Danıştay Kararı 9. Daire 2021/3169 E. 2023/191 K. 02.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/3169 E.  ,  2023/191 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3169
Karar No : 2023/191

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Maddeleri Ticaret San. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Konya ili, Beyşehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel; … Mahallesi, … ada, … parsel; … Mahallesi, … ada, … parsel (A ve B Blok); … Mahalle, … ada, … parsel (A,B,C,D Bloklar); … Mahallesi, … ada, … parsel, … ada, … parsel, … ada, … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin aplikasyon harcı, temel vizesi harcı, altyapı harcı, işgaliye harcı, zemin ticaret yapılan yerlerde işyerleri için birim m2 harcı, zemin etüd harcı adı altında tahsil edilen 511.373,00-TL’nin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve …-… sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine Mahkemelerince verilen mercine tevdii kararı üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddi üzerine davanın açıldığı, işgaliye harcı yönünden; ihtilafın çözümünün maddi olayların ve mevzuatın değerlendirilmesi ve yorumunu gerektirmesi nedeniyle uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, dava konusu işlemin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı; altyapı harcı ve temel vizesi harcı yönünden ise, davacı tarafından yapılan yapı ruhsatı başvurusu üzerine tahsil edilen bina inşaat harcı, temel vizesi harcı, altyapı harcı, proje onay harcı, hafriyat harcı, toprak döküm yeri gösterme harçlarının 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Bina İnşaat Harcı” başlıklı Ek 1. maddesinde, “Altyapı Kazı İzni Harcı” başlıklı mükerrer 79. maddesinde ve “İmar İle İlgili Harçlar” başlıklı 80. maddesinde düzenlendiği, dava konusu işlemin bu kısımları yönünden yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlaşılabilecek açıklıkta vergilendirme hatası olmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair davalı idare işleminin bu kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı; aplikasyon harcı, zemin etüd harcı ve zemin ticaret yapılan yerlerde işyerleri için birim m2 harcı yönünden ise, belirtilen kalemlerin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda sayılan harçlar kapsamında yer almadığı anlaşıldığından, davacının yapı ruhsatı başvurusu üzerine, tahsil edilen harçların iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi, dava konusu işlemin aplikasyon harcı, zemin etüd harcı, zemin ticaret yapılan yerlerde işyerleri için birim m2 harcına ilişkin kısımları yönünden iptaline, bu kısma ilişkin ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine; davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının, işgal harcı, altyapı harcı ve temel vizesi harcına ilişkin kısımları yönünden kaldırılmasına, davalı idare tarafından ara karara verilen cevaptan, işgal harcının 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 52. maddesi uyarınca, altyapı harcı ve temel vizesi harcının ise 07/10/2016 tarih ve 143 sayılı Beyşehir Belediye Meclisi kararına istinaden istenildiği, işgal harcının ancak geçici işgal halinde alınabileceğinden, 180 günlük sürenin geçicilik vasfı taşımadığı gibi dava dosyasında işgal harcına konu olacak bir işgale yönelik herhangi bir tespit de bulunmadığı görüldüğünden dava konusu işgal harcında hukuka uyarlık bulunmadığı; altyapı harcı ve temel vizesi harcı adı altında yapılan tahsilatların belediye meclis kararına dayandığı ve yasal dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından yapılan tahsilatın Anayasanın 73. maddesine aykırı olduğu, olayda, 2464 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca ücret alınmasını gerektirecek şartların da gerçekleşmediği görüldüğünden söz konusu tahsilatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işgal harcı, altyapı harcı ve temel vizesi harcı kısmı yönünden dava konusu işlemin iptaline, bu kısma ilişkin ödenen tutarın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca hesaplanacak faiziyle iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlıkta, vergi hatası ve/veya hesap hatasının olmadığı, tahsilat işlemine karşı daha önce dava açılmadığı, açılan işbu davanın süresinde ve iyiniyetli olmadığı, davacı tarafından aynı alacak kalemlerine ilişkin olarak İdare Mahkemesinde açılan dava nedeniyle derdestlik durumunun bulunduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Davacı şirket tarafından, Konya ili, Beyşehir ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel; İçerişehir Mahallesi, … ada, … parsel; … Mahallesi, … ada, … parsel (A ve B Blok); … Mahalle, … ada, … parsel (A,B,C,D Bloklar); … Mahallesi, … ada, … parsel, … ada, … parsel, … ada, … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin aplikasyon harcı, temel vizesi harcı, altyapı harcı, işgaliye harcı, zemin ticaret yapılan yerlerde işyerleri için birim m2 harcı, zemin etüd harcı adı altında tahsil edilen 511.373,00-TL’nin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve …-… sayılı işlemin iptali ve ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. maddesinin 3. fıkrasında, “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” 4. fıkrasında, “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir” hükmü bulunmaktadır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un “İdare Mahkemelerinin görevleri” başlıklı 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ile ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki: İptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği, “Vergi Mahkemelerinin görevleri” başlıklı 6. maddesinde; vergi mahkemelerinin genel bütçeye ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davaları, çözümleyeceği belirtilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesinde, belediyelerin bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları, belediyeye tekel olarak verilmiş işlerin kendi özel hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinde de, büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek, büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin f bendinde; Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak tarifeleri belirlemek belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2576 sayılı Kanunda yer alan idari yargı düzeni içindeki görev ayrımına ait düzenlemelere göre idare mahkemeleri idari yargı düzeninde genel görevli mahkemeler olarak kabul edilmiş, vergi mahkemeleri ise yalnızca, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konulardaki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları çözümlemekle görevli kılınmıştır. Dolayısıyla 2576 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sınırları gösterilen ve vergi mahkemelerinin bu görev alanı dışında kalan idari davaların görüm ve çözümünde idare mahkemeleri görevlidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. maddesi ile verginin yasallığı ilkesi benimsenerek, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla koyulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı belirtilerek, verginin yasallığı ilkesi ile keyfi ve takdiri uygulamaları önleyecek ilkelerin kanunda yer alması zorunluluğu getirilmiş, bireylerin temel hak ve hürriyetleri devlete karşı korunmuştur. Bu kapsamda vergide yasallık ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın, verginin konusunun, matrahının ve oranının kanun ile belirlenmesini gerektirmektedir. Ayrıca, verginin yasallığı ilkesi, verginin yanında, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri de kapsamaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca, özel görevli olan vergi mahkemeleri belediyelere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konulardaki 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları çözümlemekle görevli olduğundan ve verginin yasallığı ilkesi uyarınca vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin sadece kanunla koyulabileceği, değiştirilebileceği veya kaldırılabileceği göz önüne alındığında, öncelikle, davalı belediye tarafından belediye meclisince çıkartılan tarife esas alınarak tahakkuk ettirilen ücretin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi suretiyle davanın çözümünde görevli mahkeme belirlenmelidir.
Dava konusu ücret, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesi ile belediyelere verilen yetkiye istinaden harç ve katılma payı yapılmayan konularda ilgililerin isteği üzerine belediyelerce sunulacak her türlü hizmetin karşılığı olup, belediye meclisince belirlenen tarife uyarınca alındığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, Anayasanın 73. maddesinde yer alan verginin yasallığı ilkesi uyarınca “ücret” in vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm olarak nitelendirilemeyeceği, aksi durumda, belediye meclislerine verilen yetkinin “ücret” adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi olacağı, Anayasa’nın 87. maddesi uyarınca, kanun koyma, değiştirme ve kaldırma görev ve yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğu ve yasama yetkisinin devredilmeyeceği, ayrıca, bir verginin kanunla konulmuş sayılabilmesi için yalnızca konusunun kanunla belirlenmesinin yeterli olmadığı, verginin konusundan başka matrahı, oranı veya miktarı, indirimleri, istisna ve muafiyetleri, tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri ile yaptırımları, zaman aşımı vb. konuların da kanunla düzenlenmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında, belediye meclisi kararları ile çıkarılan tarifeler ile ilgili kişilere sunulan hizmetler karşılığında alınan ücretlerin, vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesinin, Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine verilen ve 14/05/2011 tarih ve 27934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 26/01/2011 tarih ve E:2009/42, K:2011/26 sayılı kararında, itiraza konu kuralda, belediyelere, 2464 sayılı Kanun’da harç veya katılma payı konusu yapılmamış olan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilecek olan hizmetler için, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret alma yetkisi verildiği, kural uyarınca, belediyeler tarafından yapılacak bir hizmetin ücret konusu yapılabilmesi için, o hizmetin harç veya katılım payına konu edilmemiş olması ve hizmetten yararlanacak kişilerin bizzat belediyeden bu hizmetin yapılmasını talep etmiş olmaları gerektiği, kuralın verdiği yetki çerçevesinde belediye meclislerince ücret tarifesine konu edilebilecek hizmetlerin, kişilerin tamamen kendi isteklerine ve tercihlerine bağlı olarak yararlanacakları hizmetler olduğu, verginin kanuniliği ilkesinin, takdire dayalı keyfî uygulamaları önleyecek sınırlamaların yasada yer almasını gerektirdiği ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasının yasa ile yapılmasını zorunlu kıldığı, buna göre vergide, yükümlü, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, uygulanacak yaptırımlar ve zamanaşımı gibi konuların yasayla düzenlenmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, itiraz konusu kuralla belediye meclislerine verilenin, “ücret” adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi değil, ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret tarifesi belirleme yetkisi olduğu, belediyelere tekel olarak verilmemiş, kişilerin isteği üzerine sunulan hizmetler için bir tarifeye dayalı olarak istenilen “ücret”in vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle 97. maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir.
