Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4610 E. 2023/1252 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4610 E.  ,  2023/1252 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4610
Karar No : 2023/1252

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen 06/04/2020 tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer verilen tespitlerden mükellefin gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı ve sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği sonucuna ulaşıldığı, davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda ise; … İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketinin 2017, 2018 ve 2019 hesap dönemlerine ilişkin tüm beyanname ve bildirimlerinin davacı tarafından verildiği, davacıya gönderilen savunma isteme yazısının tebliğ edilmiş olmasına karşın herhangi bir savunma verilmediği, katma değer vergisi beyannameleri ile Ba-Bs formlarının birbiriyle uyumsuz olarak düzenlendiği, 2017 yılında çalışanının bulunmamasına karşın yüksek cirolar elde etttiği, aynı iş yeri adresinde bulunan … A.Ş.’nin de muhasebecilik hizmetinin davacı tarafından verildiği, bu iki firma arasında yüksek tutarda faturalandırmanın olduğu, mükellef şirketin sahte belge düzenlediğini basit bir araştırma ile kolaylıkla tespit edebileceği halde bu araştırmaları yapmadığı, dolayısıyla üzerine düşen görev ve yükümlülükleri yerine getirmeyen davacının mükellef adına yapılacak tarhiyatlarla ilgili kesilecek cezalar ile bunlara ilişkin gecikme faizlerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun belirtildiği, davacı tarafından verilen bildirim ve beyannamelerde yer alan brüt satışlar, katma değer vergisi matrahları ve Ba-Bs formları ile bildirilen alış ve satış tutarları arasında ciddi bir uyumsuzluk bulunduğu, mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle bu tutarların defter ve belgeler ile uyumlu olup olmadığı tespit edilememekle birlikte, verilen bildirim ve beyannamelerin dahi birbirini tutmadığı gözetildiğinde söz konusu bildirim ve beyannamelerin defter ve belgelerle uygun olarak düzenlenmediği, 2017 yılı muhtasar beyannameleri ile herhangi bir çalışan beyan edilmemesine karşın yaklaşık 48,2 milyon TL katma değer vergisi matrahı beyan edilmesi, mükellefin faaliyet gösterdiği adreslerde aynı anda başka mükelleflerin de faaliyet göstermesi ve bu mükelleflerin de muhasebeciliğini davacının yapması, şirket çalışanları ve temsilcisinin ifadelerinden şirketi yönettiği anlaşılan Bilal Işık ve bu kişiye ait şirketlerin de muhasebeciliğini davacının yapması, mükellef şirketin alış verişinin çoğunluğunun davacının muhasebeciliğini yaptığı mükellefler ile yapılmış olması, düzenlenen faturalardan bir kısmının şirketin faaliyet konusu ile bir ilgisi bulunmayan demir, çelik gibi ürünlerin satışına ilişkin olması ve davacının savunma isteme yazısı üzerine herhangi bir savunmada bulunmaması ile birlikte değerlendirildiğinde; tutar itibariyle mükellefin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan ve harici bir araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen bu belgelerden davacının sorumlu olduğu, bu nedenle gerekli mesleki özeni göstermediği ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği açık olan davacının imzaladığı beyannamelerden doğan vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Asıl borçlu şirkete serbest muhasebeci mali müşavir olarak defter tutma ve vergi beyannameleri düzenleme hizmeti verdiği, çalıştığı dönem içerisinde firmanın başka bir faaliyeti bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespitin ne tarafınca ne vergi dairesince yapıldığı, savunma isteme yazısına icabet etmemesinin adına düzenlenen ödeme emirlerini hukuka uygun kılmayacağı, asıl borçlu şirketin sahte belge düzenleme faaliyetine rastlamadığı, bu hususta araştırma yapma yetkisi de olmadığı için herhangi bir araştırma yapmadığı, mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle bu tutarların defter ve belgeler ile uyumlu olup olmadığı tespit edilememekle birlikte denilmesi suretiyle kararın kendi içinde çeliştiği iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak düzenlenmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin A bendinde, muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusunun, gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin, genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr, zarar tablosu ve beyannameleri ile ilgili diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işler yapmak olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde ise, meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıdaki düzenlemelerin değerlendirilmesinden, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin sadece imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunun incelenmesinden; muhasebe hizmeti verilen … İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda söz konusu mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte belge düzenlediği, davacının anılan mükellefin sahte belge düzenlediğini basit bir araştırma ile tespit edebilecekken araştırma yapmadığı, vergi tekniği raporunda ayrıntısı verilen koşullar kapsamındaki bir işletmenin yüksek kapasiteli satışlar yapamayacağını bilmesi gerektiği, şüphe duyduğu belgeler hakkında mükelleften izahat istemesi ve ikna olmaması durumunda vergi dairesine yazılı olarak bildirimde bulunması gerektiği halde yapmadığı, dolayısıyla davacının üzerine düşen görev ve yükümlülükleri yerine getirmediği, bu nedenle ilgili vergi dairelerince yapılacak tarhiyatlar ile kesilecek cezalar ve bunlara ilişkin gecikme faizlerinin ödenmesinden, mükellefle birlikte davacının müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca, serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğundan söz edilebilmesi için çalışma konuları içinde yaptığı ve yapması gereken işler dolayısıyla, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması ve bunun neticesinde vergi kaybı meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Olayda, davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda, dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun, beyannamelerde yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönünde bir tespit yapılmadığı, davacının sorumluğunu doğuracak hususların açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı, mükellefçe kendisine verilen bilgi ve belgelerden farklı olarak muhasebe kayıtlarına aykırı biçimde kayıt yaptığına veya kayıtları mali tablolara yansıtmadığına yönelik tespitlere yer verilmediği görüldüğünden, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerekirken davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz isteminin kabulüne,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.