Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/4078 E. 2015/3829 K. 03.11.2015 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/4078 E.  ,  2015/3829 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/4078
Karar No : 2015/3829

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-
2-
Vekili :

İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 24/06/2015 günlü, E:2014/5399, K:2015/4465 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; …İli, …İlçesi, Merkez Mahallesi,…..ada, … parsel sayılı taşınmazın, …-…-…-…-…-…arası Metro Hattı Uygulama Projesi kapsamında istasyon ve viyadük alanında kalması nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca tarafından acele kamulaştırılmasına yönelik 16/09/2013 günlü, 2013/5381 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesinin 24/06/2015 günlü, E:2014/5399, K:2015/4465 sayılı kararıyla; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Acele kamulaştırma” başlıklı 27. maddesinde; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği kuralına yer verildiği, Anayasanın 13. ve 35. maddesi hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılmasının mümkün olduğu, ancak buna ilişkin düzenlemelerin öncelikle kamu yararına dayanması gerektiği, buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılmasının (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlı olduğu, bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem şeklinde düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanındığı, bu koşullardan ikisinde Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceğinin belirtildiği, bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği, dava dosyası ile Dairelerinin … sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden, acele el koyma kararına istinaden davacıya 12/06/2014 günü tebliğ edilen belge ile tahliyesinin istenildiği, davacı vekili tarafından 19/06/2014 günü Danıştay Başkanlığına muhatap …İdare Mahkemesinde kayda giren dilekçe ile Bakanlar Kurulu Kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle görülen davanın açıldığı, yine aynı gün …1. İdare Mahkemesinde kayda giren dilekçe ile acele kamulaştırmaya ilişkin işlemin, bu karara istinaden taşınmazın tahliyesi işlemi ile kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açıldığı, anılan Mahkemece Danıştay’ın görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddi üzerine gönderilen davada yürütmenin durdurulması isteminin Dairelerinin … günlü, … sayılı kararı ile reddedildiği, daha sonra da … günlü, … sayılı karar ile davanın reddedildiği, her iki davaya konu işlemlerin birbirinden farklı olduğu, acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, acele kamulaştırma işlemi ile bu karara istinaden tahliye işlemi ve kamulaştırma işleminin iptalinin istenildiği, bu yönüyle her iki dosyada dava konusu edilen işlemlerin birbirini tamamladığı, Ulaşım Master Planının en öncelikli metro hatlarından biri olan …-…- …-…-…-…arası metro hattının …, … …, …, …, …, …ilçeleri gibi iş ve yerleşim bakımından yoğun alanlara hizmet edeceği, hızlı erişim ve seyahat sürelerinin azaltılmasına dönük olarak projelendirildiği, metro hattının …Büyükşehir Belediye Meclisinin 16/07/2009 günlü, 877 sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarına işlendiği ve bu planların 07/11/2010 günü onaylandığı, hattın saatte tek yönde 70.000 yolcu kapasitesinin olduğu, günde bir milyon kişinin yararlanmasının hedeflendiği, metro hattının göreceği işlev nedeniyle projenin gerçekleşmesi yönünden kamu yararı bulunduğu gibi acelelik koşullarının da oluştuğu; davacı taşınmazının tamamının 07/11/2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli …-…-…- …-…- …arası Metro Hattı Uygulama İmar Planı Değişikliği kapsamında istasyon ve viyadük alanında kaldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında istasyon ve viyadük alanında kalan davacıya ait taşınmazın, imar planlarında öngörülen amaç ile özel onaylı ulaşım projesi kapsamında kamu yararı amacı taşıyan metro hattı yoluyla toplu taşıma yatırımının gerçekleştirilmesi için acele kamulaştırma yoluna başvurulması koşullarının gerçekleşmesi karşısında, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık görülmediği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı Dairesinin 24/06/2015 günlü, E:2014/5399, K:2015/4465 sayılı kararının ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak 03/11/2015 gününde, işin esası ve kesinlik hükmü yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

X-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.” kuralına yer verilmiştir. Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa’ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim, anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulması çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemlerin sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir. …Ulaşım Master Planı metro hatlarından biri olan …-…-…-…- …-…arası metro hattının …, … …, …, …, …, …ilçeleri gibi iş ve yerleşim bakımından yoğun alanlara hizmet edeceği, hızlı erişim ve seyahat sürelerinin azaltılmasına dönük olarak projelendirildiği, hattın saatte tek yönde 70.000 yolcu kapasitesinin olduğu, günde bir milyon kişinin yararlanmasının hedeflendiği, metro hattının göreceği bu işlevler nedeniyle projenin gerçekleşmesi yönünden 07/11/2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli …-…-…- …-…- …arası Metro Hattı Uygulama İmar Planı Değişikliği kapsamında istasyon ve viyadük alanında bulunan davacı taşınmazının 2942 sayılı Yasanın 27. maddesinde yer alan koşullarla acele kamulaştırılmasında kamu yararının bulunduğunda tereddüt olmamakla birlikte, …-…-…-…-…-…metro hattı proje çalışmalarına 21/02/2005 tarihinde başlandığı, …Büyükşehir Belediye Meclisinin 16/07/2009 günlü, 877 sayılı kararı ile kabul edilen 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarına işlendiği ve bu planların 07/11/2010 günü onaylandığı dikkate alındığında, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca olağan kamulaştırma usulü uygulanmaksızın taşınmaza el konulmasını gerektiren acelelik koşulunun gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, dava konusu taşınmazın acele kamulaştırılması yolunda tesis edilen Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY :

XX- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na, 28/06/2014 günlü, 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen, acele kamulaştırma işlemleri dahil, bir kısım işlemlere karşı açılan davaların ilk derece ve temyiz aşamasında, genel yargılama usulünden farklı olarak izlenecek yargılama usulünün belirlendiği “ivedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca, temyiz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmış olmakla birlikte, 6545 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce açılan ve sonradan ivedi yargılama usulü kapsamına dahil edilen işlemlere karşı açılan davalarda, ivedi yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanması, hukuk güvenliği ilkesine aykırı sonuçlar doğuracağından, ivedi yargılama usulünün ilk derece ve temyiz aşamasına ilişkin hükümlerinin, ancak 6545 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden sonra açılan davalarda uygulanabileceği, bu tarihten önce açılan davalarda ise genel hükümlerin uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu durumda, 28/06/2014 tarihinden önce açılan bu davada belirtilen ivedi yargılama usulü hükmünün uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davanın açıldığı tarih itibarıyla, ivedi yargılama usulü kapsamında bulunmayan bu davada, Danıştay Altıncı Dairesince verilen davanın reddi yolundaki kararın onanması yolundaki karara karşı, tarafların 15 (onbeş) günlük süre içinde karar düzeltme yoluna başvurabilme imkânı bulunduğu oyuyla, kararın kesinlik hükmüne ilişkin kısmına katılmıyoruz.