Danıştay Kararı 9. Daire 2022/1016 E. 2023/44 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2022/1016 E.  ,  2023/44 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1016
Karar No : 2023/44

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.
(Eski Ünvanı: … Deri ve Tarım San. ve Tic. Ltd. Şti.)
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, haksız katma değer vergisi iadesi aldığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016/Haziran-Eylül dönemleri için re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu ile dava konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporundaki tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin davacıya düzenlediği faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeler olduğu sonucuna varıldığından söz konusu faturalara ilişkin katma değer vergisi indirimleri reddedilerek yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında ise harcamaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalara belgelendirilmesinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında gösterilmemesi nedeniyle kesilen cezanın maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediği sonucuna ulaşıldığından hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davanın konusunun re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi gereğince kesilen 2016/Ocak dönemine ilişkin özel usulsüzlük cezası olmasına karşın, Vergi Mahkemesi kararının bazı kısımlarında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/1. maddesi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasından bahsedildiği, hüküm fıkrasında ise “vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan kısımlarının kaldırılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüş olup, kararın bütünü göz önüne alındığında, sehven yapıldığı anlaşılan maddi hataların kararın sıhhatini bozacak nitelikte olmadığı sonucuna varılarak, istinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığı belirtilerek tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Faturaların gerçek bir hizmet alımına dayandığı, yeterli inceleme yapılmadan salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: Özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu ve Vergi Mahkemesince yapılan duruşmaya, davalı idareyi temsilen Av. ….’ın katılmış olması ve dava kısmen lehlerine sonuçlanmasına rağmen idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir. Davalının savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacının duruşma istemi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca uygun görülmeyerek işin esasına geçildi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, haksız katma değer vergisi iadesi aldığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016/Haziran-Eylül dönemleri için re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket hakkında düzenlenen 02/12/2019 tarih ve 2019-A-4721/15 sayılı vergi inceleme raporunda, şirketin, genel giderlerden yüklenilen katma değer vergisi listesine hatalı oran uyguladığının tespitiyle tutarın azaltılması bu tutarlara ilişkin iade taleplerinin reddedildiği ve kullanılan sahte belgelere ait katma değer vergilerin indirim hesaplarından çıkartılması suretiyle yeniden oluşturulan katma değer vergisi tablosuna göre haksız alınan katma değer vergisi iadesine ilişkin dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve üç kat vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezasının kesildiği görülmüştür.
Ayrıca, anılan raporda şirketin 7143 sayılı Kanun kapsamında katma değer vergisi ve kurumlar vergisi yönünden 2016 yılı için matrah arttırımında bulunmuş olması sebebiyle ilgili dönemlere ait iade mahsup işlemleri dışında kalan reddiyatlarla ilgili katma değer vergisi yönünden tarhiyat önerilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince re’sen tarh sebebi ve 7143 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, davacı şirketin …’tan aldığı faturaların sahte olduğundan bahisle yapılan eksik inceleme sonucu verilen kararda isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 18/01/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.