine ilişkin 28/08/2008 günlü, E:2008/104, K:2008/111 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… 1. İdare Mahkemesi’nin, Danıştay Onikinci Dairesinin 08/06/2012 günlü, E:2009/7743, K:2012/3996 sayılı bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…. sayılı kararıyla; davacının görev sırasında uyumak fiilini işlediğinin soruşturma raporu ile sübuta erdiği, eylemine uyan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 28/04/2015 günlü, E:2015/9594, K:2015/2116 sayılı kararıyla; davacının, görevi başında uyuduğunun hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konularak işlem tesis edilmesi gerekirken, bu yapılmadan denetim görevi sona erdikten sonra, bu husus hakkında müdüriyet makamına raporla bilgi verilmesi üzerine yapılan soruşturma neticesinde, verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık, aksi yöndeki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, … 1. İdare Mahkemesinin … günlü, E:… sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Dava konusu 24 ay uzun süreli durdurma cezası, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-1 maddesinde yer alan görev sırasında uyumak fiilinin işlendiğinden bahisle verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, “yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle, iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 23/01/2017 günlü, 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Öte yandan, 682 sayılı KHK’nın Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca verilmiş addolunur.” hükmüne yer verildiğinden, dava konusu uyuşmazlığın bu Kanun Hükmünde Kararname kuralları uyarınca incelenip çözümlenmesi gerekmektedir.
ÜYELER……….NIN; “Anayasa’nın 38. maddesinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik önlemlerinin; ancak, kanunla konulacağının belirtildiği, 91. maddesinin ilk fıkrasında da, TBMM’nin Bakanlar Kurulu’na kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebileceği, ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğinin öngörüldüğü gözönüne alındığında, Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile, 3201 sayılı Kanun’un 83. maddesinin birinci cümlesinin, Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçta kanunilik ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan kanuni düzenleme ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle iptal edilmiş olması nedeniyle bu konudaki düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesine göre yasayla yapılması gerekirken, olağanüstü halin gerekli kıldığı bir konu da olmamasına karşın kanun hükmünde kararname ile yapılmasının Anayasa’ya aykırı olduğu, dolayısıyla 682 sayılı KHK’nın ilgili hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği” yönündeki oylarına karşılık, anılan KHK kurallarının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve Anayasa Mahkemesine başvurulmasına gerek olmadığına oyçokluğu ile karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi:
İşlem tarihinde yürürlükte olan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-1 maddesinde görev sırasında uyumak 24 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmış iken, 682 sayılı KHK’nın “Disiplin cezası verilecek haller” başlıklı 8. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinin 3 numaralı alt bendinde, görevde uyumak 16 ay durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; polis memuru olan davacının, 29-30/04/2008 tarihinde 19:00-08:00 saatleri arasında Meşrutiyet Polis Lojmanlarında Çevre Koruma Nöbetçisi olarak görevli olduğu, 4. Sınıf Emniyet Müdürü ….NIN 29/04/2008 Salı günü saat 08:00 ile 30/04/2008 Çarşamba günü saat 08:00 saatleri arasında Nöbetçi Müdür olarak görevli olduğu, adı geçen Nöbetçi Müdürün 30/04/2008 tarihinde Müdüriyet Makamına verdiği 016925 kayıt numaralı raporda 30/04/2008 günü saat 03:35 sıralarında Meşrutiyet Polis Lojmanları nokta görevlisi davacının denetlendiği, davacının görevli olduğu kulübe içerisinde, kulübenin ışıkları sönük ve sandalye üzerinde uyur vaziyette bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiği, söz konusu rapor üzerine başlatılan idari soruşturma neticesinde düzenlenen 24/07/2008 günlü soruşturma raporuna istinaden davacının görev sırasında uyuduğundan bahisle 24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla tecziye edildiği anlaşılmaktadır.
Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiil sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunuyorsa veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehinde ise, sonraki normun daha önce işlenmiş olan fillere uygulanmasını öngörmektedir. Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda idari işlem niteliğindeki disiplin yaptırımının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, ilke olarak suç ve cezada lehe olan normun uygulanması kuralının disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır. Ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağı da açıktır.
Dava konusu cezanın dayanağı soruşturma raporunun incelenmesinden, olayın tanıkları olan nöbetçi Emniyet Müdürü ve polis memurunun ifadeleriyle, davacının görevi sırasında uyumak fiilini işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakta olup, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle hukuki isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan Tüzükte öngörülen eyleminin mevcut hukuki durum itibarıyla 24 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren eylemler arasında yer almayarak 16 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren haller arasında yer alması ve “suç ve cezada lehe olan kuralın uygulanması” kuralının disiplin yaptırımları yönünden de geçerli bir ilke olması karşısında, dava konusu işlemde bu haliyle hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, …. 1. İdare Mahkemesinin …. günlü, E… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.