Danıştay Kararı 9. Daire 2021/59 E. 2023/378 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/59 E.  ,  2023/378 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/59
Karar No : 2023/378

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : .. Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makine Mekanik Metal Hidrolik Pet. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin 3. fıkrası uyarınca tahakkuk eden teminat alacağının ödenmemesi üzerine düzenlenen … tarih ve …sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin ortağının yine ortak olduğu asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda münhasıran sahte fatura düzenlediğinin tespit edildiğinden bahisle davacı şirketten 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca teminat istenildiği ancak süresinde teminat verilmediğinden bahisle dava konusu ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiğinin anlaşıldığı olayda, savunma dilekçesi ve ekinde ibraz edilen belgelerden davacı adına ödeme emri düzenlenmeden önce tebliğ edilen … tarih ve E… sayılı 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesi uyarınca yapılan tahakkuka ilişkin vade belirleme yazısında, Anayasanın amir hükmüne rağmen, söz konusu işleme karşı ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve başvurusu sürelerinin gösterilmediği, dolayısıyla davacının bu işleme karşı meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkını kullanmasına imkan verilmeyerek, hak arama hürriyetinin önüne geçildiği sonucuna varıldığı, bu durumda mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edilmemiş olan yazıya dayanılarak davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılan işlemlerin yasal dayanağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesi olduğu, söz konusu maddede teminat istenilmesinin şartlarının yer aldığı, Anayasaya uygunluğu kabul görmüş kanunlara dayanılarak yapılan işlemlerin Anayasaya aykırılığının iddia edilemeyeceği, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı 15 gün içerisinde dava açılabileceğinden yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu ve bu sürelerin tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı belirtilmiş olup, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinde kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahısların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği açıklanmıştır. Olayda her ne kadar davacı şirketten teminat istenilmesine ilişkin … tarih ve E… sayılı yazıda, söz konusu işleme karşı başvurulabilecek kanun yeri ve başvuru süresi belirtilmemiş olmasına rağmen, davacı şirketin otuz günlük dava açma süresi içerisinde kendisine tebligat yapan davalı idare aleyhine dava açabileceği açık olmakla birlikte davacı tarafından teminat isteme işleminin ardından tebliğ edilen dava konusu ödeme emrine karşı açılan davada da teminat istenilmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı tekrar incelenebilecektir. Bu durumda davacının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek yeniden karar verilmek üzere temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin 3. fıkrası uyarınca tahakkuk eden teminat alacağının ödenmemesi üzerine düzenlenen … tarih ve …sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin, tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 40. maddesinde İçtihatları Birleştirme Kurulunun, içtihatların birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkındaki kararlarının gönderildikleri tarihten itibaren bir ay içerisinde Resmi Gazete’de yayımlanacağı, bu kararlara, Danıştay daire ve kurulları ile îdari mahkemelerin ve idarenin uymak zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yazılı olarak bildirilen özel veya genel dava açma süresine tabi idari işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde dava açma süresi uygulaması konusunda ortaya çıkan içtihat aykırılığının, içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesinin istenilmesi üzerine konunun, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu tarafından görüşülmesi sonucunda verilen ve 19/06/2022 tarih ve 31871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2 K:2022/1 sayılı kararında; yazılı olarak bildirilen özel veya genel dava açma süresine tabi idari işlemlerde, dava açma süresinin belirtilmediği hallerde genel dava açma süresinin uygulaması gerektiğine ve içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemelerin ve idarenin bu karara uyması zorunludur.
Bu durumda, yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı kapsamında değerlendirme yapılmak suretiyle, dava konusu ödeme emrine karşı süresinde açılan davada işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, ödeme emri dayanağı işlemin mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edilmediği gerekçesiyle verilen davanın kabulü yolundaki karara karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir
Öte yandan, teminat istenilmesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği davacı şirket adına düzenlenen ve “15 gün içerisinde … Vergi Mahkemelerinde dava açma hakkının olduğu” belirtilen ödeme emrine karşı açılan huzurdaki davada da incelenebilecek olduğundan, davacının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyecektir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin kabulüne,
…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.