Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4595 E. 2023/180 K. 02.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4595 E.  ,  2023/180 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4595
Karar No : 2023/180

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Harfiyat Taşımacılık İnşaat Enerji Turizm Seyahat Gıda Tarım Hayvancılık Yemekçilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2017 yılı kurumlar vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ve 2017 yılının tüm dönemlerine ilişkin geçici vergi ile bu vergiler üzerinden 2017/Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ilişkin üç kat, 2017/Ekim-Aralık dönemi için ise tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporundaki tespitlerden, işe başlama yoklamasında faaliyette olan, ilk yoklamanın yapıldığı 08/12/2014 tarihinden, 14/06/2017 tarihine kadar nezdinde herhangi bir yoklama yapılmayan, 28/11/2017 tarihinde adres değişikliği yaparak yeni iş yerine taşınan ve adres değişikliğine istinaden yapılan 29/11/2017 tarihli yoklamada da faaliyetine devam ettiği tespit edilen, ilgili dönemler beyannamelerini veren, vermiş olduğu muhtasar beyannameler ile çalıştırdığı işçi sayılarını beyan eden, istenilen defter ve belgelerini incelemeye ibraz eden eden davacı şirket adına, sadece 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yapılan bir kaç yoklamaya dayanılarak ulaşılan olumsuz tespitlerin, davacı mükellefin faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla kurulduğunu ispata yeterli olmadığı, alış ve satış yapılan bir kısım mükellefler hakkındaki olumsuzlukların tek başına ve başka ispat vasıtaları ile desteklenmeksizin, uyuşmazlığa konu dönemde davacının düzenlediği tüm belgelerin sahte olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağından salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde ve mahsup dönemi geçtiği için terkin edilmesi gerekirken, davacı adına tarh edildiği görülen geçici vergi aslının ihbarnameye bağlanarak aranılmasında ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenlediği somut tespitlerle saptanan davacı şirket adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenimektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, uyuşmazlığa konu dönemde düzenlenen faturaların gerçek bir mal/hizmet teslimine dayanmayan, komisyon karşılığı düzenlenen sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeler olduğu sonucuna varıldığından Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 02/02/2023 tarihinde, kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY:213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması hâlinde, ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu ifade edilmiştir.
Aynı Kanun’un 30. maddesinin 1. fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt, belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hâllerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi inceleme yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitlerdir.
Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda; mükellef kurumun adına kayıtlı motorlu araç bulunmadığı, mükellef kurumun bildirmiş olduğu adreslerde ve şirket yetkilisinin adresinde yapılan 14/06/2017, 18/10/2017, 07/11/2017, 10/01/2018 , 03/10/2019 tarihli yoklamalarda şirkete ve yetkilisine ulaşılamadığı, adresin kapalı olduğu, 987.727,69-TL vergi borcunun bulunduğu, Ba-Bs formları ile katma değer vergisi beyanlarının uyumsuz olduğu, banka hesap hareketleri ile mükellef şirketi faaliyetlerinin uyumlu olmadığı, yoklamalarda bulunamamasına ve deposunun olmamasına karşın yüksek miktarda inşaat malzemesi alıp sattığı, düzenlenen faturaların tamamının sahte belge olarak kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden,davacının düzenlediği faturaların sahte olduğununve bu faturalar nedeniyle komisyon geliri elde ettiğinin somut bir şekilde ortaya konulduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.