Danıştay Kararı 9. Daire 2023/1565 E. 2023/2198 K. 08.06.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2023/1565 E.  ,  2023/2198 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2023/1565
Karar No : 2023/2198

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, … Bölge Adliye Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı ilamı ile hükmedilen karar harcının tahsili için düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu ödeme emrinin davacının adres kayıt sisteminde yer alan adresine tebliğ çıkarıldığı, davacının yurt dışında olduğu ve ne zaman geleceğinin bilinmediği tespit edilerek tebligatın 31/12/2019 tarihinde iade edildiği, söz konusu tespit üzerine idarece davacının yurt dışında yaşayıp yaşamadığı hususunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın ve yabancı memlekette bulunanlara özgü tebligat yöntemleri denenmeksizin tebliğ evrakının aynı adrese 7 gün sonra ikinci defa tebliğe çıkarılıp tebligat pusulasının kapıya yapıştırılması suretiyle tebliğ edildiği, davacının geçici olarak adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adresinde bulunmamasının söz konusu olması halinde dahi 7 günlük sürenin, 213 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi uyarınca kanunda açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi tebliği yapacak olan idarenin belirleyeceğine yönelik düzenleme ile davacının ne zaman geleceğinin bilinmediği hususları göz önüne alındığında “münasip bir müddet” olarak kabulüne olanak bulunmadığı, bu haliyle yapılan tebligatın hukuka aykırı olduğu ve bakılmakta olan davanın süresinde açıldığı sonucuna varıldığı, uyuşmazlıkta harcın dayanağı istinaf mahkemesi kararının Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulduğu ve dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı esasına yeniden kaydedildiği anlaşıldığından, dayanağı kalmayan istinaf mahkemesi kararı esas alınarak davacı adına tanzim ve tebliğ edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin davacıya 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102/5. maddesi uyarınca usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği belirtilerek süre itirazında bulunulmuş ise de; davacının adres kayıt sisteminde yer alan adresine tebliğe çıkarılan dava konusu ödeme emrinin, davacının yurt dışında olduğu ve ne zaman geleceğinin bilinmediği durumunun posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek 31/12/2019 tarihinde iade edilmesi ve ikinci kez çıkarılan tebligatın 07/01/2020 tarihinde kapıya yapıştırılmak suretiyle gerçekleştirilmesi karşısında somut olayda anılan hükümde geçen ikinci defa çıkarılan tebliğ için öngörülen sürenin “münasip bir süre” olarak kabulüne olanak bulunmadığı, yapılan tebligatın bu nedenle hukuka aykırı olduğu ve davanın süresinde açıldığı sonucuna varılarak vergi mahkemesi kararının esasının değerlendirilmesine geçildiği, Vergi mahkemesi kararının dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın kaldırılmasını sağlayacak durumda bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun yukarıda yazılı açıklama eklenmek suretiyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına, … Bölge Adliye Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı ilamı ile hükmedilen karar harcının tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Uyuşmazlıkta, … Bölge Adliye Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile karar harcına hükmedildiği, karar harcı vadesinde ödenmediğinden ilama dayanan harcın tahsilinin harç tahsil müzekkeresi ile istenmesi üzerine davacı adına 30/12/2019 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, … Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay … Hukuk Dairesince 01/12/2021 tarihinde bozularak ortadan kaldırılmasına karar verildiği, ödeme emrinden 07/03/2022 tarihinde muttali olduğunu beyan eden davacı tarafından ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın 10/03/2022 tarihinde açıldığı görülmektedir. 2004 sayılı Kanunun 40.maddesinin değerlendirilmesinden, bir ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya Yargıtay tarafından bozulması halinde ilamın uygulanabilirlik kabiliyetinin bu aşamada durduğu, uygulanabilirlik kabiliyeti Yargıtay bozma kararı ile duran ilama dayanarak yeni bir işlem tesis edilemeyeceği, bozma kararı verilmesi nedeniyle ilamın verildiği tarihten itibaren uygulanabilirlik kabiliyetini yitirmediği, dolayısıyla bozma kararından önce ilama dayanarak yapılmış işlemelerin bu aşamada dayanaksız kaldığından söz edilemeyeceği, uygulanabilirlik kabiliyeti duran ilamın uygulanabilirlik kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmesinin ise bozma kararından sonra verilecek yeni kararla sübut bulacağı; 492 Sayılı Harçlar Kanununun 8. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 323.ve 332.maddesinin birlikte değerlendirilmesinden ise karar ve ilam harcının yargılama giderlerinden olduğu, yargılama giderlerinin hükümde yer alacağı, hükmün bozulması halinde bozma kararına uyularak verilecek hükümde yeni bir hüküm gibi karar ve ilam harcı hesaplanacağı, verilecek yeni hükümde belirlenen karar ve ilam harcı tutarı ile bozulan hüküm uyarınca evvelce alınmış olan karar ve ilam harcı tutarı arasında fark bulunması halinde yeni hükme ait harçtan evvelce alınmış olan harcın mahsup olunacağı, bu yolla eksik harç tamamlatılarak var ise fazla harcında iadesi sağlanarak bir davada alınması gereken nihai harç tutarının yeni kararda hüküm altına alınacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu ödeme emrinin bozma kararından önce düzenlenmiş olması nedeniyle bozma kararı ile ödeme emrinin bu aşamada dayanaksız kaldığından söz edilemeyeceğinden, ödeme emri içeriği harcın dayanağı olan ilamın Yargıtay tarafından bozulması üzerine bozma kararı uyarınca yeni bir karar verilip verilmediği, davacı aleyhine yeni kararda harca hükmedilip hükmedilmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, Yargıtay Dairesince istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, dayanağı kalmayan İstinaf Mahkemesi kararı esas alınarak tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline hükmeden Vergi mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile temyiz edilen kararın bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.