Danıştay Kararı 9. Daire 2021/3190 E. 2023/1107 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/3190 E.  ,  2023/1107 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3190
Karar No : 2023/1107

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 31/01/2018 işini terk ettiği dikkate alınarak, devreden stoku bulunmasına rağmen buna ilişkin beyannamenin verilmediğinin tespiti üzerine, takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı; 2018 yılı gelir vergisi ile 2018/Ocak-Mart dönemi geçici verginin kaldırılması ve dayanak olan takdir komisyonu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi (aslı) üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası yönünden; davacının ticari işletmesini işletirken 2017 yılı gelir vergisi beyannamesinde gösterdiği stoklarını ticari faaliyeti sonlandırmadan önce sıfırlamak amacıyla kendisine veya üçüncü şahışlara devretmesi ve bu devirle ilgili fatura düzenleyerek ilgili beyanlarını vermesi gerektiği, bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, dava konusu tarhiyatın bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, geçici vergi (aslı) yönünden; ihbarnamelerde; mahsup döneminin geçmesi sebebiyle geçici verginin (aslının) tahakkuk ettirilmeyeceği belirtilmesine rağmen tahakkuk ettirilmeyecek olan geçici vergi de (aslı da) dava konusu edildiğinden, bu kısım yönünden davanın incelenmeksizin reddi gerektiği, takdir komisyonu kararları yönünden ise; tek başına icrai nitelik taşımayan, idarenin icrai işlemlerine hazırlık mahiyetindeki bir iç işlem olan takdir komisyonu kararlarının vergi tarhına dayanak “ön işlem” niteliğinde olduğu, tek başına davacının hukuki durumunu etkileyecek kesin ve yürütülmesi zorunlu, idari davaya konu olabilecek işlem niteliği taşımadığından, bu kısım yönünden de davanın incelenmeksizin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinafa konu Vergi Mahkemesi kararının vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, geçici vergi (aslı) üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası ve takdir komisyonu kararlarına ilişkin kısımlarında, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinde yer verilen kaldırma nedenleri bulunmadığından, bu kısımlara ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerektiği, geçici vergi (aslı) yönünden ise; davalı idarece yapılan bir terkin işlemi bulunmadığı, ihbarnameye geçici verginin tahakkuk ettirilmeyeceğinin yazılmasının tarhiyatın terkini anlamına gelmeyeceği, dolayısıyla iş bu davanın tarhiyata karşı açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, mahsup süresi geçen geçici vergide (aslında) hukuka uygunluk bulunmadığı, bu durumda, geçici verginin (aslının) kaldırılması gerektiğinden, bu kısım yönünden davayı incelenmeksizin reddeden mahkeme kararında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının geçici vergiye ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın bu husus yönünden kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Stokta gösterilen malların zaten davacının kendi üzerine kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz mallar olduğu, bir kısım malların halen mevcut olmasına rağmen davalı idarece bu mallara ilişkin bir belirlemenin yapılmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı tarafından savunma verilmemiştir. Davacının savunması yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası yönünden; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda şahıs işletmesinin tasfiyesine ilişkin hüküm bulunmadığı, olayda, davacı tarafından verilen 2017 yılı gelir vergi beyannamesi ekinde yer alan bilançoda 64.449,05-TL ilk madde ve malzeme ile 1.267.869,82-TL ticari mallar olmak üzere, toplam stoklar değerinin 1.332.318,87-TL gösterildiği, stoklara ilişkin bu değerin satılması veya elden çıkarılması halinde maliyet bedellerini yansıttığı, bu nedenle iş bırakma tarihi olan 31/01/2018 tarihinde stoklarda bulunan emtianın, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulması suretiyle emsal bedeli belirlendikten sonra, bulunan emsal bedelden maliyet bedeli (stok değeri) çıkarılarak matrah tayin edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin takdir komisyonunca takdir edilen matrahta ve bu matrah üzerinden tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından, istemin bu kısmı yönünden kabulü gerektiği, takdir komisyonu kararının iptali istemine ilişkin kısmı yönünden davacının temyiz istemi ile davalının temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunan davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 3 sayılı Tarife uyarınca aleyhine onanan kısım üzerinden hesaplanacak nisbi harcın alınmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY : Bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasına yönelik davacının temyiz istemi yönünden;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen vergi tarhı” başlıklı 30. maddesinde, Resen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden verginin tarh olunması olarak tanımlanmıştır. “Komisyonların görevleri” başlıklı 74. maddesinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak, takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmıştır. “Komisyonun yetkileri” başlıklı 75. maddesinde, takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda şahıs işletmesinin tasfiyesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
Olayda, davacı tarafından verilen 2017 yılı gelir vergi beyannamesi ekinde yer alan bilançoda 64.449,05-TL ilk madde ve malzeme ile 1.267.869,82-TL ticari mallar olmak üzere, toplam stoklar değerinin 1.332.318,87-TL gösterilmiştir, stoklara ilişkin bu değer satılması veya elden çıkarılması halinde maliyet bedellerini yansıtmaktadır.
Bu nedenle iş bırakma tarihi olan 31/01/2018 tarihinde stoklarda bulunan emtianın, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulması suretiyle emsal bedeli belirlendikten veyahut davacının faaliyet alanındaki sektör karlılık oranı araştırılmak suretiyle stok değerine bu karlılık oranı uygulanarak hasılat tespit edildikten sonra, belirlenen emsal bedelden veya tespit edilen hasılattan, maliyet bedeli (stok değeri) çıkarılarak matrah tayin edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak takdir komisyonunca takdir edilen matrahta ve bu matrah üzerinden tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk bulunmadığından, bu kısım yönünden; temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.