Danıştay Kararı İdari Dava Daireleri Kurulu 2013/934 E. 2015/3550 K. 15.10.2015 T.

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2013/934 E.  ,  2015/3550 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2013/934
Karar No : 2015/3550

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin …. günlü, … sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Daire kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 2008 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu’nca 4. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. … İdare Mahkemesi’nin …. günlü, … sayılı kararıyla; kıdem sırası, sicil notu ortalaması ve takdir-taltif sayısı bakımından davacıdan daha geride olan ya da kıdem sırası ve sicil notu ortalaması bakımından davacıdan daha geride olup davacıyla aynı sayıda takdir-taltifi bulunan personelden terfi ettirilenler olduğu gibi, kıdem bakımından davacının çok gerisinde olup, sicil not ortalaması davacınınkinden yüksek, takdir-taltif sayısı davacınınkinden fazla/az olan ve liyakat bakımından da davacıdan daha iyi durumda bulunmayan emniyet amirlerinden terfisi yapılanların olduğu, 4. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi konusunda davalı idarece objektif davranılmadığı, öte yandan davacının kıdem bakımından çok önde bulunması ile liyakat bakımından terfisine engel olarak ortaya konulan hususlar birlikte ele alındığında, söz konusu hususların nitelik olarak davacının terfisine engel nedenler olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, davacının 4. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmemesi yolundaki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anılan karar Danıştay Onikinci Dairesi’nin 20/09/2011 günlü, E:2009/1387, K:2011/4263 sayılı kararıyla, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmesi yönünden kıdemi yerinde olmakla birlikte, bir üst rütbeye terfi durumu değerlendirilirken, emniyet hizmetinin özelliği ve gereklerine uygun olarak, kıdemin yanı sıra, bulunduğu rütbede almış olduğu disiplin cezalarına ve ceza yargılaması sonucunda verilen cezalara dayanak olan tüm eylemlerinin liyakat değerlendirilmesinde dikkate alınacağı, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin dava konusu işlemde, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile mevzuata aykırılık bulunmadığı, İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde davacıdan daha kıdemsiz ve sicil notu daha düşük olan emniyet amirlerinin terfi ettirilmesine rağmen davacının terfi ettirilmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de; davacının bulunduğu rütbede ceza mahkemesi tarafından hapis ve para cezasına mahkum edildiği ve ayrıca hakkında açılan disiplin soruşturmaları sonucunda çeşitli disiplin cezaları aldığı dikkate alındığında idare mahkemesinin bu gerekçesinde hukuki isabet görülmediği, yine İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde cezası olan 2 emniyet amirinin terfi ettirilmiş olması nedeniyle davacının da terfi ettirilmesi gerektiği belirtilmekte ise de, 671. sırada bulunan personelin cezasının Askeri Mahkeme tarafından verildiği, işlenen suçun göreviyle bir ilgisinin bulunmadığı, ayrıca sicil notu ortalamasının davacıdan daha yüksek (88,67) olduğu, 661. sırada yer alan personelin ise almış olduğu cezanın, bulunduğu rütbeye terfi tarihinden önce verildiği ve bu kişinin sicil notu ortalamasınınn 98,33 olduğu anlaşıldığından bu kişilerin terfi ettirilmesinin davacı açısından emsal oluşturmayacağı, bu durumda; bulunduğu rütbede disiplin cezaları bulunan, ceza mahkemesi kararlarıyla hapis ve para cezaları ile cezalandırılan davacının liyakat yönünden yapılan değerlendirme sonucunda terfi ettirilmemesine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmayarak dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davalı idare, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 4638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinde; terfilerin, bu maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere kıdem ve liyakata göre yapılacağı, kıdem sırasının tesbitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise sicil numarası küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı; 10/08/2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde; “Kıdem”, bir rütbede geçen fiili çalışma süresi; “liyakat” ise, personelin aldığı sicil, ödül ve takdirnamesi, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmiş hizmetlerinde almış olduğu cezalar, geçirdiği ve devam eden soruşturmaların niteliğine göre belirlenecek terfi yeterliliği olarak tanımlanmış, 8. ve devamı maddelerde rütbelere terfi ve kıdem esasları sayılmış, 25. maddesinde ise, Yüksek Değerlendirme Kurulu üyelerinin 22. maddede belirtilen terfi edecek personel hakkında; a) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini, b) Bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarını veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini, c) Sicil, ödül ve takdirname bilgilerini, d) Meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verecekleri öngörülmüştür.
