Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/2107 E. 2018/381 K. 08.02.2018 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/2107 E.  ,  2018/381 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/2107
Karar No : 2018/381

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Adalet Bakanlığı
İstemin Özeti :… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Daire kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; Adalet Bakanlığında … olarak görev yapan davacının, Adalet Bakanının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yaptığı teklifi içeren, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanmasına ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü 10.000 -TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; idari davaya konu olabilecek işlemlerin kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemin hazırlayıcı işlem niteliğinde olup kesin işlem niteliği taşımadığı gerekçesiyle, davacının Adalet Bakanlığında … olarak görev yapmakta iken, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına naklen atanmasına ilişkin Adalet Bakanının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yaptığı teklifin iptali isteminin incelenmeksizin reddine, manevi tazminata ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesinin 31/10/2013 günlü, E:2012/11155, K:2013/7238 sayılı kararıyla; 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında çalışan müsteşar dışındaki hakim ve savcılara yönelik Adalet Bakanının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, 30 gün içinde atama yapmak zorunda olduğu, Kurulun Bakanın teklifini reddetme yetkisinin bulunmadığı, Adalet Bakanının merkez teşkilatında çalışan hakimler ve savcılar için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yaptığı teklifin, ilgili hakim veya savcının merkez teşkilatında bulunduğu görevden alınması sonucunu doğuran kesin ve icrai nitelikte bir idari işlem olduğu, bu durumda davacının …’ ten alınması yolundaki Adalet Bakanlığı teklifinin, iptal davasına konu edilebilecek kesin ve icrai bir işlem niteliğini taşıdığı açık olduğundan, anılan teklifin; atamaya esas somut bilgi ve belgeleri içerip içermediği, takdir yetkisinin idarece kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden yerinde kullanılıp kullanılmadığı açısından yargısal denetime tabi tutulması gerekirken Mahkemece yapılan nitelendirmede ve davanın kısmen incelenmeksizin, kısmen esastan reddi yolundaki kararda hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 38. maddesinde; “Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hizmetlerde çalışan, Müsteşar dışındaki hakim ve savcılar, Adalet Bakanının teklifi üzerine, Bakanlık hizmetlerinde kazanmış oldukları haklar korunmak suretiyle, idari yargıdan gelmiş olanlar idari yargıda, adli yargıdan gelmiş olanlar adli yargıda, durumlarına göre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca uygun görülecek hakimlik ve savcılık görevlerine en çok otuz gün içerisinde atanırlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan hükme göre Adalet Bakanınca atanması teklif edilenlerin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca uygun görülecek hakimlik ve savcılık görevlerine atanması zorunlu olup, atama yapıp yapmama konusunda Kurula takdir yetkisi tanınmamıştır.
Daire kararında da belirtildiği üzere, Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hizmetlerde çalışan, Müsteşar dışındaki hakim ve savcılar için Adalet Bakanının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yaptığı teklif, ilgili hakim veya savcının bulunduğu görevden alınması sonucunu doğuran kesin ve icrai nitelikte bir idari işlemdir.
Olayda, Adalet Bakanlığında … olarak görev yapan davacı, Adalet Bakanının teklifi üzerine bu görevden alınmış, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca çıkarılan 06/01/2011 günlü kararname ile Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanmıştır.
Bu durumda, Adalet Bakanlığında … olarak görev yapan davacının, bu görevden alınması yolundaki Adalet Bakanının teklifi, iptal davasına konu edilebilecek kesin ve icrai bir işlem niteliğinde olduğundan; anılan işlemin, takdir yetkisinin idarece kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden yerinde kullanılıp kullanılmadığının tespiti için, yargısal denetime tabi tutulması gerekmekte olup, Mahkemece yapılan nitelendirmede ve davanın kısmen incelenmeksizin, kısmen esastan reddi yolundaki kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden … TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.