Danıştay Kararı 9. Daire 2022/736 E. 2023/386 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/736 E.  ,  2023/386 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/736
Karar No : 2023/386

TEMYİZ EDENLER :1-(DAVALI) … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVACI) … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Davacı şirket tarafından, temlik alacağına mahsuben satın alınan taşınmazlar nedeniyle ödenen 3.961.378,00-TL tahsil harcının iadesi yolundaki başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarın faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen görev ret kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesince uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle bozulması üzerine, Bölge İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak davacı istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesi üzerine, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle; davacı şirket tarafından devralınan …Varlık Yönetim A.Ş.’nin varlık yönetim şirketi olarak kurulduğu 2012 yılı ile bunu izleyen beş (5) yıl süresince gerçekleştirdiği işlemlerin 492 sayılı Kanun’a göre ödenecek harçlardan istisna olduğu hususunun açık olduğu, dava konusu harca tâbi satışı gerçekleşen taşınmazların da alacaklarına mahsuben davacı tarafından satın alındığı, dolayısıyla bankaların ve finansal kuruluşların tahsili gecikmiş alacaklarının devralınması ve devralınan aktiflerin yönetilip geliştirilerek değer artışının sağlanması amacıyla kurulan varlık yönetim şirketlerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143/5 kapsamında harçlardan istisna edilmesi, anılan şirketlerin bankacılık sektörüne destek sağlaması amacına yönelik olduğu, bu durumda icra kanalıyla ihale usulü ile satılan taşınmazın varlık yönetim şirketi olan …Varlık Yönetim A.Ş. tarafından alacağına mahsuben satın alınmasına ilişkin işlemlerin 492 sayılı Kanun uyarınca alınacak harçlardan istisna olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacıdan tahsil edilen tutarın davacıya iade edilmesi gerektiği, davacının yasal faiz istemi yönünden ise; davacı tarafından ödenen tutarların haksız yere tahsil edildiğinin belirlendiği dikkate alındığında, tahsil edilen tutarın davacının dava dilekçesinde açıkça belirttiği talebi de dikkate alınarak ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacı şirkete iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptali ile davacı tarafından ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Ödenen tutarın tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle iadesine karar verilmesi gerektiği iddiasıyla, faize ilşkin hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: Davanın tahsil dairesi konumunda olan İcra müdürlüğüne karşı ve icra mahkemesinde açılması gerektiği ve neticede borçtan doğan harcın, nihai kararda şirket lehine alacak yazılacağı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davalı temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması, davacının temyiz istemininde bu nedenle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Maddi olay: Davacı şirket tarafından, temlik alacağına mahsuben satın alınan taşınmazlar nedeniyle ödenen 3.961.378,00-TL tahsil harcının iadesi yolundaki başvurunun reddine ilişkin … tarih ve …sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarın faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun yargı harçlarını düzenleyen birinci kısımdaki maddeleri arasında yer alan “mükellef” başlıklı 11. maddesinin ilk fıkrasında; genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını istiyen kişilerin ödemekle mükellef olduğu, nispi harçlarda ödeme zamanını düzenleyen Yasa’nın 28.maddesinin 1/b fıkrasında; icra takiplerinde tahsil harcının, alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği, harç alacağının icranın yerine getirilmesiyle doğacağı hüküm altına alınmıştır. İcra ve iflas harç oranları ise aynı Kanunun ekinde yer alan 1 sayılı Tarife Yargı Harçları başlıklı Kısmın B) İcra ve İflas Harçları bölümünde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 15.maddesinin birinci fıkrasında ise İcra ve iflas harçlarını Kanunun tayin edeceği, Kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğu, neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunacağı kurala bağlanmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesinde ise; özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harçdan müstesna işlemler” başlıklı 13. maddesinde harçtan müstesna konular düzenlenmiş, 59. maddesinde “Harçtan müstesna tutulan işlemler başlığı altında hangi işlemlerin harçtan istisna olduğu sıralanmış, aynı maddenin son fıkrasında ise; yukarıda yer alan istisnalara ilave