Danıştay Kararı 9. Daire 2022/633 E. 2023/1550 K. 25.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/633 E.  ,  2023/1550 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/633
Karar No : 2023/1550

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait 2012/Ağustos-Eylül dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi içerikli vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacının banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu haciz işleminin dayanağı ödeme emri, her ne kadar davacının ikametgah adresinde kapıya yapıştırma suretiyle tebliğ edilmiş ise de, tebliğ edilememe nedenlerine ilişkin bir tespit yapılmamış olması ve davalı idarece ibraz edilen kapıya yapıştırılan tebligat pusulasında; tebliğ evrakının kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren onbeş gün içinde gönderen idareden alınabileceği, alınması halinde alındığı tarihte, bu süre içinde alınmaması halinde onbeşinci günde tebligatın yapılmış sayılacağı şerhinin yazılı olmaması ve bu pusulaya tarihin de yazılmamış olması, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceğini içeren pusulanın adresin kapısına yapıştırıldığı yönündeki 20/07/2019 tarihli şerhin davalı idarece ibraz edilen Ek:1 tebligat pusulasında değil, idareye iade edilen tebliğ alındısı üzerinde yer alması nedeniyle tebligatın yapılmış sayılacağı tarihin tespitine de imkan bulunmaması karşısında, usulüne uygun bir ödeme emri tebligatından söz edilemeyeceğinden dava konusu haciz işleminde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idarece itiraz dilekçesine eklenen tebliğ evraklarının incelenmesinden, davacının … Mah. … Sk. No:… Buca/İzmir adresinin kapalı olması sebebiyle tebligat yapılamayarak tebliğ evrakının dağıtıcı imzasıyla merciine iade edildiği, aynı adrese ikinci kez gidildiğinden yine adresin kapalı olması sebebiyle (tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren matbu nitelikte) pusula yapıştırıldığı belirtilerek durumun dağıtıcı imzasıyla şerh altına alındığı ve davalı idareye ait tebligat pusulasının dosyaya eklendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, dava konusu haciz işleminin dayanağı ödeme emrinin davacının ikametgah adresinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde, vergi ve cezaların tahsili amacıyla tesis edilen haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVALININ İDDİALARI: İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendi lehlerine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönden bir hüküm kurulmadığı iddiasıyla temyize konu kararın düzeltilerek onanması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırması yapıldığının somut olarak ortaya koyulamadığı, kendilerine usulüne uygun bir tebliğ yapılmadığından, söz konusu borcun zaman aşımına uğradığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
… Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacının banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin kaldırılması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları hâlinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Kanundaki terimler” başlıklı 3. maddesinde; Amme borçlusu veya borçlu terimi; amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini, aynı Kanunun “Haciz” başlıklı 62. maddesinin birinci fıkrasında; Borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tesbit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunacağı, son fıkrasında ise; tahsil dairesi alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükellef olduğu kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan düzenlemelerden, tüzel kişilerin usulüne uygun olarak kesinleşen ve şirketten tahsil edilemeyen vergi borçlarının, vergisel ödevleri yerine getirmeyen kanuni temsilcilerden tahsil edileceği anlaşılmaktadır.
Anayasanın “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35. maddesinde; herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün ”Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesinde ise; her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkının var olduğu, bir kimsenin, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceği; yukarıdaki hükümlerin, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmeyeceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere en temel haklardan olan mülkiyet hakkına kanundan kaynaklanan bir istisna teşkil eden haciz uygulamalarında, son derece dikkatli davranılarak, anayasa ve kanunla tanınan sınırlarının dışına çıkılmaması gerekmektedir. Bu kapsamda haciz uygulamalarında, borcu aşan tutarda haciz yapılmaması, borçlunun haline münasip evinin haczedilmemesi borçluyu korumaya yönelik ilkeler olarak karşımıza çıkmakta olup, amme idarelerince dikkat edilecek en önemli husus kamu alacağının tahsilinde doğru borçluyu tespit etmek ve ona karşı takip işlemlerini yürütmek olmalıdır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 27/09/2012 tarihinde kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı … Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında 2012 ve 2013 yılları hesap ve işlemlerinin katma değer vergisi yönünden incelenmesi nedeniyle şirket yetkilisi … ‘e tebliğ edilen 27/06/2016 tarihli defter ve belge isteme yazısına rağmen söz konusu defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle 2012/Ağustos, Eylül dönemlerine ilişkin olarak vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emrinin düzenlendiği, davacı tarafından ödeme emrine karşı dava açılmadığı gibi ödeme de yapılmaması üzerine davacının banka hesaplarına konulan haczin kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, dava konusu haciz işlemlerinin dayanağı 2012/Ağustos, Eylül dönemlerine ilişkin amme alacaklarının re’sen tarh sebebinin asıl borçlu şirkete ait 2012 ve 2013 yılına ilişkin defter ve belgelerin 2016 yılında incelemeye ibraz edilmemesi olduğu, defter ve belgelerin ibrazı yazısının tanzim ve tebliğ edildiği tarih itibariyle (2016 yılı) davacının kanuni temsil yetkisinin bulunmadığı, davacının 27/09/2012 tarihli karara göre tüm hisselerini devrederek, şirket kanuni temsil yetkisinin de sona erdiği ve bu durumun 12/10/2012 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği dikkate alındığında, asıl borçlu şirkete ait yasal defter ve belgeleri ibraz etme konusunda anılan tarihte vergisel ödevi bulunmayan, bu nedenle herhangi bir kusur sorumluluğu da bulunmağı anlaşılan davacının, 6183 sayılı Yasa’nın 3 ve 62. maddelerine göre amme borçlusu olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi, amme borçlusu sıfatıyla işlem yapılmasını gerektiren düzenlemede aranan koşulların gerçekleşip-gerçekleşmediğinin tahsilatın diğer bir aşaması olan haciz aşamasında da değerlendirilmesine engel bulunmadığından, dava konusu haciz işleminde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda; dava konusu haczin dayanağı ödeme emrinin usule uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı idare istinaf başvurusunu kabul ederek Vergi Mahkemesi kararını kaldırıp, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine hükmeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Davalı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararına vekalet ücreti yönünden yapılan temyiz istemine gelince; davanın reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararı yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulduğundan, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu husus da yeniden değerlendirileceğinden, davalı temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin bu nedenle reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 25/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.