Danıştay Kararı 9. Daire 2022/3756 E. 2023/707 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/3756 E.  ,  2023/707 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/3756
Karar No : 2023/707

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü-…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, vergi dairesi müdürlüğünce adına düzenlenen ihbarnameler ve ödeme emirlerinin açılan davalar sonucunda kaldırıldığı ve iptal edildiğinden haksız olduklarının ortaya konulduğundan bahisle yargılama sürecinde zarara uğratılması nedeniyle 225.000,00-TL maddi, 75.000-TL manevi tazminat istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında yapılan vergi incelemesi neticesinde adına tarh edilen vergiler ile kesilen cezalara karşı açılan davalarda verilen kararlar ile bu davaların sonuçlarına istinaden düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davalarda verilen ret kararlarının temyiz aşamasında bozulduğu, Mahkemece bozma kararlarına uyularak verilen kararların ise onanarak kesinleştiği, böylece 8 yıla yakın süreçte ticaretten çekilmek zorunda kalınması nedeniyle ciddi bir kazanç kaybının oluştuğu, düzenlenen ihbarnameler ve ödeme emirleri ile mal varlığına müdahalede bulunulduğu, bu müdahalenin idarenin yanlış uygulamasından kaynaklandığı, ticari itibarının zedelendiği ve devamında ticari hayatının son bulduğundan bahisle maddi ve manevi zararının karşılanması amacıyla dava açıldığının anlaşıldığı, idarenin tazmin yükümlülüğünden söz edilebilmesi için ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerektiği olayda, davacının 2007-2010 yıllarında birden fazla gayrimenkul alım satım yaptığının tespit edildiğinden bahisle adına mükellefiyet tesis edildiği ve yapılan inceleme sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporu uyarınca tarhiyatlar yapıldığı, bu şekilde hakkında olumsuzluk tespit edilen mükelleflerin incelemeye sevkinin, yürürlükteki Kanun ve düzenleyici işlemlerin gereği olduğu, idarenin iş yükü ve iş gücü ile yasalarda da beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde tarhiyat yapılabileceğine ilişkin düzenleme dikkate alındığında idareye izafe edilecek bir kusurdan bahsedilemeyeceği, kaldı ki bu işlemlerin davacıya has tesis edilen işlemler olmadığı, aynı durumda olan diğer mükelleflerin de aynı şekilde incelemeye sevk edilip, vergi incelemesinin sonucuna göre haklarında tarhiyatlar yapıldığı, nihai kararlarda da yargılama giderlerinin davalı idareye yükletildiği göz önüne alındığında, idarenin tesis etmiş olduğu işlemlerde her hangi bir kasıt unsurunun olmadığı, maddi ve manevi tazminatın unsurlarının varlığının ve davacının iddia ettiği mağduriyet ile idarenin işlemleri arasında açık bir illiyet bağı bulunduğunun hukuken itibar edilebilir nitelikte belgelerle ortaya konulamadığı gibi uğranılan zararın miktarına ilişkin hesabın da hukuken kabul edilebilir nitelikte yapılmadığı, öte yandan davacının şeref ve haysiyetini rencide edici mahiyette bir işlem ya da eylem bulunmadığı, işlem nedeniyle duyulduğu ileri sürülen üzüntü ve elemin de manevi açıdan tazmin edilmesini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olmadığı ve manevi tazminatın şartlarının da gerçekleşmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uğranılan maddi zararın Mahkemece bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilmesi gerektiği, tesis edilen işlemlerin davacının ticari hayatını sona erdirebilecek büyüklükte olduğu, banka hesaplarının dahi kullanılamadığı, hukuka aykırılığı Mahkeme kararı ile sabit olan işlemler nedeniyle ticari itibarının ve kişilik haklarının ihlal edildiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.