Yine, Anayasa Mahkemesi’nin 2015/10008 Başvuru Numaralı 04/04/2019 tarihli kararında, 26/01/2011 tarih ve E:2009/42, K:2011/26 sayılı karar alıntılanarak, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesi ile belediye meclislerine verilen ücret adı altında vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi değil ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret tarifesi belirleme yetkisi olduğu, belediyelere tekel olarak verilmemiş, kişilerin isteği üzerine sunulan hizmetler için bir tarifeye dayalı olarak istenilen ücretin vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, ücret tarifesini düzenleme yetkisinin 5393 sayılı Kanun’un 18. maddesinin (f) bendine göre belediye meclislerine ait bulunduğu, 2464 sayılı Kanun’da harç ve harcamalara katılma payı dışında ilgililerin isteği üzerine ücret karşılığı olarak belediyeler tarafından yapılacak işlerin tek tek sayılmadığı, ücret karşılığı belediyelerce yapılacak işlerin belirlenmesi noktasında belediye meclislerine Anayasa ve kanunların çizdiği sınırlar içinde kalmak kaydıyla geniş takdir yetkisi tanındığı vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Konya ili, Beyşehir ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel; … Mahallesi, … ada, … parsel; … Mahallesi, … ada, … parsel (A ve B Blok); … Mahalle, … ada, … parsel (A,B,C,D Bloklar); … Mahallesi, … ada, … parsel, … ada, … parsel, … ada, … parsel sayılı taşınmazlar üzerinde inşa edilecek yapıya ilişkin yapılan inşaat ruhsatı başvurusu nedeniyle ödenen harç ve ücretlerin iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarların yasal faiziyle iadesi istemiyle davanın açıldığı, Mahkemece verilen mercine tevdii kararı üzerine iş bu dava konusu işlemin yapılan başvuru sonucunda tesis edildiği, Bölge İdare Mahkemesince verilen ara karar üzerine sunulan cevapta, işgal harcının 2464 sayılı Kanunun 52/2. maddesi uyarınca alındığı, aplikasyon harcı, temel vizesi harcı, altyapı harcı, zemin ticaret yapılan yerlerde işyerleri için birim m2 harcı ile zemin etüd harcının ise belediye meclis kararı uyarınca alındığının belirtildiği, anılan belediye meclis kararının 2017 yılında uygulanacak fiyat tarifeleri kısmında ise, 2464 sayılı Kanunda alt ve üst sınırları belirlenenlerin dışında 97. maddeye göre yapılan hizmetler karşılığında alınacak fiyat tarifelerinin belirlendiği, yine davalı idarenin savunma ve temyiz dilekçelerinde, dava konusu bedellerin bir kısmının belediyelerce sunulan hizmetler karşılığı tahsil edilen ücret tutarları olduğu, bir kısmının ise ilgili mevzuat gereği alınması gereken harca ilişkin olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Daha önceki Dairemiz kararlarında, vergi mahkemelerinde açılan davalarda, ücretin vergi mahkemelerinin görev alanına girdiği kabul edilerek esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılmak suretiyle kararlar verilmiş ise de, Dairemizin tüm üyelerinin katılımıyla yapılan 02/12/2021 tarihli toplantıda bu konuda içtihat değişikliğine gidilmiş olup, özel görevli olan vergi mahkemelerinin sadece Kanun’da sayılan uyuşmazlık türlerini çözmekle görevli olduğu göz önüne alındığında, 2464 sayılı Kanun’un 97. maddesine dayanılarak davalı belediye meclis kararı ile belirlenen tarife uyarınca talep edilen ücretin, vergi mahkemelerinin görev alanına giren vergi, resim ve harç ile benzeri mali bir yükümlülük olmadığı, bu sebeple de dava konusu işlemin iadesi istenilen ücrete ilişkin kısmının genel görevli yargı merci olan idare mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Olayda, davacı tarafından ödenen ve iadesi istenilen tutarın tamamının harca ilişkin olmayıp, bedellerin içinde Vergi Mahkemesinin görevine girmeyen ücrete ilişkin tutarların da olduğu anlaşılmış olup, 2576 sayılı Kanun’un 5. ve 6. maddeleri gereğince dava konusu işlemin, harçlara ilişkin kısmının görev ve çözüm yerinin Vergi Mahkemesi, ücretlere ilişkin kısmının görev ve çözüm yerinin ise İdare Mahkemesi olması nedeniyle, Bölge İdare Mahkemesince görev hususunda bir değerlendirme yapılmadan verilen kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin kabulüne,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 02/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.