Dava dosyasının incelenmesinden; 30/06/2003 tarihi itibariyle emniyet amirliği rütbesine terfi ettirilen davacının, 4. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfiine ilişkin olarak kıdem sıralamasında 24. sırada bulunduğu, sicil ortalamasının 84,33 ve takdir-taltifinin 6 olduğu, Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun 14/05/2008 günlü, 2008/1 sayılı kararıyla 31/12/2008 tarihi itibariyle rütbe terfiini hak eden 674 emniyet amirinden 646’sı terfi ettirilirken, davacının da aralarında bulunduğu 28’inin terfi ettirilmediği, davacının emniyet amiri olarak görev yaptığı dönemde, bir aracın devrinde sakınca bulunup bulunmadığını kayıtlardan araştırması gerekirken araştırma yapmaksızın faks yazısına dayanarak sakınca olmadığı yönünde rapor verdiğinden bahisle “görevi ihmal” suçuyla yargılandığı davada anılan suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle 2 ay 6 gün hapis ve 285,00 YTL para cezasıyla cezalandırılması gerekirken hapis cezasının para cezasına çevrilerek ertelenmesine, bu olayla ilgili olarak, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğraması nedeniyle disiplin yönünden soruşturmanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği; 2004 yılında, her suça suç numarası verilmesi gerekirken gerekli denetimleri yapmayarak bazılarına suç numarası verilmeden giriş kayıt numarasıyla Cumhuriyet Savcılığına intikaline sebep olduğundan bahisle üzerine atılı “denetim görevini yerine getirmemek” fiiliyle ilgili olarak 1 günlük aylık kesimi cezası verildiği, bu cezanın af kapsamında olduğu; emniyet amiri olarak görevli iken işlediği iddia edilen “belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında maydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek”, “borçlanıp ödememeyi alışkanlık haline getirmek” ve “hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilleri ile ilgili olarak Merkez Disiplin Kurulu’nun 05/12/2006 günlü, 432 sayılı kararıyla, bu fiiller için sırasıyla 12 ay uzun süreli durdurma, 10 ay kısa süreli durdurma ve 6 ay kısa süreli durdurma cezası verilmesine karar verildiği, ancak savunma alınmaksızın verilen disiplin cezalarının iptal kararı sonrasında Merkez Disiplin Kurulu’nun 03/12/2007 günlü, 367 sayılı kararıyla, yukarıda anılan fiillerin karşılığı olarak sırasıyla, 4 ay kısa süreli durdurma, 11 günlük aylık kesimi ve 6 ay kısa süreli durdurma cezası verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … günlü … sayılı kararıyla, 6 ay kısa süreli durdurma cezasının iptaline, diğer cezalara yönelik davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Danıştay 12. Dairesinin 24/06/2011 günlü, E:2008/8450, K:2011/3494 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin yukarıda yer verilen 25. maddesi, bu maddeyi hukuka uygun bulan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 20/10/2005 günlü, E:2004/2433, K:2005/2505 sayılı kararı ve son olarak aynı yönde verilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13/02/2013 günlü, E:2009/119, K:2013/484 sayılı kararı uyarınca, davacının bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarının veya soruşturma bilgilerinin ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerinin rütbe terfi işlemlerinde dikkate alınması gerekmektedir.
