Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4382 E. 2023/1204 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4382 E.  ,  2023/1204 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4382
Karar No : 2023/1204

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından esastan, davalı tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Madeni yağ imalatı ve satışı faaliyetiyle iştigal eden davacı şirketin 2011 yılında üretip sattığı yağlama müstahzarlarına ilişkin özel tüketim vergisini düşük göstermek suretiyle özel tüketim vergisine bağlı katma değer vergisi kaybına sebebiyet verdiği ve 2011 yılından devreden katma değer vergisinin bulunmadığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2012/Ocak dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararına uyarak yeniden incelemek suretiyle, cezalı tarhiyatın önceki dönemden devreden katma değer vergisine ilişkin kısmı yönünden, 2011/Ocak ila Ağustos dönemleri için yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatına karşı açılan davada Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiğinden hukuka aykırılık bulunmadığı, cezalı tarhiyatın 2012 yılında üretilip satılan yağlama müstahzarlarına ilişkin eksik hesaplanan özel tüketim vergisinden kaynaklanan kısmı yönünden, cezalı katma değer vergisi tarhiyatının dayanağı olan 2012/Ocak ila Mayıs dönemleri için yapılan vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatına karşı açılan davada Mahkemelerince … tarih ve E:…, K:… sayılı kararlarıyla Danıştay 7. Dairesi’nin 04/04/2019 tarih ve E:2016/3756 K:2019/2353 sayılı bozma kararına uyularak davanın reddine karar verildiğinden, söz konusu özel tüketim vergisi farkı üzerinden yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Üretim ve satış yapılan dönemlerde fiilen yapılan bir tespit, vergi incelemesi aşamasında da bir araştırma faaliyeti ortada olmadığı, eksik vergi incelemesi yapılması suretiyle cezalı tarhiyat yapıldığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI: Vergi mahkemesince davanın reddine karar verildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 2.940,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak idarelerine yükletilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla kararın davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir. Davalının savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacı tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Nitekim, temyize konu kararda atıf yapılan kararlar Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 04/04/2023 tarih ve E:2021/4392, K:2023/1203 sayılı, Danıştay Yedinci Dairesinin 27/02/2023 tarih ve E:2021/1501, K:2023/1077 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı ifade edilmiştir.
Maddenin gerekçesinde ise madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Ayrıca, aynı Kanunun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında da avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı belirtilmiştir.
Olayda, bozma kararından önce 30/12/2014 tarihinde duruşma yapıldığı ve duruşmada davalı idarenin vekil ile temsil edildiği, bozma kararından sonra da bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesine rağmen Vergi Mahkemesince “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.940,00-TL vekalet ücretinin, davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan “davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin “davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüne, davacının temyiz isteminin reddine,
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilerek ONANMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunan davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca hesaplanacak nispi harcın alınmasına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.