Danıştay Kararı 9. Daire 2023/321 E. 2023/688 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2023/321 E.  ,  2023/688 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2023/321
Karar No : 2023/688

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlğı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi Türk Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’i olan 798.776,79-TL’nin ödenmesi gereken kurumlar vergisi üzerinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden tahakkuk eden kurumlar vergisinin 798.776,79-TL’lik kısmının kaldırılması ile kurumlar vergisine mahsuben ödenen 798.776,79-TL geçici vergi tutarının iadesi istemine ilişkindir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından “davacının kanuni süresinden sonra beyanname vermesindeki amacının vergi kaybına sebebiyet vermek olmadığı, vergi doğmayan bir beyannamenin geç verilmesi dışındaki diğer bütün vergisel yükümlülüklerini süresinde yerine getiren davacı şirketin vergi indiriminden faydalandırılmamasının düzenlemedeki amaca ters düşeceğinden, dava konusu tahakkuk işleminde hukuka uygunluk görülmediği, öte yandan, 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ödenmesi gereken kurumlar vergisi tutarının da 0-TL olduğu hususunun yeniden verilecek kararda geçici verginin iadesi istemi yönünden değerlendirilmesi gerektiği” yolunda verilen bozma kararına uyarak dosyayı yeniden incelemek suretiyle; davacıya ait kurumlar vergisi beyannamesinde ödenecek vergi tutarı -0,00- TL olarak gözükse de bunun nedeni ödenen geçici vergilerin tahakkuk eden kurumlar vergisinden mahsubu olduğundan ve tahakkuk eden kurumlar vergisinin davaya konu edilen kısmının hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından davacının mülkiyet hakkının korunması bağlamında iadesi istenen tutarın davacıya iadesi gerektiği açık olduğundan, Vergi Mahkemesinin uyuşmazlığın, davacı şirketin 2016 yılı Temmuz ayı 1. dönem özel tüketim vergisi beyannamesini 25/07/2016 tarihinde vermesi gerekirken, 27/07/2016 tarihinde vermesinin, Gelir Vergisi Kanun’u Mükerrer 121. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen, beyannamelerin kanuni süresinde verilmiş olma şartını ihlâl edip etmediği hususuna ilişkin olduğu, olayda davacı şirketin üretimde kullandığı petrol kokunun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli I sayılı listede yer almakla birlikte, bu ürünün tesliminde özel tüketim vergisi tutarının, kg başına sıfır (0) TL olması nedeniyle özel tüketim vergisine tabi olmadığı, ancak boş da olsa beyanname verildiği, boş verilen beyanname nedeniyle özel tüketim vergisi tahakkuk etmediği, sadece beyannameden doğan damga vergisinin tahakkuk ettiği ve tahakkuk eden bu miktarın da Kanun’da belirtilen 250-TL’nin altında kaldığı sonucuna varılmakla, beyannamenin süresinde verilmediğinden hareketle, davacı şirketin vergiye uyumlu mükelleflere tanınan indirim hakkından faydalandırılmaması işleminde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu kurumlar vergisi tahakkukunun iptaline ve fazla ödenen kurumlar vergisinin davacıya iadesine hükmeden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan davalı idare istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket 2016 yılı Temmuz ayı 1. dönem özel tüketim vergisi beyannamesini kanuni süresinden sonra verdiğinden, Gelir Vergisi Kanun’u Mükerrer 121/1 maddesinde belirtilen, beyannamelerin kanuni süresinde verilmiş olma şartını ihlâl ettiği dikkate alındığında beyanları esas alınarak yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Bölge İdare Mahkemesi kararının, kurumlar vergisi tahakkukunun %5’lik vergi indirimine isabet eden kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası, usul ve hukuka uygun olup kararın bu kısmına yönelik davalı temyiz isteminin reddi gerektiği, kararın, kurumlar vergisine mahsuben ödenen 798.776,79-TL geçici vergi tutarının iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davalı temyiz isteminin ise, davacının kurumlar vergisi beyannamesine göre hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilen vergi tutarları nedeniyle ödenen kurumlar vergisi bulunmadığından, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’ine isabet eden vergi indirim tutarı, kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihi izleyen bir tam yıl içinde davacının beyanı üzerine tahakkuk edecek diğer vergilere mahsup edilebileceğinden ve bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmeyeceğinden ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde fazla ödenmiş olup ta iade edilecek geçici vergi tutarı da bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesince geçici vergi tutarının iadesine hükmedilmesi bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, temyiz isteminin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen, vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5’i olan 798.776,79-TL’nin ödenmesi gereken kurumlar vergisi üzerinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden tahakkuk eden kurumlar vergisinin 798.776,79-TL’lik kısmının kaldırılması ile kurumlar vergisine mahsuben ödenen 798.776,79-TL geçici vergi tutarının iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Olay tarihinde yürürlükte bulunan haliyle “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde, “Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;
1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk Lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),
2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),
3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması, şarttır.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.
Bu maddede geçen vergi beyannamesi ve vergi ibareleri, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.
Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan oranı ve tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, kurumlar vergisi tahakkukunun %5’lik vergi indirimine isabet eden kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası, usul ve hukuka uygun olup davalı tarafından ileri sürülen temyiz iddiaları, kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalının, Bölge İdare Mahkemesi kararının, ödenen geçici vergi tutarının iadesine ilişkin hüküm fıkrası yönelik temyiz istemine gelince;
Yukarıda aktarılan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinin birinci fıkrasında, maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’ine isabet eden vergi indirim tutarını, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği düzenlenmiştir. Olayda, davacının 2018 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin incelenmesinden, mahsup edilecek vergiler toplamının fazla olması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisinin çıkmadığı, dolayısıyla kurumlar vergisi beyannamesinden kaynaklanan bir kurumlar vergisi ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının izleyen yıl içinde beyanı ile tahakkuk edecek vergilerinin ödenmesi sırasında vergi indirimi konusu yapılamayan tutarın mahsubu imkanından yoksun kaldığı hususunun davacının vergi indiriminden faydalanılamaması suretiyle yapılan tahakkukun vergi indirim tutarına isabet eden kısmının iptali ile ortaya konulması sonucunda; vergi indirim tutarının, kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihi izleyen bir tam yıl içinde davacının beyanı üzerine tahakkuk edecek diğer vergilere mahsup edilebileceği ve bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği de açıktır. Davacının vergi indiriminden faydalanılamaması nedeniyle 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihi izleyen bir tam yıl içinde beyanı üzerine tahakkuk eden bir vergiyi ödeyip ödemediği ve ödediği tutarın miktarı ile ödenen tutarın iadesine ilişkin bir başvurusunun bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmaksızın ödenen geçici vergi tutarının iadesine ilişkin verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, kurumlar vergisi tahakkukunun %5’lik vergi indirimine isabet eden kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, ödenen geçici vergi tutarının iadesine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.