Danıştay Kararı 9. Daire 2022/3525 E. 2023/1616 K. 27.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/3525 E.  ,  2023/1616 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/3525
Karar No : 2023/1616

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : -…

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Demir Çelik Metal ve İnşaat Malzemeleri Tic.San. Ltd.Şti.
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:Davacı şirket adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2019/Ocak-Aralık dönemlerine ilişkin re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden, her ne kadar davacı şirket hakkında yapılan yoklamalarda genel olarak iş yerinin faal olduğu, sürekli çalışanı bulunduğu, ilk dönem yoklamalarda 1000 metrekare alan ve depoya sahip olduğu, şirket çalışanı, muhasebecisi ve karşıt inceleme üzerine beyanına başvurulan bir mükellef tarafından davacı şirketin faal olduğunun ifade edildiği, bankalar aracılığı ile yapılan para transferi ve şirkete ait defter ve belge kayıtlarında eleştirilecek bir hususun bulunmadığı gibi olumlu tespitlere yer verildiği görülmekte ise de; davacı şirketin, 09/03/2018 tarihinde yapılan işe başlama yoklamasında iş yerinin 1000 metrekare olduğu, iş yerinde 30 ton inşaat demirinin bulunduğunun tespiti ile diğer siparişlerin henüz gelmediği yönündeki beyanlara karşın, 17/10/2018 tarihinde yapılan yoklamada iş yerinde emtia olarak sadece bir miktar tuğlanın tespit edilmesi, 15/11/2018 tarihli yoklamada herhangi bir emtiaya rastlanmaması, akabinde iş yeri adresinin büro tarzı bir yere çevrilerek sadece sipariş üzerine çalışıldığı yönündeki beyanlar ile şirketin 2018 ve 2019 yıllarında mal alımında bulunduğu 11 mükellef hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporunun hazırlanmış olması, 22 mükellef hakkında ise bu yönden incelemelerin devam ediyor olması, aynı dönemlerde mal satışında bulunduğu 3 mükellef hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporunun bulunması ve 9 mükellef hakkında bu hususta vergi incelemesinin devam ediyor olması, dolayısı ile 2018 yılında yapılan mal/hizmet alımının % 99’unun, 2019 yılında yapılan mal/hizmet alımının % 99,5’inin hakkında sahte belge düzenleme yönünden vergi tekniği raporu bulunan veya bu hususta incelemesi devam eden mükelleflerden yapılmış olması, 2018 yılında 79.509.097,64-TL, 2019 yılında ise 65.633.242,86-TL mal/hizmet satışına rağmen bütün dönemler itibarı ile ödenen toplam vergi miktarının 21.492,89-TL olması ve halen 12.064,30-TL toplam ödenmesi gereken vergi borcunun bulunması, belirtilen miktarda mal alım satımına rağmen 2018 hesap döneminde 59.940.687,27-TL, 2019 yılında ise 56.605.423,01-TL‘nin alıcılar hesabında izlenmesi, buna karşılık satıcılar borçlar hesabına 2018 yılında 60.615.685,27-TL, 2019 yılında ise 66.894.640,36-TL kaydetmek sureti ile kasa veya banka hesapları kullanılmadan alım satımların çoğunun alacaklar ve borçlar üzerinden yürütüldüğünün görülmesi nedeniyle davacı şirketin sahte belge düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği kanaatine varıldığı, söz konusu komisyon gelirinin, yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda % 2 oranında hesaplanmasının da yerinde görüldüğünden, dava konusu 2019 yılı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı; katma değer vergisi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasına gelince, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinde, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat olarak uygulanacağının düzenlendiği, dava konusu vergilendirme döneminde, alım satım belgelerinin gerçek bir mal alım satımına dayanmayan komisyon geliri elde etmek amacıyla düzenlenen belgeler olduğu saptandığından, vergi kaybı doğuran bu eylem nedeniyle, ziyaa uğratılan vergilerin üç katı oranında vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket adına salınan cezalı vergilerin dayanağı ve matrahı durumunda olan 2019 yılı kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın reddine ilişkin …Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf isteminin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K… sayılı kararıyla kabul edilerek, davanın kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda, uyuşmazlık konusu dönemde davacı şirketin düzenlediği belgelerin sahte olarak kabul edilemeyeceği yargı kararıyla saptanmış olduğundan, anılan faturalar sahte kabul edilmek suretiyle re’sen salınan dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler kapsamında dava konusu tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan temyize konu kararda atıf yapılan karar, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 27/04/2023 tarih ve E:2022/2976, K:2023/1614 sayılı kararıyla onanmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2….. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.