Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4290 E. 2023/193 K. 02.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4290 E.  ,  2023/193 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4290
Karar No : 2023/193

TEMYİZ EDENLER :1-(DAVACI) … Tic. ve San. Tur. Taş. Hiz. Ltd. Şti.
… Tur. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan ve davacı iş ortaklığı uhdesinde kalan “Başakşehir İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ile … Ada, … Parselde Kayıtlı 448 Adet Konut, 1 Adet Dükkan, 1 Adet Ticaret Merkezi ve 1 Adet Cami İnşaatı İle Alt Yapı Ve Çevre Düzenleme İşi” ne ilişkin imar durum ücreti, asansör ücreti, kat irtifakı ücreti, teknik eleman ücreti, mahallen tetkik ücreti, proje tescil ücreti ve arşivleme gideri, hafriyat harcı, inşaat harcı, proje tasdik harcı yapı kullanım izin harcı ve kayıt suret harcı adı altında tahsil edilen toplam 615.670,90-TL’nin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; imar durum ücreti, asansör ücreti, kat irtifakı ücreti, teknik eleman ücreti, mahallen tetkik ücreti, proje tescil ücreti ve arşivleme gideri adı altında tahsil edilen 208.890,92-TL yönünden; 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun Ek 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılacak her türlü alt yapı ve üst yapı inşaatlarıyla ilgili olarak, sınırlı olarak sayılan harçlar dışında, her ne ad altında olursa olsun hizmet karşılığı olsa dahi başkaca bir ücret ve bedel alınamayacağından, mülkiyeti Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na ait taşınmazda ihale yoluyla davacılara yaptırılan altyapı ve çevre düzenleme inşaat işi kapsamında tahsil edilen ücretlerde ve ödenen ücretlerin iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin 208.890,92-TL’lik kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; hafriyat harcı, inşaat harcı, proje tasdik harcı, yapı kullanım izin harcı ve kayıt suret harcı adı altında tahsil edilen 376.380,30-TL yönünden; davacılar tarafından üstlenilen işin yapılacağı bölgenin, 775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca gecekondu önleme bölgesi olarak ilan edildiği, davacı ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin konusunun, bu bölgenin dönüşümü ile ilgili olarak altı yapı ve çevre düzenlemesi olduğu, esas itibarıyla sözleşmenin, 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi amacına hizmet ettiği ve bu Kanun kapsamında düzenlenen bir sözleşme olduğu, bu durumda anılan Kanun’un 33. maddesi ile getirilen istisna hükmünden yararlanması gerektiği, ve bu yöndeki iddiası vergilendirme hatası kapsamında bulunduğundan, düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin 376.380,30-TL’lik kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; ayrıca davacı tarafından, 615.670,90-TL harç ve ücretin iadesi istenilmişse de tahsilat makbuzlarının incelenmesinden, tahsil edilen toplam harç ve ücret tutarının 585.271,22-TL olduğunun anlaşıldığından davanın 30.399,68 TL tutarındaki fazlaya ilişkin kısmının reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu işlemin 585.271,22-TL’lik harç ve ücrete ilişkin kısmı yönünden iptaline ve bu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizi ile iadesine verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun; dava konusu işlemin hafriyat harcı, inşaat harcı, proje tasdik harcı, yapı kullanma izin harcı ve kayıt suret harcına ilişkin kısmının yönünden reddine; imar durum ücreti, asansör ücreti, kat irtifakı ücreti, teknik eleman ücreti, mahallen tetkik ücreti, proje tescil ücreti ve arşivleme giderine ilişkin kısmı yönünden kabulü ile Mahkeme kararının bu kısmının kaldırılmasına; düzeltme-şikayete konu olabilecek hususların sadece “vergi, resim ve harç” olarak düzenlendiği, “ve benzeri mali yükümlülüklerin” bu kapsama alınmadığı, bu durumda, davalı idare tarafından, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca yapılan tahsilatın “vergi ve benzeri mali yükümlülük” olması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca düzeltme-şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varıldığından bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI:Dava konusu işin 775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca harç ve ücretten muaf olduğu, davacı iş ortaklığından toplamda 615.670,90-TL’nin tahsil edildiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: 775 sayılı Gecekondu Kanunu uygulanabilmesi için mevcut gecekonduların önlenmesine ilişkin yapılmış veya yapılmakta olan bir işin olması gerektiği, uyuşmazlık konusu işin ise konut, altyapı ve çevre düzenlemesi işi olduğu, olayda 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan ve davacı iş ortaklığı uhdesinde kalan “Başakşehir İlçesi, … Mahallesi , … Ada, … Parsel ile … Ada, … Parselde Kayıtlı 448 Adet Konut, 1 Adet Dükkan, 1 Adet Ticaret Merkezi ve 1 Adet Cami İnşaatı İle Alt Yapı ve Çevre Düzenleme İşi” ne ilişkin imar durum ücreti, asansör ücreti, kat irtifakı ücreti, teknik eleman ücreti, mahallen tetkik ücreti, proje tescil ücreti ve arşivleme gideri, hafriyat harcı, inşaat harcı, proje tasdik harcı yapı kullanım izin harcı ve kayıt suret harcı adı altında tahsil edilen toplam 615.670,90-TL’nin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. maddesinin 3. fıkrasında, “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” 4. fıkrasında, “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir” hükmü bulunmaktadır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un “İdare Mahkemelerinin görevleri” başlıklı 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ile ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki: İptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği, “Vergi Mahkemelerinin görevleri” başlıklı 6. maddesinde; vergi mahkemelerinin genel bütçeye ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları, çözümleyeceği belirtilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesinde, belediyelerin bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları, belediyeye tekel olarak verilmiş işlerin kendi özel hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 28. maddesinde, Belediye Kanunu ve diğer ilgili kanunların bu Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin büyükşehir belediyeleri hakkında da uygulanacağı ifade edilmiş, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin f bendinde, kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak tarifeleri belirlemek belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2576 sayılı Kanunda yer alan idari yargı düzeni içindeki görev ayrımına ait düzenlemelere göre idare mahkemeleri idari yargı düzeninde genel görevli mahkemeler olarak kabul edilmiş, vergi mahkemeleri ise yalnızca, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konulardaki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları çözümlemekle görevli kılınmıştır. Dolayısıyla 2576 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sınırları gösterilen ve vergi mahkemelerinin bu görev alanı dışında kalan idari davaların görüm ve çözümünde idare mahkemeleri görevlidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. maddesi ile verginin yasallığı ilkesi benimsenerek, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla koyulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı belirtilerek, verginin yasallığı ilkesi ile keyfi ve takdiri uygulamaları önleyecek ilkelerin kanunda yer alması zorunluluğu getirilmiş, bireylerin temel hak ve hürriyetleri devlete karşı korunmuştur. Bu kapsamda vergide yasallık ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın, verginin konusunun, matrahının ve oranının kanun ile belirlenmesini gerektirmektedir. Ayrıca, verginin yasallığı ilkesi, verginin yanında, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri de kapsamaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca, özel görevli olan vergi mahkemeleri belediyelere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konulardaki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları çözümlemekle görevli olduğundan ve verginin yasallığı ilkesi uyarınca vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin sadece kanunla koyulabileceği, değiştirilebileceği veya kaldırılabileceği göz önüne alındığında, öncelikle, davalı belediye tarafından belediye meclisince çıkartılan tarife esas alınarak tahakkuk ettirilen ücretin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi suretiyle davanın çözümünde görevli mahkeme belirlenmelidir.
Dava konusu ücret, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesi ile belediyelere verilen yetkiye istinaden harç ve katılma payı yapılmayan konularda ilgililerin isteği üzerine belediyelerce sunulacak her türlü hizmetin karşılığı olup, belediye meclisince belirlenen tarife uyarınca alındığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, Anayasanın 73. maddesinde yer alan verginin yasallığı ilkesi uyarınca “ücret” in vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm olarak nitelendirilemeyeceği, aksi durumda, belediye meclislerine verilen yetkinin “ücret” adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi olacağı, Anayasa’nın 87. maddesi uyarınca, kanun koyma, değiştirme ve kaldırma görev ve yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğu ve yasama yetkisinin devredilmeyeceği, ayrıca, bir verginin kanunla konulmuş sayılabilmesi için yalnızca konusunun kanunla belirlenmesinin yeterli olmadığı, verginin konusundan başka matrahı, oranı veya miktarı, indirimleri, istisna ve muafiyetleri, tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri ile yaptırımları, zaman aşımı vb. konuların da kanunla düzenlenmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında, belediye meclisi kararları ile çıkarılan tarifeler ile ilgili kişilere sunulan hizmetler karşılığında alınan ücretlerin, vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesinin, Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine verilen ve 14/05/2011 tarih ve 27934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 26/01/2011 tarih ve E:2009/42, K:2011/26 sayılı kararında, itiraza konu kuralda, belediyelere, 2464 sayılı Kanun’da harç veya katılma payı konusu yapılmamış olan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilecek olan hizmetler için, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret alma yetkisi verildiği, kural uyarınca, belediyeler tarafından yapılacak bir hizmetin ücret konusu yapılabilmesi için, o hizmetin harç veya katılım payına konu edilmemiş olması ve hizmetten yararlanacak kişilerin bizzat belediyeden bu hizmetin yapılmasını talep etmiş olmaları gerektiği, kuralın verdiği yetki çerçevesinde belediye meclislerince ücret tarifesine konu edilebilecek hizmetlerin, kişilerin tamamen kendi isteklerine ve tercihlerine bağlı olarak yararlanacakları hizmetler olduğu, verginin kanuniliği ilkesinin, takdire dayalı keyfî uygulamaları önleyecek sınırlamaların yasada yer almasını gerektirdiği ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasının yasa ile yapılmasını zorunlu kıldığı, buna göre vergide, yükümlü, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, uygulanacak yaptırımlar ve zamanaşımı gibi konuların yasayla düzenlenmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, itiraz konusu kuralla belediye meclislerine verilenin, “ücret” adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi değil, ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret tarifesi belirleme yetkisi olduğu, belediyelere tekel olarak verilmemiş, kişilerin isteği üzerine sunulan hizmetler için bir tarifeye dayalı olarak istenilen “ücret”in vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle 97. maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir.
