Danıştay Kararı 9. Daire 2021/4187 E. 2022/6446 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/4187 E.  ,  2022/6446 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4187
Karar No : 2022/6446

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Elektrik Üretim A. Ş.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirketin Adana İli Yumurtalık İlçesi, … (…) köyünde bulunan muhtelif taşınmazlarının bulunduğu alanın, 04/10/2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile özel endüstri bölgesi ilan edildiği, bu nedenle Emlak Vergisi Kanunu 4/m fıkrası uyarınca emlak vergisinden muaf olduğu ileri sürülerek, 2021 yılı için tahakkuk eden arsa ve arazi vergileri ile taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Emlak vergisinin tarh ve tahakkukuna ilişkin hükümler içeren 11’inci ve 21’inci maddesinde yer verilen hükümlere göre, davacı şirketin 2021 yılına ilişkin emlak vergisinin 2021 yılı Ocak ve Şubat ayında yıllık olarak tarh edilerek, tarh edilen tarihte kendiliğinden tahakkuk etmiş sayılacağından, tahakkuk tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanunun 7’nci maddesinde yer alan ve 30 gün olan genel dava açma süresi içerisinde tahakkuk eden emlak vergisinin iptali istemiyle dava açılması gerekirken, davalı idarenin bildirim niteliği taşıyan … tarih ve … sayılı yazısının tebliğ tarihi olan 02/06/2021 tarihi esas alınarak yasal süre geçtikten sonra 10/06/2021 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçeyle dava açıldığı görüldüğünden, açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurusunda ileri sürülen sebepler ile dosyada mevcut bilgi-belgeler kapsamında, ortada kararın kaldırılmasını gerektiren nitelikte bir neden bulunmadığı sonucuna varıldığından davacı istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu tahakkuk işleminin tebliği üzerine süresinde dava açıldığı, tebligat yapılması durumunda tahakkuk değil tebliğ tarihinin esas alınarak dava açma süresinin hesaplanması gerektiği, zira Cumhurbaşkanlığı Kararı ile özel endüstri bölgesi alanı olarak ilan edilen taşınmazların Kanun gereği muaf olması gerektiği halde, emlak vergisinden tebligat ile haberdar oldukları ve buna göre hukuka aykırı tahakkuka karşı süresinde dava açtıkları, diğer yandan 2020 yılına ilişkin emlak vergilerinin tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı açtıkları davada muaf oldukları için ödeme emrinin iptal edildiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının, Daire kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı şirketin Adana İli Yumurtalık İlçesi, … (…) köyünde bulunan muhtelif taşınmazlarının bulunduğu alanın, 04/10/2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile özel endüstri bölgesi ilan edldiği, bu nedenle Emlak Vergisi Kanunu 4/m fıkrası uyarınca emlak vergisinden muaf olduğu ileri sürülerek, 2021 yılı için tahakkuk eden arsa ve arazi vergileri ile taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının kaldırılması istemine ilişkindir.

İLGİLİ MEVZUAT
Emlak Vergisi Kanunun bina ve arazi vergisi yönünden paralel hükümler içeren tarh ve tahakkuk başlıklı 11 ve 21. maddelerinde;
Bina ve arazi vergisi, ilgili belediye tarafından;
a) Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,
b) 33 üncü maddenin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,
c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,
29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve mükellefe bir yazı ile bildirilir.
Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.
Bir il veya ilçe sınırları içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan araziye ait arazi vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler tarafından belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Emlak Vergisi Kanunun vergi değeri başlıklı 29. maddesinde ise;
Vergi değeri;
a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,
b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan yönetmelik hükümlerinden yararlanılmak suretiyle, Hesaplanan bedeldir.
Vergi değeri, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunur.

33 üncü maddeye (8 numaralı fıkra hariç) göre mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi değerinin hesaplanmasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre belirlenen arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınacağı yönündedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
2002 yılında yapılan değişikliklerle, emlak vergisinde beyan esası kaldırılark, bildirim esasına geçilmiş, arsa ve arazi değerlerinin 4 yıl da bir takdir komisyonunca belirlenen cadde ve sokak rayiçlerine göre tarh ve tahakkuk edeceği, 4 yılda bir yapılan genel takdiri izleyen yıllarda ise emlak vergisinin, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle belirleneceği kurala bağlandığından, somut olayda genel takdir yılının 2018 yılı olduğu, 2019, 2020 ve 2021 yıllarının genel takdiri izleyen yıllar olduğu, davaya konu 2020 yılı emlak vergisinin genel takdiri izleyen yıl olduğu verginin de yukarda belirtildiği şekilde değerleme oranı esas alınarak hesaplanacağı ve yukarda yer verilen Emlak Vergisi Kanunu 21. maddesi 5. fıkrasına göre de, 2021 yılının yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıl olması nedeniyle emlak vergisi takvim yılı başında tarh ve tahakkuk edeceğinden, bu tarihten itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekmektedir.
Bu durumda 2021 yılı vergisinin ocak ve şubat ayında tarh ve tahakkuk ettiği belirtilerek, tahakkuk tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine yönelik davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarda yazılı gerekçeyle ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan … TL maktu harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 15/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY: Vergisi ihtilaflı taşınmazların bulunduğu alanın, 04/10/2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile özel endüstri bölgesi ilan edildiği, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu’nun 4/ç maddesinin son fıkrasında, özel endüstri bölgelerinde uygulanacak teşviklerin, diğer endüstri bölgelerinde uygulanan teşviklere ilişkin usul ve esaslara tabi olduğu, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunun 4/m fıkrasında endüstri bölgelerinin emlak vergisinden muaf olduğu kurala bağlanmıştır.
Olayda, davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile 2021 emlak vergisi birinci taksidinin 487.813,70-TL olduğu ve tahakkuk fişinin ekte gönderildiğine ilişkin yazısı ile davacının tahakkuktan haberdar olduğu ve buna görede 10.06.2021 tarihinde 30 gün içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, işin esasına ilişkin temyiz istemi incelenerek bir karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.