Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/1889 E. 2017/4349 K. 18.12.2017 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/1889 E.  ,  2017/4349 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2015/1889
Karar No : 2017/4349

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :

İstemin Özeti : Danıştay Onikinci Dairesinin 10/12/2014 günlü, E:2011/6048, K:2014/8538 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; 06/06/1978 günlü, 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 22/11/2010 günlü, 2010/1169 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilen ve 31/12/2010 günlü, 27802 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren sözleşme feshine dair Ek-6. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onikinci Dairesinin 10/12/2014 günlü, E:2011/6048, K:2014/8538 sayılı kararıyla; sözleşmeli personel, memurlardan farklı olarak, yıllık sözleşme ile istihdam edilen kamu hizmeti görevlisi olarak kabul edildiğinden, memuriyet statüsünden farklı bir statü olarak oluşturulduğu, buna göre, sözleşmeli personel statüsü, her ne kadar 657 sayılı Yasa’da belirtilen istihdam şekillerinden birisi olsa da, bu statüde istihdam edilen personelin özlük ve sosyal hakları yine aynı Yasa’nın 4/B maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkartılan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’da belirlendiği, diğer bir ifade ile Yasa’nın 4/B maddesi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin özlük hakları yönünden memurlardan farklı düzenlemeler yapılmasının mümkün olduğu ve sözleşmeli personelin istihdam koşulları ile ilgili olarak, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar’da, 657 sayılı Yasa’nın memurlar için öngördüğü koşullardan farklı düzenlemelere gidildiği, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’ın, dava konusu edilen Ek 6. maddesinin (ç) bendinde; “Hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle bağlı bulundukları yöneticileri tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen söz konusu koşullara uymama halinin tekrarlanması,” halinde sözleşmenin feshedileceği kuralına yer verildiği, genel düzenleyici işlemlerde, idari işlemin unsurlarından olan olan yetki, şekil, konu, sebep ve amaç unsurlarının tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulması, muhataplar arasında objektif, nesnel ve eşit işlem tesis edilebilmesi ve uygulama birliğinin sağlaması bakımından önem arzettiği, uyuşmazlık konusu düzenlemede; personelin hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle bağlı bulundukları yöneticileri tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen, söz konusu koşullara uymama halinin tekrarlanması halinde ilgilinin sözleşmesinin idare tarafından tek taraflı olarak feshedileceği düzenlenmiş ise de; sözleşmede belirtilen koşullar arasında -fiil ve hallerin ağırlığı yönünden- herhangi bir ayrım yapılmadan tüm ihlal hallerinin sözleşme feshi nedeni olarak düzenlenmesinin (ölçülülük); isnat olunacak sözleşme ihlali halinin tespiti için soruşturma yapılması, savunma alınması, birden farklı kişinin sürece katılmasının sağlanması gibi herhangi bir filtre sistemi öngörülmeden sözleşme feshinin personelin bağlı olduğu yönetici tarafından uyarılmasına bağlanmasının (objektiflik); yöneticilere tanınan yetkinin aynı ve benzer olay ve durumlarda, aynı doğrultuda ve aynı işlemleri ortaya koyacak şekilde kullanılmasını sağlayacak ölçütler içermemesi (nesnellik-eşitlik), uyarıya rağmen koşullara uymama halinin aynı nitelikte eylem için mi, yoksa farklı nitelikte eylem için mi düzenlendiğinin tereddütsüz ortaya konulamaması (netlik), iptali istenen düzenlemenin farklı uygulamalara ve kararlara neden olabilecek nitelikte olması; bir diğer ifade ile idarenin genel, eşit ve objektif işlem tesis etme yükümlülüğünden uzaklaşmasına yol açabilecek nitelikte olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, düzenlemede hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Daire kararında, isnat olunacak sözleşme ihlali halinin tespiti için soruşturma yapılması ve savunma alınması gerekliliği vurgulanarak dava konusu düzenlemede, buna imkan verilmemesi bir eksiklik ve hukuka aykırılık nedeni olarak kabul edilmiş ise de; sözleşmenin feshi halleri ile disiplin cezasını gerektiren hallerin özdeş olmayıp, farklı süreçler olduğunun dikkate alınması gerektiği, bir başka deyişle, sözleşmenin feshini gerektiren hallerde mutlak şekilde soruşturma açılması ve savunma alınması zorunluluğundan bahsetmenin olanaklı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, Dairenin bu yöndeki gerekçesinde hukuka uygunluk bulunmamakla birlikte, ihlal fiili ve hallerinin ağırlığı yönünden herhangi bir ayrıma gidilmemesi, yöneticilere tanınan yetkinin nesnellikten uzak olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu düzenlemede hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından, sonucu itibarıyla Daire kararında hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay Onikinci Dairesinin 10/12/2014 günlü, E:2011/6048, K:2014/8538 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.