Danıştay Kararı 9. Daire 2021/3886 E. 2023/2171 K. 06.06.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/3886 E.  ,  2023/2171 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3886
Karar No : 2023/2171

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … San. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına 2006/Haziran dönemi için tarh edilen vergi ziyaı cezalı damga vergisine karşı açılan davanın kısmen reddi üzerine bu kısma isabet eden tutarın davacı tarafından ödenmesinden sonra, anılan kararın bozulması üzerine bozma kararına uyan … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına istinaden davacı tarafından söz konusu tutarın tecil faiziyle iadesi istemiyle yapılan başvurunun faiz talebi yönünden zımnen reddine dair işlemin iptali ile 2.686.586,40-TL üzerinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesi uyarınca işleyen 3.237.784,38-TL tecil faizinin ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; idarece yapılan tarhiyat sebebiyle davacı tarafından ödeme yapılması ve yapılan tarhiyatın hukuka aykırı olduğu hususunun …Vergi Mahkemesi’nin E:… K:… sayılı kararıyla hüküm altına alınmış olması sebebiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesindeki, fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde, “tecil faizi” uygulanacağı yolundaki açık hüküm dikkate alındığında, davacıdan yersiz olarak tahsil edilen amme alacağı için tahsil tarihi olan 12/05/2010 ilâ iade tarihi olan 18/07/2019 tarihleri arasındaki süre zarfında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre hesaplanacak tecil faizinin davacıya iadesi gerekmekte olup, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, 2.686.586,40-TL amme alacağı için 12/05/2010 ilâ 18/07/2019 tarihleri arasındaki süre zarfında, 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idarece yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kısmen reddi, kısmen kabülü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının yersiz tahsil edilen tutarın tahsil edildiği tarihten 15/06/2012 tarihine kadar geçen süre için tecil faizi oranında hesaplanacak faiz tutarına ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına yapılan 2006/Haziran dönemi vergi ziyaı cezalı damga vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın kısmen reddi üzerine 2.692.910,88-TL’nin davacı tarafından ödenmesinden sonra, anılan davada verilen kararın redde ilişkin bahse konu kısmının bozulmasıyla bozma kararına uyan … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına istinaden yapılan idari başvuruda tecil faizi ödenmeden davacıya yapılan iade üzerine, faiz talebinin zımnen reddine yönelik işlemin iptali ile 2.686.586,40-TL üzerinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesi uyarınca işleyen 3.237.784,38-TL tecil faizinin ödenmesi istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa Mahkemesinin 10/02/2011 tarih ve E:2008/58, K: 2011/37 sayılı iptal kararı üzerine, 15/06/2012 tarihli ve 28324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla yeniden düzenlenen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında “fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın, mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği düzenlenmiştir.
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un “Kanuni Faiz” başlıklı 1. maddesinde; Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse yıllık, bu Kanun’da belirtilen oranda ödeme yapılacağı kuralı bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin 15/06/2012 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden tecil faizi oranında hesaplanacak faiz tutarına ilişkin kısmının iptali ve iadesine yönelik hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin 15/06/2012 tarihinden önceki dönemlere isabet eden kısmının iptal ve iadesine yönelik temyiz istemine gelince;
Mükelleflerden fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesi durumunda, iade edilen tutarlara hangi oranda faiz ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığından, hukuk yaratma yetkisi kapsamında yerleşik Danıştay içtihatları ile 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranının uygulanması öngörülmüş bulunmaktaydı. Ancak, 15/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesi yeniden düzenlenmiş ve fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faiziyle iade edileceği açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıdan 12/05/2010 tarihinde tahsil edilen vergi ziyaı cezalı damga vergisinin … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararına istinaden davalı idare tarafından davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı tarafından, anılan Kanun’un yürürlüğe girdiği 15/06/2012 tarihinden önce tahsil edilen vergi ziyaı cezasının davacının kullanımından mahrum kaldığı dönemlere ilişkin olarak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Danıştay yerleşik içtihatları uyarınca 3095 sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranıyla; 15/06/2012 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmının ise iadenin yapıldığı tarihe kadar tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile iadesi gerekirken, tahsil tarihinden 15/06/2012 tarihine kadar geçen dönem için de tecil faizi ödenmesine hükmeden Bölge İdare Mahkemesi kararının bu hususa ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının …-TL’nin tahsil edildiği tarihten 15/06/2012 tarihine kadar geçen süre için tecil faizi oranında hesaplanacak faiz tutarına ilişkin kısmının BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/06/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.