Yine, Anayasa Mahkemesi’nin 2015/10008 Başvuru Numaralı 04/04/2019 tarihli kararında, 26/01/2011 tarih ve E:2009/42, K:2011/26 sayılı karar alıntılanarak, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesi ile belediye meclislerine verilen ücret adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi değil ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret tarifesi belirleme yetkisi olduğu, belediyelere tekel olarak verilmemiş, kişilerin isteği üzerine sunulan hizmetler için bir tarifeye dayalı olarak istenilen ücretin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, ücret tarifesini düzenleme yetkisinin 5393 sayılı Kanun’un 18. maddesinin (f) bendine göre belediye meclislerine ait bulunduğu, 2464 sayılı Kanun’da harç ve harcamalara katılma payı dışında ilgililerin isteği üzerine ücret karşılığı olarak belediyeler tarafından yapılacak işlerin tek tek sayılmadığı, ücret karşılığı belediyelerce yapılacak işlerin belirlenmesi noktasında belediye meclislerine Anayasa ve kanunların çizdiği sınırlar içinde kalmak kaydıyla geniş takdir yetkisi tanındığı vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı iş ortaklığı tarafından, 775 sayılı Kanun kapsamında gecekondu önleme bölgesi ilan edilen bölgede bulunan taşınmazlar üzerinde yapılacak altyapı ve çevre düzenleme inşaat işine ilişkin ödenen harç ve ücretlerin iadesi talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarların faiziyle iadesi istemiyle işbu davanın açıldığı, Vergi Mahkemesince davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, Bölge İdare Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının ücrete ilişkin kısmının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Daha önceki Dairemiz kararlarında, vergi mahkemelerinde açılan davalarda, ücretin vergi mahkemelerinin görev alanına girdiği kabul edilerek esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılmak suretiyle kararlar verilmiş ise de, Dairemizin tüm üyelerinin katılımıyla yapılan 02/12/2021 tarihli toplantıda bu konuda içtihat değişikliğine gidilmiş olup, özel görevli olan vergi mahkemelerinin sadece Kanun’da sayılan uyuşmazlık türlerini çözmekle görevli olduğu göz önüne alındığında, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesine dayanılarak davalı belediye meclis kararı ile belirlenen tarife uyarınca talep edilen ücretin, vergi mahkemelerinin görev alanına giren vergi, resim ve harç ile benzeri mali bir yükümlülük olmadığı, bu sebeple de dava konusu işlemin iadesi istenilen ücrete ilişkin kısmının genel görevli yargı merci olan idare mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafından ödenen ve iadesi istenilen tutarın, imar durum ücreti, asansör ücreti, kat irtifakı ücreti, teknik eleman ücreti, mahallen tetkik ücreti, proje tescil ücreti ve arşivleme gideri, hafriyat harcı, inşaat harcı, proje tasdik harcı yapı kullanım izin harcı ve kayıt suret harcına ilişkin olduğu, 2576 sayılı Kanun’un 5. ve 6. maddeleri gereğince dava konusu işlemin; harçlara ilişkin kısmının görüm ve çözüm yerinin vergi mahkemesi, ücretlere ilişkin kısmının görüm ve çözüm yerinin ise idare mahkemesi olması sebebiyle, bu konuda değerlendirme yapılmadan verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. … Bölge İdare … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 02/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.