Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2014/3498 E. 2016/392 K. 24.02.2016 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2014/3498 E.  ,  2016/392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2014/3498
Karar No : 2016/392

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … 15. İdare Mahkemesinin … günlü, E… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması davacı, tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirket hakkında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanununun 25. maddesinin 8. fıkrası uyarınca 54.913,00-TL idarî para cezası ve ilgili reklamların durdurulmasına ilişkin 13/11/2007 günlü, 146 sayılı Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… 15. İdare Mahkemesinin, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 26/10/2011 günlü, E:2011/1893, K:2011/3165 sayılı bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…. sayılı kararıyla; her ne kadar konuya ilişkin üniversite ve eğitim hastanelerinden alınan görüşler davalı idareden ara kararıyla istenilmesine rağmen dosyaya ibraz edilmemiş ise de, davalı idarece Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden alınan görüşün, söz konusu üniversite ve devlet hastanelerinden alınan görüşler değerlendirilerek oluşturulduğu ve sonuçta; reklamda yer alan bazı ifadelerin insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte olduğunun belirtildiği, 4077 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca reklamdaki bilgilerin doğruluğunu ispat yükümlülüğünün reklam verene ait olduğu ve reklam veren tarafından Sağlık Bakanlığı’nca belirtilen görüşün aksini ispatlar şekilde bilimsel nitelikte bilgi ve belgelerin sunulmadığı, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer yandan; davacı şirket tarafından işletilmekte olan güzellik merkezine ilişkin reklamlarda kuruluşun uygunluk belgesindeki ismi dışında farklı ibareler kullanmasının Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 24. maddesine aykırı olduğu, dava konusu işlemde bu yönüyle de aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/10/2012 günlü, E:2012/5195, K:2012/6931 sayılı kararıyla; dava konusu işlem tesis edilirken, her ne kadar Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden görüş alınmışsa da, bu görüşte yer alan bazı açıklamaların tereddütlü olduğu, konuya ilişkin üniversite ve eğitim hastanelerinden alınan görüşlerin dava dosyasına sunulmadığı, davacı tarafından iddialarını ispatlamak amacıyla eklenen belgelerin ise Türkçe olmaması nedeniyle bilimselliğinin tespit edilemediği, bu durumda; belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın ve çözümü özel ve teknik bilgiden de yararlanmayı gerektiren uyuşmazlıkta, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen temyize konu Mahkeme kararında hukukî isabet görülmediği, diğer yandan; davacı şirket tarafından işletilmekte olan güzelik merkezine ilişkin reklamlarda kuruluşun uygunluk belgesindeki ismi dışında farklı ibareler kullanmasının Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesine aykırı olmadığı, dava konusu işlemin bu yönüyle hukuka aykırı olarak tesis edildiği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davacı, …. 15. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…. sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ticari Reklamlar ve İlanlar” başlıklı 16. maddesinde, ticari reklam ve ilânların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmalarının esas olduğu, tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilânlar ve örtülü reklam yapılamayacağı, aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik rakip mal ve hizmetlerin karşılaştırmalı reklamlarının yapılabileceği, reklam verenin, ticari reklam veya ilânda yer alan somut iddiaları ispatla yükümlü olduğu, reklam verenler, reklamcılar ve mecra kuruluşların bu madde hükümlerine uymakla yükümlü olduğu belirtilmiş, “ceza hükümleri” başlıklı 25. maddesinin 8. fıkrasının işlem tarihindeki halinde, 16. maddeye aykırı hareket edenler hakkında üç aya kadar tedbiren durdurma ve/veya durdurma ve/veya düzeltme ve/veya 3.500.000.000 lira para cezası uygulanacağı, Reklam Kurulunun, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebileceği, 16. maddeye aykırılığın, ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar ile gerçekleşmiş ise, para cezasının on katı olarak uygulanacağı belirtilmiştir. (30/12/2006 günlü, 26392 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007 yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğe göre söz konusu miktar 5,491- TL’dir.)
