Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2022/3654 E. , 2022/6576 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/3654
Karar No : 2022/6576
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … Orman Ürünleri Demir Çelik Elektrik Oto Yedek Parça İş Makinaları İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket hakkındaki vergi tekniği raporu ile davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunun birlikte incelenmesinden; ilgili dönemlerde şirketin beyannamelerinin davacı tarafından verildiği, davacı hakkında çok sayıda görüş ve öneri raporu düzenlendiği, davacının muhasebecilik hizmeti verdiği mükelleflerin yarısından fazlası hakkında ya sahte belge düzenleme tespiti olduğu veya incelemenin devam ettiği, asıl borçlu şirketin alım ve satım yaptığı mükelleflerden çoğunun muhasebe hizmetlerinin de davacı tarafından yapıldığı tespitlerinin yapıldığı, bu tespitlerin mesleki özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranış niteliğinde olduğu ancak tek başına sahtecilik faaliyetinden dolayı mesleki sorumluluğu gerektiren eylemlerden olmadığı, diğer ifadeyle sahtecilik faaliyetine yardım ve bu eylemleri kolaylaştırma yönünde mesleki bilgi ve tecrübesini kullandığını ispata yeterli olmadığı, gerek görüş ve öneri raporunun gerekse vergi tekniği raporunun asıl borçlu şirketin elde ettiği tüm komisyon gelirinden davacının mesleki sorumluluk kapsamında sorumlu tutulması gerektiğini kanıtlamak için yeterli verileri içermediği, söz konusu ihmal veya mesleki kusur teşkil eden eylem ve işlemler ile ziyaa uğratılan vergiler arasında illiyet bağı bulunmadığı, dava konusu ödeme emirlerinin içeriği borçların, beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönündeki tespitlerden kaynaklanmadığı, muhasebecilik hizmeti sunulan mükellefin komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaparak kazancını gizlediği görüşünden hareketle bulunan matrahlar üzerinden yapılan tarhiyatlara dayandığından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca davacının sorumluluğundan söz edilmesine olanak bulunmadığı, nitekim, görevi muhasebeciliğini yaptığı şirketin defter ve belgelerini muhasebe kurallarına göre tutmak olan muhasebecilerin, gerekli araştırma ve incelemeyi yapmamaktan sorumlu tutulması ve bu durumu vergi dairelerine bildirmemekten dolayı vergi ve cezaların kendilerinden tahsil edilmesini gerektiren herhangi bir yasal düzenlemenin olmadığı, bu hususun sadece Genel Tebliğ hükümlerine dayandırıldığı, dolayısıyla yasa ile düzenlenen mesleki sorumluluğun kapsam ve koşullarının ancak yasada düzenlenen ilkelere aykırı olmamak ve kişilerin aleyhine olacak şekilde genişletmemek suretiyle alt düzenleyici işlemlerle düzenlenebileceği ilkesine uygun davranılmadığı anlaşıldığından davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının mesleki sorumluluklarını yerine getirmeyerek, asıl borçlu şirketin gerçek mal ve hizmet alım satımına dayanmayan işlemlerini, gerçek gibi gösteren beyannameleri verdiği, bu nedenle beyannameleri verdiği dönemlere ilişkin vergi borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, … tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.