olarak özel kanunlarda yer alan muafiyet ve istisnalara ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükteki haliyle, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun Varlık yönetim şirketi başlıklı 143. maddesinin birinci fıkrasında; Fon dâhil diğer malî kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabileceği, varlık yönetim şirketleri alacaklarının tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilâve finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dâhil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkili olduğu, aynı Kanunun 6. fıkrasında ise bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, “kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisna olduğu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Varlık Yönetim Şirketleri, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon’una ilişkin hükümleri içeren 12. Kısım, takip ve tahsil usullerini düzenleyen 6. Bölüm 143. maddesinde düzenlenmiş olup; bankalar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıkların satın alınması, tahsili, yeniden yapılandınlması ve satılması amacıyla varlık yönetim şirketlerinin kurulabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Olayda, davacı varlık yönetim şirketinin 06/03/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile İstanbul Varlık yönetim şirketinin alacağını devraldığı, bu alacağın teminatını oluşturan taşınmazların icra müdürlüğü kanalıyla alacağına mahsuben satıldığı, ihalenin kesinleşmesi üzerine adına tescil aşamasında ihtirazi kayıtla … İcra Müdürlüğünce ihale bedeli üzerinden %11,38 oranında 3.961.378,00 TL harç ödendiği akabinde davalı idareye iade istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (uyuşmazlık tarihinde yürürlükteki halinde) 143. maddesindeki düzenlemede “muaflıktan” değil “istisna” dan söz edilmekte olup, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, kurulduklan takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Görüldüğü üzere, bu hüküm varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri istisna kurumunun doğasının da gereği olarak kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan dolayı, hükümde sayılan kanunlar uyarınca vergi, harç veya kesinti borçlusu durumunda bulunacakları hâllerle sınırlamıştır. Olayda, harcı doğuran olay davacı şirketin başlattığı icra takibi üzerine, İcra Müdürlüğü kanalıyla, alacağına mahsuben yapılan, taşınmaz satışından kaynaklanmakta olup, yasada istisna kapsamında sayılan ve davacı şirketçe yapılan bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır
Ayrıca, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harçdan müstesna işlemler” başlıklı 13. maddesinde, bu maddede yazılı mevzuların harçtan istisna olduğu belirtilmiştir. İadesi talep edilen harcın bu maddede sayılan işlemlerden olmadığı, aynı Kanunun “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlıklı 59. maddesi kapsamında bulunmadığı da açıktır.
Öte yandan 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140/2. maddesine göre borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve masraflar fon alacağından mahsup edilemez ise de varlık yönetim şirketlerinin düzenlendiği aynı Kanun’un 143. maddesinde anılan maddeye atıf yapılmadığından, fon alacaklarına ilişkin olan bu imtiyazın varlık yönetim şirketleri hakkında uygulanma imkanı yoktur.
Bu durumda, varlık yönetim şirkletlerinin 5411 sayılı Kanun uyarınca kuruldukları tarihten itibaren 5 yıl süreyle 492 sayılı Kanun kapsamında ödenecek harçlardan istisna edildiği, istisnanın her türlü işlemi kapsadığı, dava konusu harca tâbi satışı gerçekleşen taşınmazların da alacaklarına mahsuben davacı tarafından satın alındığı, dolayısıyla bankaların ve finansal kuruluşların tahsili gecikmiş alacaklarının devralınması ve devralınan aktiflerin yönetilip geliştirilerek değer artışının sağlanması amacıyla kurulan varlık yönetim şirketlerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143/5 kapsamında harçlardan istisna edilmesi, anılan şirketlerin bankacılık sektörüne destek sağlaması amacına yönelik olduğundan bahisle davacı tarafından ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, icra tahsil harcının ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesine hükmeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik, taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle; davacının faize ilişkin kısım yönünden temyiz istemininde bu gerekçeyle reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne, davacının faize ilişkin temyiz isteminin bu nedenle reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Temyiz isteminde bulunan davacıdan …-TL maktu harç alınmasına,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.