Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2015/186 E. 2018/70 K. 22.01.2018 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2015/186 E.  ,  2018/70 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2015/186
Karar No: 2018/70

Temyiz Eden (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf (Davalı): …
Vekili: …

İstemin Özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 12/02/2014 günlü, E:2013/2822, K:2014/703 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Üreme hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde düzenlenen “Özel Yaşama ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı” kapsamında korunan bir hak olduğundan, Anayasa’nın 90. ve 13. maddeleri uyarınca, bu hakka yönelik sınırlamaların kanunla yapılması gerekmektedir. Öte yandan, 663 sayılı KHK’nın 40. maddesine göre Sağlık Bakanlığının düzenleme yetkisi, önceden kanunla düzenlenmiş konularla sınırlandırılmış olup, buna göre, çiftlerin üremeye yardımcı tedavi yöntemleriyle çocuk sahibi olmaları için yapılacak uygulamaların esaslarının, kanunla düzenlenmeksizin ilk elden dava konusu Yönetmelikle düzenlenmiş olması Sağlık Bakanlığına verilen düzenleme yetkisinin aşılması sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, temel hak ve hürriyetlere ilişkin bir sınırlamanın olmadığı alanda da, anılan hükme göre, Yönetmelikle düzenleme yapılması hukuka aykırıdır. Bu nedenle, kanunla düzenlenmesi gereken bir alanın Yönetmelikle düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabul edilerek, Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; 06/03/2010 günlü, 27513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin” 7. maddesinin, 8. maddesinin 1. fıkrasının, 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) ve (c) bentlerinin, 18. maddesinin 1. fıkrası ile 8. fıkrasının (b) bendinin ve aynı maddenin 4., 5., 6. ve 7. fıkralarının, 19. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c) bentleri ile 3. fıkrasının ve Geçici 2. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onbeşinci Dairesinin 12/02/2014 günlü, E:2013/2822, K:2014/703 sayılı kararıyla; idarenin dava konusu alanı yönetmelikle düzenleme yetkisine sahip olduğu; Yönetmeliğin dava konusu hükümlerine gelince; anılan Yönetmeliğin, düzenli, etkin, verimli, kaliteli ve yaygın sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere, çocuk sahibi olamayan evli çiftlerden, tıbben uygun görülenlerin üremeye yardımcı tedavi metotları vasıtasıyla çocuk sahibi olmaları için yapılacak uygulamanın esaslarını, bu uygulamayı yapacak merkezlerin açılması, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili, usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarıldığı, iptali istenilen hükümlerin, soybağı ile miras hukuku hükümleri de göz önünde bulundurularak, anne veya anne adayları ile çocuğun beden ve ruh sağlığının korunması, çağdaş bilimin gereklerine uygun, hızlı, kolay erişilebilir, verimli, kaliteli, hakkaniyete uygun, yaygın, sürdürülebilir yüksek standartlara sahip, kamu yararı ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurulmak suretiyle oluşturulduğu ve yürürlüğe konulduğu, bu nedenle, Yönetmeliğin dava konusu edilen hükümlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 12/02/2014 günlü, E:2013/2822, K:2014/703 sayılı kararının ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava konusu Yönetmelik, çocuk sahibi olamayan çiftlerden tıbben uygun görülenlerin üremeye yardımcı tedavi yöntemleri aracılığıyla çocuk sahibi olmaları için yapılacak uygulamaların esaslarını, bu uygulamaları yapacak merkezlerin açılmasını, çalışmasını ve denetlenmesini düzenlemeyi amaçlamaktadır. Yönetmelik incelendiğinde, üremeye yardımcı yöntemlerin kullanılmasında bu yöntemi kullanacaklar açısından birtakım kısıtlayıcı, yasaklayıcı hükümlere yer verildiği, uygulamayı yapacak merkezler için ise Yönetmeliğe aykırılığın tespit edildiği hallerde yine bu Yönetmelik ile bazı yaptırımlar öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin kapsamlı bir şekilde düzenlemeyi amaçladığı üreme hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde düzenlenen “Özel Yaşama ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı” ve 14. maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” kapsamında korunan bir temel hak olduğundan, Anayasa’nın 90. ve 13. maddeleri uyarınca, bu hakka yönelik sınırlamaların da ancak kanunla yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde “Bakanlık ve bağlı kuruluşlar görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” hükmüne yer verildiğinden, Sağlık Bakanlığının düzenleme yetkisi önceden kanunla düzenlenmiş konularla sınırlandırılmış olup, buna göre, çiftlerin üremeye yardımcı tedavi yöntemleriyle çocuk sahibi olmaları için yapılacak uygulamaların esaslarının, kanunla düzenlenmeksizin dava konusu Yönetmelikle düzenlenmiş olması Sağlık Bakanlığına verilen düzenleme yetkisinin aşılması sonucunu doğurmaktadır.
Dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik gerek temel haklara ilişkin bazı sınırlamalar içermesi, gerekse 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin aktarılan hükmüne göre Sağlık Bakanlığının önceden kanunla düzenlenmemiş bir konuda Yönetmelikle düzenleme yapma yetkisinin bulunmaması nedenleriyle hukuka aykırıdır. Kanunla düzenlenmesi gereken bir alanın yönetmelikle düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabul edilerek, Daire kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.