Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4739 E. 2023/961 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4739 E.  ,  2023/961 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4739
Karar No : 2023/961

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. … -Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, örtülü sermaye üzerinden elde edilen faiz gelirinin katma değer vergisine tabi olmadığı ihtirazı kaydıyla verilen 2020/Haziran dönemi katma değer vergisi beyannamesi üzerine yapılan tahakkukun 3.280.569,50-TL’lik kısmının iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; ihtilafın davacı şirketin kullandırdığı paraların finansman hizmeti olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasından kaynaklandığı, katma değer vergisi bir mal hareketine veya bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşen ya da vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlanması şeklinde oluşan bir hizmete bağlı bir işleme dayandırıldığından, ilişkili şirkete borç para verme işlemi sonucu elde edilen faiz gelirlerinin katma değer vergisine tabi olacağı, bu durumda, örtülü sermayeye isabet eden faiz ve benzeri ödemelerin kazanç vergileri uygulamasında karine oluşturmak suretiyle kar payı sayılmasının, söz konusu işlemin katma değer vergisi açısından ticari niteliğini etkilemeyeceğinden, ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Örtülü sermaye isabet eden faiz giderinin borç alan kurum tarafından kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilmesine rağmen, borç alan kurumun zarar beyan etmesi nedeniyle ve sadece borç alan kurum tarafından bu tutar üzerinden ödenmiş kurumlar vergisi bulunmadığı gerekçesiyle kanunen kar payı kabul edilen tutarın katma değer vergisine tabi olduğunun kabulüne olanak bulunmayan olayda, ihtilafın ilişkili şirkete verilen borcun, borcu alan şirketin öz sermayesinin 3 katını aşan kısmının borç olarak mı, yoksa (örtülü) sermaye olarak mı değerlendirileceği, bir diğer açıdan da bu borç karşılığı ödenen meblağın faiz mi yoksa kar payı olarak mı niteleneceği noktasından kaynaklandığı, borcun yasal sınıra kadar olan kısmının finansman hizmeti karşılığında alınan meblağın ise faiz olarak nitelendirileceği konusunda ihtilaf bulunmadığı ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu gereği belirlenen tutarın aşılması halinde, aşılan tutar açısından Kanunun bu işlemi borç-alacak (finansman hizmeti) olarak değil, (örtülü) sermaye olarak vasıflandırdığı ve borçlunun yaptığı ödemeyi ise kar payı dağıtımı olarak kabul ettiği dolayısıyla, bu kar payının alan şirket açısından iştirak kazancı olarak kaydedileceği ve gerekli şartların varlığı halinde de istisnadan yararlanabileceği ve tarafların buna göre gerekli düzeltmeleri yapacakları, bu durumda, davacı adına yapılan tahakkukta ve davayı reddeden Vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu tahakkuk işleminin iptaline, tahsil edilen 3.280.569,50-TL’nin Vergi Usul Kanunu 112/4.maddesi uyarınca tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Örtülü sermaye mevzuatta sermaye değil borç olarak tanımlandığından, davacı şirketin ilişkili kişiye sağladığı hizmetin finansman hizmeti olduğu, finansman hizmeti nedeniyle elde edilen faiz gelirinin katma değer vergisine tabi olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ: Bölge İdare Mahkemesi kararının katma değer vergisine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğundan davalının bu kısma yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği, faize yönelik temyiz isteminin ise mali idarenin hukuka aykırı işleminden uğranılan zararın davacı tarafından faiz adı altında hesaplanacak kanuni faiziyle iadesinin talep edilmesi nedeniyle talebe bağlılık ilkesi uyarınca talep sonucundan fazlasına karar verilemeyeceğinden, Bölge İdare Mahkemesince tecil faizi oranında hesaplanacak faize hükmedilmesi bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, istemin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının faize ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.