Danıştay Kararı 9. Daire 2021/3967 E. 2023/6 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/3967 E.  ,  2023/6 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3967
Karar No : 2023/6

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Sirk Animasyon Turizm San. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı hakkında, bir kısım alışlarının sahte fatura ile belgelendirildiğinden bahisle, 2018/Temmuz-Ekim dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ile 2018 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi ve mükerrer 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının faturalarını aldığı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden söz konusu faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğunun anlaşıldığı bu durumda davacı adına re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümlerine göre arttırılan kısmı yönünden; davalı idarenin savunma dilekçesinde, davacı tarafından elektronik ortamda kanuni süresinden sonra verilen 2017/Aralık dönemine ilişkin muhtasar beyanname üzerine kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarnamenin 23/03/2018 tarihinde davacıya elektronik ortamda tebliğ edilerek kesinleşmesi nedeniyle tekerrüre esas alındığı belirtilmiş ise de, kesinleşmeyi izleyen 2019 yılından itibaren işlenecek cezayı gerektiren bir fiile uygulanması mümkün bulunan tekerrür hükümlerinin, 2018/Temmuz-Ekim dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezaları yönünden uygulanmasında hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan mal ve hizmet alımlarının sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi, özel usulsüzlük cezasını gerektiren eylemler arasında gösterilmediği gibi, kesilen ceza maddenin öngörülüş amacına da uygun düşmediğinden davacı adına 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı, davacı adına 2018 yılına ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden ise; olayda davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacının ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edemediğinin tespit edildiğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, tevsiki istenilen belgelere konu alış ve satışların, aynı vergi inceleme raporuyla sahte fatura düzenleyicisi olduğu kabul edilen firma tarafından düzenlendiklerinin anlaşıldığı, bu durumda incelemeye konu faturalar içeriği mal tesliminin gerçekleşmediğinin, diğer bir ifadeyle bahse konu faturaların sahte olduklarının vergi inceleme raporu ile kabul edilmesine rağmen, aynı zamanda bu fatura bedellerine ilişkin ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla yapılmadığından bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesinin, 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesinin getiriliş amacına aykırı olduğu, davacının bir kısım ödemelerini banka ve finans kurumları aracılığıyla yapmadığından bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uyarlık görülmediği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine davacı şirket adına 2018/Ekim-Aralık dönemlerine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı ile 2018 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi ile mükerrer 355/1. maddeleri uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının davanın kabulüne ilişkin kısmının bozulması gerektiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kısmının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.