Danıştay Kararı 9. Daire 2022/4415 E. 2023/1547 K. 25.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/4415 E.  ,  2023/1547 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/4415
Karar No : 2023/1547

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci ve şirket ortağı sıfatıyla davacının banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; haciz işleminin dayanağı vergi borcunun davacının şirket ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu … Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 2012/Haziran- Eylül dönemlerine ait olduğu anlaşılmakla birlikte, vergiyi doğuran olayın 27/06/2016 tarihli defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen mevcut kanuni temsilci ve ortakların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinden kaynaklandığı, dolayısıyla anılan dönemler için kanuni temsilci olarak vergisel ödevlerin yerine getirilmesi hususunda yetkisi bulunmayan davacının vergisel ödevlerin yapılmamasında kasıt ve ihmalinden bahsetmeye olanak bulunmadığı açık olup hukuken sorumluluğu bulunmadığı; ortaklık sıfatından doğan ve bu yıla ilişkin olarak yapılacak bir inceleme sonrası tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı sorumluluğu devam etmekte ise de, davacının vergisel sorumluluğunun kendi dönemine ilişkin beyanname verilmemesi, beyan edilen borcun ödenmemesinin tespiti halinde söz konusu olabileceği, ortaklık sıfatının sona ermesinden sonra görev yapan kanuni temsilci veya ortakların defter ve belge ibraz etmeme eyleminden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığından, amme alacaklarının tahsiline ilişkin dava konusu haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek davalı idare istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İlk savunma dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
… Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci ve şirket ortağı sıfatıyla davacının banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin kaldırılması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından, sermaye hisseleri oranında, doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, 62. maddesinde, borçlunun mal bildiriminde gösterilen ve tahsil dairesince tespit edilen borçlu ve üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, 64. maddesinde de, haciz muamelelerinin tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı hükümleri yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun “bir ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı, kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığını ileri sürerek 15 gün içerisinde vergi mahkemesinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları hâlinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükmü düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ve davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup ileri sürülen iddialar temyize konu kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ve davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … tarih ve …sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmına ilişkin temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden, davacının … Klima Isıtma Soğutma Doğalgaz İnşaat Hay. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 26/06/2012 tarihinden 27/09/2012 tarihine kadar %50 hisse ile ortağı olduğu, davacının şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra şirketin 2012 ve 2013 yılları hesap ve işlemlerinin katma değer vergisi yönünden incelenmesi nedeniyle davacı şirket yetkilisine tebliğ edilen 27/06/2016 tarihli defter ve belge isteme yazısına rağmen söz konusu defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporları dayanak alınarak davacı şirket adına re’sen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı ve kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacı tarafından amme alacaklarının ödenmemesi üzerine de davacının banka hesaplarına haciz işlemi uygulandığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35., 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. maddeleri ile Anayasa Mahkemesinin 19/03/2015 tarih E: 2014/144 K:2015/29 sayılı kararı ile 13/12/2017 tarih E: 2016/14 K:2017/170 sayılı kararları birlikte değerlendirildiğinde; limited şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerin sorumluluklarının farklı içerikler taşıdığı, kanuni temsilcilerin vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sorumlu tutuldukları ve sonraki dönemlerdeki kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle önceki kanuni temsilcilere sorumluluk yüklenemeyeceğinin kural olarak belirlendiği, limited şirket ortakları için benzer bir hüküm bulunmadığı ve limited şirket borcundan doğrudan doğruya sorumlu tutuldukları, kanuni temsilcilerin borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları halde, ortakların sorumluluğunun sermaye payına isabet eden borçla sınırlandığı ve kanuni temsilcilere rücu olanağı tanınmış olmasına karşın ortaklara böyle bir rücu olanağı tanınmaması karşısında şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerin takibinin ayrı değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve ortak olan şahsın devirden önceki dönemlere ait amme alacağından doğan sorumluluğunun kusursuz sorumluluk ilkesine dayanması nedeniyle şirketten ayrıldıktan sonra ibraz yükümlülüğü gibi diğer bir takım vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle ortaya çıkacak vergi ve cezai sorumluluğun borcun ait olduğu dönemde ortak olanları da kapsayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ve davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … tarih ve … sayılı ödeme emirleri içeriği borçların; davacının şirketteki hisselerini devretmesinden sonra seçilen kanuni temsilci tarafından defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinden kaynaklandığı görülmekle birlikte; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Limited şirketlerin amme borçları başlıklı” 35. maddesinde limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kuralı gereğince, şirket ortağı için, şirket yetkilisinin sorumluluğundan farklı olarak borcun doğmasında herhangi bir kusurunun olup olmadığına bakılmaksızın, hissedar olmasının, hissesi oranında borçtan sorumlu olması için yeterli olduğu ve kendi dönemi ile hissesi oranında doğan borçtan sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu haciz işleminin davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … tarih ve … sayılı ödeme emirleri içeriği borçların, asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği, asıl borçlu şirketten tahsili için 6183 sayılı Kanunda düzenlenen takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu haciz işleminin; davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinden kaynaklanan kısmının BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 25/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.