Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4798 E. 2023/799 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4798 E.  ,  2023/799 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4798
Karar No : 2023/799

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, gayrimenkul satışından elde ettiği bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2016 yılı gelir vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen 1 kat vergi ziyaı cezasının ve 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; tarhiyatın, arsa sahiplerine satılan taşınmazlara ilişkin kısmı yönünden; davalı idarece 2018 yılında yürürlüğe giren Kanun ve Genel Tebliğ hükümleri nazara alınarak 05/06/2018 tarihinden itibaren yapılacak teslimlerde arsa payının dikkate alınmayacağından bahisle anılan tarihten önce yapılan teslimlerde emsal bedelin tespitinde arsa payının da dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşılarak, davacı tarafından arsa payı dikkate alınmaksızın belirlenen emsal bedeller üzerinden kesilen faturanın eksik düzenlendiği gerekçesiyle cezalı tarhiyat yapılmış ise de, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde davacı aleyhine tarhiyat yapılamayacağı, bu durumun hukukun genel prensiplerine (geçmişe aleyhe uygulanamazlık ilkesi) aykırılık teşkil edeceği, davacı tarafından 2016 takvim döneminde arsa sahiplerine teslim edilen taşınmazlar için düzenlenen fatura tutarlarının gerçeği yansıtmadığı yönünde davalı idarece yapılmış somut bir tespit bulunmadığı dikkate alındığında, dava konusu tarhiyatın anılan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, tarhiyatın üçüncü kişilere satılan taşınmazlara ilişkin kısmı bakımından; davacı şirketin 2016 yılında satışını yaptığı 33 adet taşınmaz için düşük tutarlı fatura düzenlemek suretiyle bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yönünde somut bir tespitte bulunulmadan, eksik incelemeye dayanılarak tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin bu kısmında da hukuka uygunluk bulunmadığı, davacı adına 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak ise; davacı şirketin 2016 yılında inşa ederek teslimini gerçekleştirdiği toplam 48 adet bağımsız bölümün satışından elde ettiği bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle tespit edilen matrah farkı dikkate alınarak kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatın ve özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Tarhiyatın arsa sahiplerine satılan taşınmazlara ilişkin kısmı yönünden; vergi inceleme raporu ile davacının 2016 takvim yılında, alıcılarının tasarrufuna teslim ettiği bağımsız bölümlerin satışlarına ilişkin olarak, düşük tutarlı hasılat faturası düzenlemek suretiyle bir kısım satış hasılatını yasal defterleri ve beyanlarına yansıtmadığının tespit edildiği, 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ”Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğ”nin ilgili hükümlerine göre 2016 yılında satışı yapılan 33 adet taşınmaz için düşük tutarlı fatura düzenlenerek bunlara ilişkin hasılatın kayıt ve beyan dışı bırakıldığının tespit edilerek arsa payı dahil birim metrekare değeri üzerinden bulunan maliyet bedeline %5 ilave edilmek suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden dava konusu gelir vergisinin tarh edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, tarhiyatın üçüncü kişilere satılan taşınmazlara ilişkin kısmı yönünden ise; davacının defter kayıtları ve beyanlarında yer alan maliyet ve hasılat tutarları gerçeği yansıtmadığından yapı yaklaşık birim maliyetleri üzerinden hesaplamalar yapılarak bulunan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü yolundaki Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.