Davacının emniyet amirliği rütbesinde verilmiş olan disiplin cezaları ile ceza yargılaması sonucunda verilen cezalara sebep olan ve yukarıda özetlenen fillerinin niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY X-
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 4638 sayılı Yasa ile değişik 55. maddesinde; terfilerin kıdem ve liyakata göre yapılacağı, her bir rütbe için belirlenen zorunlu bekleme süreleri sonunda bir üst rütbeye terfii edebilmek için bekleme süresi kadar olumlu sicil alınması ve bir üst rütbede boş kadronun olması gerektiği; kıdem sırasının her yıl duyurulacağı; polis amirlerinin bir üst rütbeye terfiinde bu rütbedeki fiili çalışma süresinin esas alınacağı ve kıdem sırasının tesbitinde bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa’ya dayanılarak 10/08/2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesinde de, polis amirlerinin rütbelere terfilerinin aynı Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen şartları taşımak kaydıyla kıdem ve liyakata göre yapılacağı; 11. maddesinde, polis amirlerinin bir üst rütbeye yükselmesi için, üst rütbede boş kadronun bulunmasının; bulunduğu rütbede 10. maddede gösterilen bekleme süresi kadar fiilen çalışmış olmanın; bekleme süresi içerisinde, zorunlu en az bekleme süresi kadar olumlu sicil almış olmanın gerektiği; 15. maddesinde, kıdemin tespitinde, polis amirlerinin bulundukları rütbeye atandıkları tarih ve rütbe terfiinde değerlendirilen çalışma sürelerinin esas alınacağı; 16. maddesinde, kıdem sırasının tespitinde; bulunulan rütbeye atanma tarihi önce olanın, aynı tarihte terfi edenlerden, bulundukları rütbedeki zorunlu en az bekleme sürelerinde almış oldukları son üç yıl sicil notlarının ortalaması yüksek olanın, sicil notlarının eşitliği halinde bulunduğu rütbede ödül ve takdirnamesi fazla olanın, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise sicil numarası daha küçük olanın, diğerine göre daha kıdemli sayılacağı; 24. ve 25. maddelerinde ise, Merkez veya Yüksek Değerlendirme Kurullarının, terfi edecek personel hakkında; bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerinin, bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarına veya soruşturma bilgilerine ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerinin, sicil, ödül ve takdirname bilgilerinin, meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarının değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verecekleri kurala bağlanmıştır. Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik kurallarının birlikte değerlendirilmesinden; bir amirin bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilemeyeceği konusundaki temel iki ölçütün, kıdem ve liyakat olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bir terfi döneminde terfi etmeyi hak eden amirlerin kıdemlerine göre sıralanmasından sonra, belirlenen sıralamaya göre her birinin liyakat yönünden değerlendirilmesi, liyakat yönünden yeterli görülenlerin terfi ettirilmesi, yeterli görülmeyenlerin ise terfi ettirilmemesi gerekmektedir. Liyakatin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesinde ise personelin aldığı sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmaların niteliği bir bütün olarak dikkate alınmalıdır. Dava dosyasının ve benzer nitelikte olup Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun esasına kayıtlı olan diğer dosyaların incelenmesinden, davalı idarece liyakat yönünden yapılan değerlendirmelerde bazen, sicil notu ortalamasının daha yüksek olması nedeniyle kıdemsiz personelin terfi ettirildiği, bazen sicil not ortalaması dikkate alınmadan sadece kıdeme göre liyakat değerlendirmesi yapıldığı; kimi zaman terfi ettirilen personelin sicil not ortalaması yüksek olmasına rağmen ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından terfi ettirilmeyen personelin gerisinde kaldığı, kimi zaman ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından diğerlerinden önde olan personelin geçirdiği soruşturmalar ve aldığı cezalar dikkate alınarak terfi ettirilmediği; bir personelin terfi etmesi önünde engel olan bir fiilin diğer bir personel için engel görülmediği; dolayısıyla liyakatin değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmaların terfi işlemlerinde gözetilmesinde eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın bulunmadığı, bunlardan birine öncelik verildi ise bunun gerekçelerinin açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Davalı idarenin, emniyet amirlerinin terfi ettirilmesi konusunda takdir yetkisi bulunduğu açık ise de, bu yetkisinin, mevzuatta öngörülen kıdem, sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmalar gibi ölçütlerin gözetilerek kullanılması, belirtilen ölçütlerin terfi işlemlerinde uygulanması sırasında da eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın sağlanması, hukuk devleti ilkesinin zorunlu sonucudur. Dosyada yer alan Yüksek Değerlendirme Kurulu kararında yer verilen gerekçeler, uyuşmazlık konusu terfi döneminde terfiyi hak eden ve terfi ettirilen personele ilişkin listeler ile listelerde yer alan personelin kıdem, sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturma bilgileri dikkate alındığında, davalı idarece liyakat değerlendirmesinde dikkate alınması gereken ölçütlerin uygulanmasında, eşit, objektif ve istikrarlı şekilde işlem tesis edildiğinin ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz edilen Mahkeme kararının bu gerekçe ile onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.