Mülga Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in “Amaç” başılıklı 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının; insanların güzellik ve/veya estetik amaçlı olarak başvurdukları sağlık kuruluşlarının açılmalarına, faaliyetlerine ve denetlenmelerine dair usûl ve esasları, genel sağlığın korunması bakımından düzenlemek olduğu belirtildikten sonra, “Sağlık Kuruluşu Türleri” başlıklı 5. maddesinde, sağlık kuruluşları merkezler ve salonlar olmak üzere iki şekilde sınıflandırılmış, “Merkezler” başlıklı 6. maddesinde, Merkezler; tabip sorumluluğunda açılan ve bu tabiple birlikte başka bir tabibin veya güzellik uzmanının görev yaptığı, bünyesinde bulundurdukları birimlere göre gerekli asgarî standart donanım ve personel desteği ile güzellik ve estetik amaçlı olarak çeşitli uygulamalar yapılan özel sağlık kuruluşları olarak tanımlanmış, 24. maddesinde; sağlık kuruluşunun türüne göre tabelasında ve kullanılan basılı materyallerinde, bu Yönetmelik hükümlerince tanımlanan “… Güzellik Merkezi” veya “… Güzellik Salonu” unvanının yer alacağı, 34. maddesinde de; sağlık kuruluşlarının, insanları yanıltıcı, bir şekilde paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici reklam, tanıtım ve sair faaliyette bulunamayacakları, merkezlerin, tabip tarafından yapılması gereken tıbbî işlemlerle ilgili olarak sadece sağlık kuruluşuna başvuran kişilerin kullanımına yönelik olmak üzere, sağlığı geliştirici ve koruyucu nitelikte olan temel bilgileri, sağlık kuruluşunun faaliyeti kapsamındaki işlerle ilgili sağlık sorunları, bu sorunlardan korunma veya sağlık sorunlarının kişide meydana getirdiği olumsuzlukların şahsi tedbirler aracılığı ile giderilmesi veya azaltılması hakkında bilgileri içeren eğitim materyalleri hazırlayabilecekleri düzenlenmiş, “Müeyyideler” başlıklı 35. maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında fiillerinin niteliğine göre, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ve ilgili diğer mevzuatın hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından işletilmekte olan güzellik merkezine ilişkin internet sitesinde yer alan tanıtımlar ile “……….” isimli derginin 2006 yılı Haziran sayısında ve 15/01/2007 tarihli …….. Gazetesi’nin Bursa ekinde yayımlanan reklamlarla ilgili olarak davalı idare tarafından Sağlık Bakanlığı’ndan görüş istenilmesi üzerine, söz konusu reklamlarda yer alan ifadelerin insanları yanlış bilgilendirdiği ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacağı, ayrıca kuruluşun uygunluk belgesindeki isminin “…….. Güzellik Merkezi” olmasına rağmen, söz konusu reklamlarda, “Estetik ve Güzellik Merkezi” ibaresinin kullanıldığı ve bu durumun Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 24. ve 34. maddelerine ve 4077 sayılı Kanun’un 16. maddesine aykırı olduğu belirtilerek dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu ceza, davacı şirketin, insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte reklamları ve bu reklamlarda uygunluk belgesindeki ismi dışında bir isim kullanmasından kaynaklanmaktadır.
Söz konusu reklamların insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte olduğu iddiasıyla ilgili olarak;
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün üniversite ve devlet hastanelerinden alınan görüşler değerlendirilerek oluşturduğu 14/05/2007 günlü, 9666 sayılı yazısında; reklamda yer alan “Tek uygulamada iki hafta içinde ortalama 2 cm’lik incelme, 500 cc’ye kadar kalıcı yağ kaybı. Türkiye’de bir ilk, yüz germe, boyun germe, kaş kaldırma, göz çevresi kırışıklıkları ameliyatsız, tek uygulamada, uzun ve kalıcı etki, güvenli, FDA onaylı. Tek uygulamada 1-2,5 cm arası incelme, 500 cc’ye kadar kalıcı yağ kaybı” gibi ifadelerin insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte olduğunun belirtildiği; bu iddialara karşı, 4077 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca reklamdaki bilgilerin doğruluğunu ispat yükümlülüğü bulunan davacının, bu durumun, aksini ispatlar nitelikte bilgi ve belgeleri dosyaya sunamadığı; yabancı dilde bir takım belgeler sunarak tercüme edilmiş belgelerin idarede olduğunu iddia etmekle yetindiği görülmektedir. Bu durumda, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün görüş yazısında yer verilen bilimsel nitelikteki tespitlere karşın davacı tarafından, bu yönden aksini ispatlayan hukuken geçerli bilgi ve belgelerin sunulmamış olması nedeniyle söz konusu reklamların insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte olduğunun kabulü gerektiği ve tesis edilen cezada bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, davacının ceza almasına neden olan eylemlerden “kuruluşun uygunluk belgesindeki isminin “………. Güzellik Merkezi” olmasına rağmen, söz konusu reklamlarda, “Estetik ve Güzellik Merkezi” ibaresinin kullanıldığı ve bu durumun Mülga Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesine aykırılık teşkil ettiği hususuyla ilgili olarak:

Mülga Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in bir bütün olarak değerlendirilmesinden, söz konusu Yönetmelikte, sağlık kuruluşlarının Merkezler ve Salonlar olmak üzere iki şekilde sınıflandırıldığı ve Merkezlerden bahsederken Güzellik ve/veya Estetik Merkezleri şeklinde ifadelere yer verildiği; öte yandan, faaliyet alanı, altyapı özellikleri, personelin niteliği bakımından, Güzellik Merkezlerinden ayrı bir statüye sahip Estetik Merkezleri şeklinde bir sağlık kuruluşuna yer verilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı tarafından reklamlarda, “Estetik ve Güzellik Merkezi” ibaresinin kullanılmış olması fiilini, tek başına idari yaptırım gerektiren bir fiil olarak değerlendirme olanağı bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesinin, mülga Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 24. maddesinin ihlal edildiği yönündeki gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de,
davacı şirket reklamlarının insanların yanlış bilgilenmesine yol açacak ve kuruluşlar arasında haksız rekabete neden olacak nitelikte olması, durdurma ve para cezasıyla cezalandırılması için yeterli bir sebep olduğundan, dava konusu işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddine, …….. 15. İdare Mahkemesinin … günlü, ………….. sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
K A R Ş I O Y
X- Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, davacının temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan ısrar kararının aynen onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
K A R Ş I O Y
XX- … 15. İdare Mahkemesinin … günlü, E:… sayılı ısrar kararının, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/10/2012 günlü, E:2012/5195, K:2012/6931 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.