Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4343 E. 2023/454 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4343 E.  ,  2023/454 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4343
Karar No : 2023/454

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …- Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, örtülü sermaye üzerinden elde edilen faiz gelirinin katma değer vergisine tabi olmadığı ihtirazı kaydıyla verilen 2020/Haziran dönemi katma değer vergisi beyannamesi üzerine yapılan tahakkukunun iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5520 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca, ilişkili kişiler arasında gerçekleşen borç verme işlemlerinin belli bir kısmı örtülü sermaye olarak kabul edilmekte ve örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayıldığı, dağıtılan kar payı ise, bir teslim veya hizmet nedeniyle ödenen bir bedel olmayıp, ortakların şirkete koydukları sermaye karşılığında elde ettiği gelir olduğu, bu sebeple kar payı dağıtımının katma değer vergisinin konusuna giren bir işlem olmadığı, davacı şirket tarafından düzenlenen adat faturasına konu tutarın, esas itibariyle bir finansman temin hizmeti karşılığında ödenen bir bedel olmakla beraber bu hizmetin ilişkili kişiler arasında cereyan etmesi nedeniyle 5520 sayılı Kanun gereğince dağıtılmış kar payı sayılması karşısında, katma değer vergisinin konusuna girmediği sonucuna varılan işlem nedeniyle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı, haksız yere tahsil edilen vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştayın yerleşik hale gelen içtihatları ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu katma değer vergisi tahakkukunun kaldırılmasına, fazladan ödenen tutarın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: örtülü sermaye isabet eden faiz giderinin borç alan kurum tarafından kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilmesine rağmen, borç alan kurumun zarar beyan etmesi nedeniyle ve sadece borç alan kurum tarafından bu tutar üzerinden ödenmiş kurumlar vergisi bulunmadığı gerekçesiyle kanunen kar payı kabul edilen tutarın katma değer vergisine tabi olduğunun kabulüne olanak bulunmayan olayda, ihtilafın ilişkili şirkete verilen borcun, borcu alan şirketin öz sermayesinin 3 katını aşan kısmının borç olarak mı, yoksa (örtülü) sermaye olarak mı değerlendirileceği, bir diğer açıdan da bu borç karşılığı ödenen meblağın faiz mi yoksa kar payı olarak mı niteleneceği noktasından kaynaklandığı, borcun yasal sınıra kadar olan kısmının finansman hizmeti karşılığında alınan meblağın ise faiz olarak nitelendirileceği konusunda ihtilaf bulunmadığı ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu gereği belirlenen tutarın aşılması halinde, aşılan tutar açısından Kanunun bu işlemi borç-alacak (finansman hizmeti) olarak değil, (örtülü) sermaye olarak vasıflandırdığı ve borçlunun yaptığı ödemeyi ise kar payı dağıtımı olarak kabul ettiği dolayısıyla, bu kar payının alan şirket açısından iştirak kazancı olarak kaydedileceği ve gerekli şartların varlığı halinde de istisnadan yararlanabileceği ve tarafların buna göre gerekli düzeltmeleri yapacakları, bu durumda, davacının ihtirazi kaydının kabul edilmemesi suretiyle yapılan katma değer vergisi tahakkukunda bu nedenlerle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Vergi mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dosyadaki beyanları bilgi ve belgeler ile re’sen gözetilecek nedenlerle kararın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.