Danıştay Kararı 9. Daire 2022/4462 E. 2023/63 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/4462 E.  ,  2023/63 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/4462
Karar No : 2023/63

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : Asıl borçlu … Elektrik Makina İnşaat Müteahhitlik Taahhüt Demir ve Demir Ürünleri İnşaat Malzemeleri Pazarlama Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu;asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin bilinen adresine tebliğ edilmek üzere 13/07/2004 tarihinde PTT’ye verildiği, tebliğ zarfı arkasına 16/07/2004 tarihinde “gösterilen adres olan muhatap … ‘dan soruldu adres taşınmış olduğundan tebliğ merciine iade” şerhi düşülerek başdağıtıcı … , yaya dağıtıcı … ve adreste bulunan … nezdinde tebliğ edilemediğine dair 16/07/2004 tarihli tutanak ve memur eliyle düzenlenen 26/06/2004, 14/05/2005, 17/12/2005, 07/09/2006 tarihli adres tespit tutanaklarında şirketin adresinde bulunmadığının, kayıt altına alındığı görüldüğünden kararın gerekçesinin yerinde bulunmadığı, ancak şirketin kanuni temsilcisinin ikametgah adresinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 101. maddesinde sayılan belgelerde yer alması halinde bu Kanun uyarınca bilinen adreslerden sayılacağından ödeme emirlerinin kanuni temsilcinin ikametgah adresinde tebliğ yolu denenmeksizin ilanen tebliği yasaya uygun olmadığından ve şirket adına düzenlenen ödeme emirleri usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden şirketten tahsili olanaksız hale gelmiş bir vergi borcundan söz edilemeyeceği, bu durumda söz konusu vergi borcundan dolayı davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibine yasal olanak bulunmadığından davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi kararının Danıştay Üçüncü Dairesince, Bölge İdare Mahkemelerince istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilemeyeceği gerekçesiyle bozulması üzerine bozma kararına uymayıp … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararında ısrar eden … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunu ısrar hükmü yönünden reddeden Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26/10/2022 tarih ve E:2022/943, K:2022/1369 sayılı kararıyla, dosyanın diğer yönlerden temyizen incelemesi yapılmak üzere Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi nedeniyle davalının temyiz başvurusunun incelenmesine ilişkindir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin tebligatının adreste bulunmama nedeniyle ilanen gerçekleştirildiği, yapılan malvarlığı araştırması sonucu şirketin herhangi bir malvarlığına rastlanılmaması üzerine davacı adına ortak sıfatıyla ödeme emirlerinin düzenlendiği ve usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY:
Asıl borçlu … Elektrik Makina İnşaat Müteahhitlik Taahhüt Demir ve Demir Ürünleri İnşaat Malzemeleri Pazarlama Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından, sermaye hisseleri oranında, doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların, devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı hükümleri yer almaktadır.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları” başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmâlen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, bu Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği, bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanun’da belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği; aynı Kanun’un “Süresinde ödenmeyen taksitler” başlıklı 19. maddesinde ise, bu Kanun’a göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksidi izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksidin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği, bu Kanun’un 15 ve 16. maddeleri ile 17. maddesinin 7. fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların 1. fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanun’un 3. maddesinin 9. fıkrası ve 14. maddesinin 3. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, borçluların ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanacağı ifade edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, 27/09/1998-30/05/2000 tarihleri arasında ortağı olduğu … Elektrik Makina İnşaat Müteahhitlik Taahhüt Demir ve Demir Ürünleri İnşaat Malzemeleri Pazarlama Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrine konu borçlar için şirket tarafından, davacının şirket ortaklığından ayrılmasından sonra 23/05/2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa uyarınca taksitlendirme talebinde bulunulduğu ve borcun yapılandırılarak yeni bir mahiyet kazandığı görülmüştür.
Bu durumda, asıl borçlu şirket tarafından yapılan bu işlem alacağın kesinleşmesi, zamanaşımının kesilmesi, mevcut borcun vadesinin değişmesi, yapılandırma anına kadar muaccel olan borcun artık yeni bir ödeme planı ve taksitlendirme tarihleri itibari ile vadesi olması gibi hukuki sonuçlar doğurduğundan,yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının yapılandırılan borçlar nedeniyle sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır. Yapılandırmanın ihlal edilmesi nedeniyle iptal edilmiş olması da belirtilen duruma ilişkin olarak herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.
Bu durumda, asıl borçlu şirket tarafından borcun yapılandırılması ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının yapılandırılan borçlar nedeniyle sorumlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığından davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu yukarıda yazılı gerekçeyle reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.