Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2021/3078 E. , 2022/6408 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3078
Karar No : 2022/6408
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Asıl borçlu … İnşaat Petrol Turizm Taşımacılık ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait amme borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … ila …, …-…-…-…-… …, …-…-…, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; … , … , … ila … , … ila … , … ila … , … sayılı ödeme emirleri yönünden; bu ödeme emirlerinin davalı idarece iptal edilerek takipten kaldırıldığı; … , … , … , … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden; ödeme emirlerine dayanak olan borçların verilen beyannameler üzerine tahakkuk ettirildiği, beyanname verme ve ödeme dönemlerinde davacının şirkette herhangi bir yetki ve sorumluluğunun ve kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığı görüldüğünden, bu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı; … , … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden; ödeme emirleri içeriği amme alacağının davacının kanuni temsilcilik yaptığı döneme ait olduğu anlaşılmakta ise de, asıl amme borçlusu şirket adına kayıtlı araçlar için değer tespiti yaptırılarak, daha önce tesis edilen hacizlere konu alacak tutarları hususunda yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde araçların satılarak paraya çevrilmesi sonrasında dava konusu amme alacağını karşılamadığı tespit edilmeksizin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca bu vergi borçlarının şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından bahisle düzenlenen anılan ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı; kalan ödeme emirleri yönünden ise; ödeme emirleri içeriği borcun defter ve belge isteme yazısının davacıdan sonraki kanuni temsilciye tebliğ edilmesine rağmen bu yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklandığı, kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonra görev yapan kanuni temsilcinin bu eyleminden davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının defter ve belge ibrazıyla ilgili herhangi bir yetki ve sorumluluğu ve kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusuru bulunmadığından, bu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, … , … , … ila … , … ila … , … ila … , … sayılı ödeme emirleri dışındaki ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … , … , … ve … sayılı ödeme emirleri hariç kalan ödeme emirlerine ilişkin kısımlarına karşı istinaf başvurusunde ileri sürülen iddiaların, mahkeme kararının, bu kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı hukuki nedenler ve gerekçe karşısında yerinde olduğu ve bu hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, … , … , … ve … sayılı ödeme emirlerine yönelik istinaf başvurusu yönünden ise; bu ödeme emirleri içeriği borçların asıl amme borçlusu şirket tarafından 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yapılandırma sonucu şirkete ait borçlara ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıktığı, meydana gelen yeni borç ilişkisiyle eski kanuni temsilcinin hukuki sorumluluğu artık sona erdiğinden, yapılandırmadan önce düzenlenen ödeme emirleri dayanak alınmak suretiyle borçların ait olduğu dönemde kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen bu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/4. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Amme alacağının asıl amme borçlusundan tahsil imkanın kalmadığının anlaşılması üzerine, kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emirlerine konu amme alacağının davacının şirket temsilcisi olduğu dönemde doğduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Vergi ve cezaların zamanaşımı nedeniyle artık tahsiline olanak bulunmadığı, zamanaşımını kesen herhangi bir işlemin de yapılmadığı, dava konusu ödeme emirlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu iddialarıyla temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.