Danıştay Kararı 9. Daire 2021/2065 E. 2023/914 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/2065 E.  ,  2023/914 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2065
Karar No : 2023/914

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, …’in vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitler ile davacı hakkında düzenlenen …tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunda yer alan tespit ve değerlendirmelerin incelenmesinden; mükellef şahıs tarafından verilen katma değer vergisi beyannamelerinde, 2017/Ocak, Şubat, Mart, Mayıs, Haziran aylarında sıfır matrah, 2017/Nisan ayında 600,00-TL matrah beyan edilmesine rağmen, davacının muhasebecilik hizmetine başladığı 2017/Temmuz ayından itibaren 987.500,00-TL, 955.000,00-TL gibi yüksek matrahlar beyan edilmeye başlanması, mükellef nezdinde yapılan yoklamalarda belirtilen tutarda iş hacmi oranında gerek teknik, gerekse iş gücü anlamında herhangi bir kapasitenin bulunmadığının tespit edilmesi, davacı tarafından iş yeri adresine gidildiği ve iş yerinde 3, 4 çalışanın bulunduğun beyan edilmesine rağmen yoklamalarda böyle bir durumun tespit edilememesi ve de mükellef tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmiş çalışan bildiriminin bulunmaması, mükellefin yüksek tutarlarda emtia satışına karşın mükellefe hiç mal satışının bulunmaması hususunun davacı tarafından bilinmesine rağmen beyanname verilmeye devam edilmesi hususları göz önüne alındığında, gerekli mesleki özeni göstermediği ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği açık olan davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227.maddesinde yer alan düzenlemenin kaydi sorumluluk olduğu, işlemde hukuki dayanak olarak gösterilen 4 Sıra Nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ’in IV. Bölüm hükümlerinin Kanunla getirilen sorumluluğun kapsamını genişlettiği, yukarıda değinilen Kanun hükmü uyarınca meslek mensuplarının sorumluluğunun imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ve cezalardan sorumlu tutulacakları, davalı idarece aksi yönde yapılmış bir tespitin de bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:
Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, …’in vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak olarak düzenlenmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin A bendinde, muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusunun, gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin, genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kâr, zarar tablosu ve beyannameleri ile ilgili diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işler yapmak olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un serbest muhasebeci, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde ise, meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıdaki düzenlemelerin değerlendirilmesinden, serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin sadece imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilecekleri anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı görüş ve öneri raporunun incelenmesinden; muhasebe hizmeti verilen … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, söz konusu mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte belge düzenlediği, davacının harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden miktar veya tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olamayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerden sorumlu olduğu ve böyle bir belge veya verinin varlığı halinde doğruluğunun tespitini mükelleften istemesi ya da gerekli araştırmayı kendisinin yapması gerektiği, tespitte bulunur yada ikna olmazsa durumu ilgili vergi dairesine bildirmesi gerektiğinden, davacının sorumluluğu çerçevesinde gerekli araştırmayı yapmadığı, sorumluluğunu yerine getirmede ihmalkar davranarak hazine zararına sebebiyet verdiğinden bahisle beyanname düzenlediği dönemlere ilişkin doğan vergi, ceza ve gecikme faizinin ödenmesinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca, serbest muhasebecilerin müşterek ve müteselsil sorumluluğundan söz edilebilmesi için çalışma konuları içinde yaptığı ve yapması gereken işler dolayısıyla, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması ve bunun neticesinde vergi kaybı meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Olayda, davacı hakkında düzenlenen görüş ve öneri raporunda, dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun, beyannamelerde yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmadığı yönünde bir tespit yapılmadığı, davacının sorumluğunu doğuracak hususların açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı, mükellefçe kendisine verilen bilgi ve belgelerden farklı olarak muhasebe kayıtlarına aykırı biçimde kayıt yaptığına veya kayıtları mali tablolara yansıtmadığına yönelik tespitlere yer verilmediği görüldüğünden, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerekirken davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz isteminin kabulüne,
…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.