Danıştay Kararı 9. Daire 2021/2787 E. 2023/407 K. 23.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/2787 E.  ,  2023/407 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2787
Karar No : 2023/407

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mağazacılık Elektronik Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolunda hazırlanan vergi tekniği raporunu esas alan takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2018 yılı kurumlar vergisinin kaldırılması ve takdir komisyonu kararının iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve …sayılı vergi tekniği raporundaki tespitlerin değerlendirilmesinden; mükellefin herhangi bir mücbir sebep belirtmeksizin defter ve belgeleri ibraz etmemesi, alımların büyük bir çoğunluğunun şüpheli mükelleflerden yapılması, yapılan yoklamalarda cep telefonu alım satım işiyle uğraşıldığı beyan edildiği halde karşıt tespitlerde başka içerikli faturalar da düzenlendiğinin tespit edilmesi gibi tespitlerin mükellefin faaliyetiyle ilgili şüphe uyandırdığı ancak, ödemelerin banka kanalı ile gerçekleştirildiği, yapılan karşıt tespitlerde şirketin genel olarak tanındığı, nakliyenin kargoyla veya davacı şirket tarafından sağlandığının beyan edildiği, duruşma esnasında ibraz edilen kargo listesinde, davacı şirket tarafından birçok kişiye kargo gönderildiğinin tespit edildiği, bazı kargolara ilişkin sevk irsaliye numaralarına da yer verildiği, çeşitli malların toptan ticareti işi için mükellefiyet tesis ettirildiği, cep telefonu haricinde başka ürünler satılmasının bir çelişki oluşturmadığı, davacının salt sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği sonucuna ulaşmak için yeterli olmadığı, bu durumda, eksik inceleme ve varsayıma dayalı olarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği, takdir komisyonu kararı yönünden ise; tarhiyata dayanak teşkil eden bir hazırlık işlemi olduğu, bu haliyle, takdir komisyonu kararının tek başına idari davaya konu edilebilecek nitelikte kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığından, istemin incelenmeksizin reddi gerektiği davanın kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen kabulüne, dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının, usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/3. maddesine istinaden davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İstinaf başvurusu dilekçesindeki iddialar yinelenerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolunda hazırlanan vergi tekniği raporunu esas alan takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2018 yılı kurumlar vergisinin kaldırılması istemi yönünden kararın temyizen incelenmesine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması hâlinde, ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 30. maddesinin 1. fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt, belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hâllerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi inceleme yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan Kanunun “Komisyonun görevleri” başlıklı 74. maddesinde, takdir komisyonunun görevlerinden birinin yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak olduğu, “Komisyonun yetkileri” başlıklı 75. maddesinde, takdir komisyonun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu, “Maksat” başlıklı 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu belirtilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde ise Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde de gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi benimsenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitlerdir.
Dava konusu cezalı tarhiyata dayanak gösterilen takdir komisyonu kararında matrah tayininde esas alınan davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda ve eklerinde; 04/10/2017 tarihinde çeşitli malların toptan ticareti için mükellefiyet tesis ettirdiği, 10/10/2017 tarihli yoklamada, işyerinin 40m2 olduğu, işçi çalıştırılmadığı, ödeme kaydedici cihaz ve POS cihazı bulunmadığı, cep telefonu toptan satışı ve kuaför salonu işletmeciliği yapılacağı, şube ve deposunun bulunmadığı, satışa hazır 10.000-TL emtia bulunduğunun tespit edildiği, 17/04/2018, 11/05/2018 ve 17/07/2018 tarihli yoklamalarda, iş yerinin kuaför olarak faaliyetine devam ettiği, şirket müdürünün işyerinde bulunmadığı, kendisiyle yapılan telefon görüşmesinde, toptan alınan cep telefonlarını muhtelif müşterilere kargoyla gönderildiği, stoklu çalışılmadığının ifade edildiği, işletmede cep telefonu, fatura veya sevk irsaliyesinin bulunmadığının tespit edildiği, mükellefin iş yeri adresini değiştirmesi üzerine yeni adresinde yapılan 25/09/2018 tarihli yoklamada, cep telefonu toptan ticareti işine devam ettiği, sipariş üzerine çalışıldığı, adreste stok bulunmadığı, şube ve deposunun bulunmadığı, 1 çalışan beyan edildiği, ÖKC ve POS cihazı bulunmadığı, demirbaş bulunduğunun tespit edildiği, şirket hakkında yapılan araştırmada, gayrimenkul veya taşıt bulunmadığı, 2017 yılı için kurumlar ve katma değer vergileri yönünden matrah artırımında bulunulduğu, defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen defter veya belge ibrazında bulunulmadığı, 2017 yılı kurumlar vergisinde matrah olarak 1.104,43-TL beyan edildiği, katma değer vergisine yönelik olarak 2017 yılı için 1.331.633,74-TL, 2018 yılı için 11.774.636,88-TL matrah beyan edildiği, şirketin muhasebecesi tarafından işyerine gidildiği, işyeri ve çalışan sayısı hakkında bilgi sahibinin olunduğu, toptan cep telefonu alım satımının yapıldığı, 17/09/2018 tarihine kadar kuaför işiyle de uğraşıldığı, emtia alımları hakkında bilgisinin olunduğu, piyasadan telefon toplanarak toptan satıldığının beyan edildiği, mükellefin banka hareketlerinin bulunduğu, mükellefin 2018 yılında mal ve hizmet aldığı mükelleflerin; altısının genel esaslara tabi olduğu, üçünün sahte belge düzenleme, birisinin ise sahte belge kullanma yönünden özel esaslara tabi olduğu, 2017 ve 2018 yıllarında mal ve hizmet sattığı mükelleflerin; sekizinin genel esaslara tabi olduğu, ikisinin sahte belge düzenleme yönünden özel esaslara tabi olduğu, ikisi hakkında sahte belge düzenlediği, biri hakkında ise sahte belge kullandığı yönünde tespitler bulunduğu, satış yapılan altı firma nezdinde yapılan karşıt tespitlerde, cep telefonu satın alındığı, malların gerçekten alındığı, ödemelerin banka yoluyla yapıldığının beyan edildiği, iki firma nezdinde yapılan karşıt tespitlerde ise, cep telefonu dışında blender, epilasyon aleti, traş makinesi, ütü, süpürge, televizyon gibi başka ürünlerin de satın alındığının beyan edildiği, davacı tarafından 04/10/2017 tarihinden itibaren gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayalı bir ticaretinin olmadığı ve bu tarihten itibaren düzenlenen tüm belgelerin komisyon karşılığı düzenlenmiş sahte belge olduğu sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerle beraber mevzuatın değerlendirilmesinden; vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğunun belirtildiği, davacı şirketin mal ile hizmet aldığı ve sattığı bir kısım mükellefler hakkında sahte belge kullanma ve düzenleme yönünden olumsuzluklar bulunduğuna değinilmesine karşın bu mükellefler nezdinde de yapılan bir inceleme ve yapılan bu inceleme sonucunda düzenlenen herhangi bir rapor da bulunmadığı, tarhiyata ilişkin matrahı tayin eden takdir komisyonunca da bu hususa ilişkin herhangi bir incelemesi yapılmadığı dikkate alındığında, temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davalı tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf başvurusunun reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.