Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4276 E. 2022/6458 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4276 E.  ,  2022/6458 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4276
Karar No : 2022/6458

TEMYİZ EDENLER:
1-(DAVACI) …
VEKİLİ: Av. …

2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, … Sac Profil Dem. Çel. Tic. Ltd. Şti.’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluğun kapsamının beyanname ve tasdik raporlarında yer alan bilgilerin, defter ve dayanak belgeye uygunluğuyla sınırlı olduğu ve defter ve belgelerde yer alan bilgilerin gerçek bir ticari faaliyete ya da emtia hareketine dayanıp dayanmadığına yönelik bir sorumluluğun yasal dayanağının olmadığı gibi meslek mensuplarının, mükelleflerin ticari faaliyetlerinin veya emtia hareketlerinin gerçekliğinin tespitine yönelik herhangi bir yasal yetkilerinin de olmadığı dikkate alındığında, davacının organize biçimde sahte belge düzenleme faaliyeti kapsamında incelenen 173 mükelleften beşinin mali müşaviri olduğu, hizmet verdiği mükelleflerin sahte belge kullanma oranının % 37 olduğu yolundaki tespitlerin tek başına davacının anılan Kanun hükmü kapsamında müteselsil sorumlu olduğu sonucuna ulaşılması hususunda yeterli olmadığı, serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı tarafından yükümlü adına verilen beyannamelerde yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmadığı harici bir araştırma yapılmadan somut bir şekilde ortaya konulamadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca müteselsil sorumluluk kapsamında davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile gecikme faizine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği; asıl borçlu şirket adına yapılan cezalı tarhiyata karşı açılan davada, şirket aleyhine hükmedilen yargı harçlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesi uyarınca serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin müteselsil sorumluğu kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığından dava konusu ödeme emirlerinin yargı harcına ilişkin kısımlarında da hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının dava konusu ödeme emirlerinin yargı harcına ilişkin kısmının hukuka ve usule uygun olduğu; ödeme emirleri içeriği katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi bakımından ise, asıl borçlu şirketin faaliyetinin niteliği ve davacının organizasyonla ilgisi dikkate alındığında, idarece yapılan tespitlerin soyut olup, yeterli olmadığının ileri sürülemeyeceği, meslek mensuplarının sorumluluğunun, sadece faturaları kaydetmek ve beyanname doldurmaktan ibaret olmadığı, sadece şekli bir sorumluluğa indirgenemeyeceği, mesleki sorumluluğun gereğinin yerine getirilmediği yolunda saptamalar içeren sorumluluk raporuna dayanılarak, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi yönünden, davanın kabulü yolunda verilen karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davalı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, Vergi Mahkemesi kararının katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizini içeren ödeme emirlerine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve bu husus bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun tebliğ edilmediği, uyuşmazlıkta müteselsil sorumluluğun şartlarının oluşmadığı, mesleki özen yükümlüğüne aykırı bir davranışının bulunmadığı, kararın öngörülebilirlik ilkesini ihlal ettiği iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: Yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunan davacıdan … TL maktu harç alınmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 15/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.