Danıştay Kararı 9. Daire 2021/2747 E. 2023/1153 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/2747 E.  ,  2023/1153 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2747
Karar No : 2023/1153

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVACI) … Hotel Management Turizm İnş. Yat. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Asıl borçlu … Alaçatı Çeşme Turizm San. ve Tic. A.Ş’nin vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca, davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve E… sayılı haciz bildirisi ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … tarih ve E… sayılı haciz bildirisinin 10/12/2019 tarihinde e-tebligat yoluyla davacıya tebliğ edildiği, ancak bakılan davanın 30 günlük yasal dava açma süresi geçtikten sonra 19/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davanın bu kısmının süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği; dava konusu ödeme emri bakımından ise, Mahkemelerince verilen ara karar ile davalı idareden, davacıya gönderilen haciz bildirisinde davacının asıl borçlu şirketten 416.280,00-TL mal alışında bulunduğu belirtilmesine rağmen, haciz bildirisinin ve akabinde davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin neden 604.801,70 TL tutarındaki alacak için düzenlendiğinin sorulması üzerine idarece dosyaya sunulan cevabi yazıda, haciz bildirisinin sehven 604.801,71-TL olarak düzenlendiği ve davacının 416.280,00 TL tutar kadar sorumlu tutulduğu belirtildiğinden, dava konusu ödeme emrinin 416.280,00 TL’yi aşan kısmında hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan, davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasında teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğinden dava konusu ödeme emrinin 416.280,00 TL tutarındaki alacağa ilişkin kısmında da hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen süre aşımı yönünden reddine, kısmen kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Haciz bildirisine ilişkin kısım bakımdan davanın süresinde açıldığı, ödeme emrine ilişkin kısmı bakımından ise, idarece borcunun bulunup bulunmadığına ilişkin somut bir tespit yapılmadığı, BS bildiriminden hareketle borçlu olarak kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI: Savunma ve istinaf dilekçelerindeki iddiaların tekrarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY: Asıl borçlu … Alaçatı Çeşme Turizm San. ve Tic. A.Ş’nin vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca, davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve E… sayılı haciz bildirisi ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde, dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise ortada idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde tanımlanan iptal davaları, idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan etkili ve yürütülmesi gerekli hukuksal işlemleri konu edinen davalar olup ilgililerin hukuksal durumunda herhangi bir değişiklik yaratmayan işlemlerin, idari makamlar tarafından tesis edilmiş olsa da iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmamaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. maddesinin 3. fıkrasında, kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, 6. fıkrasında da üçüncü şahsın, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresinin bir yıl içinde, yapılan itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338. maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, ödeme emrinin iptaline ilişkin kısmı yönünden davalı idare tarafından yapılan temyiz başvurusu ile, davacı tarafından gerekçe yönünden yapılan temyiz başvurularında ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, haciz bildirisine ilişkin kısmına yönelik davacı temyiz istemine gelince;
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında, haciz bildirilerine karşı üçüncü kişilerce yedi günlük yasal süre içerinde itirazda bulunulduğu hallerde alacaklı tahsil dairelerince, bu itirazın aksinin genel mahkemelerde açacakları dava ile ispat edilebilmesi dışında izlenebilecek başkaca bir yol ve usul belirtilmemiş olup dava konusu işlemin bu aşamada davacının hukuksal durumunu etkilemeyeceği, ancak ödeme emri düzenlenmesi, haciz kararı alınması ve uygulanması gibi cebren takip işlemlerinin hukuksal durumunda değişikliğe neden olacağı açıktır.
Bu durumda, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğine haiz olduğundan söz edilemeyecek olan dava konusu haciz bildirisinin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddi gerektiğinden Vergi Mahkemesi kararının haciz bildirisine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyla usule ve yasaya aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen süre aşımı yönünden reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının haciz bildirisinin iptali istemine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin kısmının ise ONANMASINA,
Temyiz isteminde bulunan davacıdan …-TL maktu harç alınmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.