Danıştay Kararı 9. Daire 2022/1238 E. 2023/362 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/1238 E.  ,  2023/362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1238
Karar No : 2023/362

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Tic. A.Ş. aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcının tahsili amacıyla, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idareden asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirleri ve bunların tebliğine dair tebliğ alındıları ile malvarlığı araştırmasından önce asıl borçlu şirket adına düzenlenmesi gereken haciz varakalarının ara kararlar ile istenilmesine rağmen, dava dosyasına asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edildiğine ve böylece şirket hakkındaki takibin kesinleştirildiğine, malvarlığı araştırmasının usulüne uygun şekilde yapıldığına dair ispata elverişli belge sunulamadığı göz önüne alındığında, asıl borçlu nezdinde usulüne uygun bir şekilde kesinleştirilmediği sonucuna varılan amme alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İdarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Davacının, asıl borçlu şirketin kanuni temsilcilik görevinden 21/08/2008 tarihinde ayrıldığı ve şirket aleyhine ilam harcına 2015 yılında hükmedildiği dikkate alındığında, karar ve ilam harcının doğduğu tarihte kanuni temsilcilik görevinde bulunmayan davacının söz konusu borçtan sorumlu tutulmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: … Tic.A.Ş.’ne ait yargı harcına ilişkin kamu borcunun tahsili amacıyla, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 55. maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; ödeme emrine konu borcun, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E:…, K:… sayılı kararında, asıl borçlu şirket aleyhine hükmedilen karar ve ilam harcı olduğu, 03/06/2016 tarihinde düzenlenen harç tahsil müzekkeresi üzerine, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen borcun tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlendiği, ancak davacının asıl borçlu şirketteki hisselerinin tamamını 21/08/2008 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devretmek suretiyle şirket ortaklığından ayrıldığı ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, aynı tarih ve … nolu yönetim kurulu kararı ile de hisse devrinin onaylanması ve devir keyfiyetinin şirket pay defterine işlenmesi kararı alınıp, …’nun şirketi her konuda münferit imzası ile temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
Davacının anılan şirketin kanuni temsilcilik görevinden 21/08/2008 tarihinde ayrıldığı, şirket aleyhine ilam harcına 2015 yılında hükmedildiği ve dava konusu ödeme emrinin dönem ve vade tarihinin 2016 yılı olduğu dikkate alındığında, borcunun doğduğu dönem ve vade tarihi itibarıyla kanuni temsilcilik görevinde bulunmayan davacının söz konusu borçtan sorumlu tutulmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin yukarıda yazılı gerekçeyle iptaline karar veren Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yazılı gerekçeyle ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.