Danıştay Kararı 9. Daire 2022/3100 E. 2022/6644 K. 22.12.2022 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/3100 E.  ,  2022/6644 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/3100
Karar No : 2022/6644

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2017 yılına ilişkin olarak; bir kısım mal ve hizmet alışlarının sahte faturalar ile belgelendirildiği, gerçek belgelerin alınmadığından bahisle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası ile tevsik zorunluluğuna uyulmadan ödeme yapıldığından bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/1-2. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin… tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden; cezai yaptırıma bağlanmış olan fiilin tüm unsurları ile oluşmuş bulunduğu saptanmadıkça faile ceza uygulanamayacağı yolundaki genel ceza hukuku ilkesi, idari cezalar için de geçerli bulunduğundan, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için belgelerinin verilmediğinin, alınmadığının veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verildiğinin ve bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların, cezayı gerektiren eylemin, eylemle fail arasındaki bağlantının açıkça saptanması ve eylemin bütün unsurlarıyla ortaya konulması ve hukuken geçerli biçimde tespit edilmiş olmasının zorunlu olduğu, dava konusu olayda özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine ilişkin koşulları düzenleyen yasa maddesinde belirtilen unsurların bir arada gerçekleşmediği anlaşılması karşısında, idari cezalar için de geçerli olan, cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı yolundaki genel ceza hukuku ilkesi uyarınca davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık görülmediği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/1-2. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden; olayda, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacının 2017 döneminde sahte belge düzenlemekten dolayı hakkında vergi tekniği raporu bulunan yedi mükellef tarafından toplamda 2.809.703,40-TL fatura temin ettiği, davacının her bir fatura için tevsik zorunluluğuna uymaması nedeniyle 1.400,00-TL’den az olmamak üzere her bir işlem için %5 nispetinde özel usulsüzlük cezası kesildiği, ancak, davacının ilgili firmalardan kullandığı faturaları inceleme sırasında verdiği düzeltme beyanları ile beyanlarından çıkardığı hususunun da raporda tespit edildiği anlaşıldığından, düzeltme beyannameleri ile indirim hesaplarından tenzil ettiği faturalara ilişkin ödemelerini banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapmadığı ve bu kurumlarca düzenlenen belgeleri sunmadığı gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakında düzenlenen vergi inceleme raporu ile sahte fatura kullanıldığı, gerçek belgelerin alınmadığı ve tevsik zorunluluğuna uyulmadan ödeme yapıldığının tespit edildiği, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K…sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.