Danıştay Kararı 9. Daire 2021/933 E. 2023/894 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/933 E.  ,  2023/894 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/933
Karar No : 2023/894

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, …’a ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu ile davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden; adreste bulunamadığından defter ve belge isteme yazısı tebliğ edilemeyen, verdiği katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilen matrahları ile ticari kapasitesi arasında bariz orantısızlık bulunan, mevcut kapasitesi ile söz konusu ticari organizasyonu gerçekleştirmesi mümkün olmadığı halde milyon liralık cirolar yapan, yüksek miktarda katma değer vergisi matrahı beyan etmesine rağmen ödenecek vergisi çıkmayan,vergi dairesine 15.462,53-TL, Sosyal Güvenlik Kurumu’na 6.962,31-TL vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken borcu bulunan, bildirmiş olduğu yüksek tutarlı satışlara ilişkin olarak sunulan belgeleri ödemeleri tevsik edici nitelikte olmayan …’ın, harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen, miktar veya tutar itibariyle işletmenin ticari organizasyonuyla, kapasitesiyle veya iş hacmiyle mütenasip olmayan, ticari örf ve teamüle uygun görülmeyen belgelere dayanılarak verilen 2016 yılı katma değer vergisi, gelir geçici vergisi ve gelir stopaj vergisi beyannameleri ile Ba/Bs form bildirimlerinin elektronik ortamda serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacının unvan ve şifresiyle verildiği, 340 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği hükümlerine aykırı bir şekilde mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle münhasıran şahsına ait olan, ilgili mevzuat gereği başka amaçlarla kullanamayacağı herhangi bir üçüncü kişiye açıklayamayacağı ve kullanımına izin veremeyeceği, devredemeyeceği kiralayamayacağı ve satamayacağı kullanıcı kodu, parola ve şifreyi vb. özel bilgilerinin üçüncü şahıslara bilgisi dahilinde kullanıldırdığı ve bu durumun mesleki icaplarla da bağdaşmadığı, mevzuata aykırı bu eylemin sonuçlarından sorumlu olacağının açık olduğu, bunun yanında davacının, yanında çalıştığını ve kendisi tarafından verilen şifre ile …’a ait muhtelif beyannameleri verdiğini beyan ettiği …’nın, aynı zamanda …’ın ilgili dönemde mal alışlarının %35’lik kısmını yaptığı mükellef olduğu, adı geçen şahsın sadece …’a satış yaptığı, bunun dışında başka mükellefler adına bildirimde bulunmadığı ve hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğu yönünde düzenlenmiş bir vergi tekniği raporu bulunduğu anlaşılmakla oluşan vergi ziyaı nedeniyle ortaya çıkan amme alacağından müteselsilen sorumlu tutulmak suretiyle davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:İnceleme elemanı tarafından beyannamelerde serbest muhasebeci mali müşavir olarak adının geçtiği iddia edilmekle birlikte, beyannamelerdeki imzanın Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminoloji Raporu ile kendisine ait olduğu konusunda yapılan somut bir tespit bulunmadığı gibi sahte fatura düzenleme fiiline ne şekilde iştirak ettiği konusunda da yapılan bir tespit bulunmadığı, mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile görüş ve öneri raporunun celp edilmediğinden taraflarınca tetkik edilemediği, meslek mensuplarının sorumluluğunun beyanname ve tasdik raporlarında yer alan bilgilerin, defter ve dayanak belgeye uygunluğuyla sınırlı olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, …’a ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak düzenlenmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin A bendinde, muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusunun, gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin, genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr, zarar tablosu ve beyannameleri ile ilgili diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işler yapmak olduğu belirtilmiştir.
3568 sayılı Kanun’un serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde ise, meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıdaki düzenlemelerin değerlendirilmesinden, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin sadece imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda muhasebe hizmeti verilen … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, söz konusu mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte belge düzenlediği, davacının da şahsına ait e-beyanname şifresini bir başkasının kullanmasına izin vererek kendine ait e-beyanname şifresinin gizli tutulması hususunda sorumluluğunu yerine getirmediği, bu nedenle mükellef adına salınacak vergi, kesilecek ceza ve hesaplanacak faizlerden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Anılan görüş ve öneri raporunda davacının; “…’ı tanımadığı, defterlerini kendisinin tutmadığı, o dönem yanında çalışan … isimli şahsın beyannameleri vermiş olabileceği, e-beyanname şifresini işi gereği yanında çalışan elemanlara verdiği” şeklindeki ifadesinden şifresini başkasına kullandırmış olduğu ve bu durumun davacının mesleki özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle sorumluluğunu doğuracağı açık olsa da, yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca meslek mensupları için öngörülen sorumluluğun sadece imzalanan beyannameler ve düzenlenen tasdik raporları ile sınırlandırıldığı ve dava konusu ödeme emri içeriği borcun 2016 yılı gelir vergisi ile aynı döneme ilişkin vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluştuğu görülmekte olup, dosyada yer alan davacının imzası ile asıl borçlu adına verilen e-beyanname dökümü ile mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki “2016 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesinin verilmediğine” ilişkin ifadeden asıl borçlunun 2016 yılı gelir vergisi beyannamesinin verilmediği anlaşıldığından; Bölge İdare Mahkemesince bu husus gözönüne alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz isteminin kabulüne,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.