Danıştay Kararı 9. Daire 2021/2021 E. 2023/1473 K. 13.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/2021 E.  ,  2023/1473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2021
Karar No : 2023/1473

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İşletmeleri Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, Hazine’ye ait arsa üzerine yap-işlet-devret formülüyle hazırlanan sözleşme uyarınca inşa edilen binalar nedeniyle 2018-2019 yıllarına ilişkin olarak re’sen tarh edilen emlak(bina) vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından kendisine tanınan irtifak hakkı/üst hakkı çerçevesinde Hazineye ait taşınmaz üzerinde inşa edilen binaların emlak vergisine tabi olmadığından bahisle, söz konusu binalar için 2018 ve 2019 yılı dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen bina vergisi ve kültür varlıkları katkı payının kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, uyuşmazlığın dava konusu irtifak hakkına konu yapıların bina vergine tabi olup olmadığı noktasında toplandığı, dosya içerisinde yer alan tapu senedi ve yapı ruhsatına ilişkin bilgi ve belgelerden arsanın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu, 21/04/2017 tarihinde 17 yıl 11 ay 1 günlüğüne davacı şirket lehine irtifak hakkı/üst hakkı tesis edilerek tapuya şerh edildiğinin görüldüğü, Hazineye ait arazi üzerinde inşa ettiği yapılar üzerinde irtifak hakkı sahibi olan davacı şirketin irtifak hakkı süresince 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu kapsamında malik sıfatıyla bina vergisi mükellefi olduğu sonucuna varıldığı, bu durumda davacı adına yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, belirli bir süre ile irtifak hakkı sahibi olduğu ve Hazineye ait arsa üzerinde inşa edilen binaların emlak vergisinin mükellefi olmadığından bahisle, adına re’sen tarh edilen bina vergisi ve kültür varlıkları katkı payının kaldırılması istemiyle dava açıldığının anlaşıldığı olayda, arsanın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu, 21/04/2017 tarihinde 17 yıl 11 ay 1 günlüğüne davacı lehine irtifak (üst) hakkı tesis edilerek tapuya şerh edildiği, bina vergisi ve kültür varlıkları katkı payına konu edilen binaların davacı şirket tarafından alınan yapı ruhsatına istinaden inşa edildiği görülmekle birlikte, söz konusu binaların mülkiyetinin Muratbey Gümrük Müdürlüğüne ait olduğunun beyan edildiği bu durumda, davacının vergisi ihtilaf konusu olan taşınmazda intifa hakkı sahibi olmadığı, taşınmazın mülkiyetinin Hazine’ye ait bulunduğu, üst hakkına dayalı olarak davacı şirket tarafından sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin irtifak hakkı sahibi olan davacı şirkete ait olduğuna yönelik somut bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı görüldüğünden, intifa hakkı sahibi olmaması nedeniyle bina vergisini ödemekle yükümlü bulunmadığı sonucuna varılan davacı emlak vergisi mükellefi kabul edilerek, re’sen tarh edilen bina vergisi ve kültür varlıkları katkı payında hukuka uygunluk, davayı reddeden Mahkeme kararında ise isabet görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu tarhiyatların kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davaya konu bina vergisi ve kültür varlıklarını koruma katkı paylarına ilişkin taşınmazda yapılan binalar için alınan yapı ruhsatlarının davacı adına olduğu, davacının malik gibi tasarruf eden sıfatıyla bina vergilerini ödemesi gerektiği, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması gerekmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üst hakkı sahibi olan davacının ilgili taşınmaz üzerinde yapılan ve kendisi tarafından kullanılan binaların maliki olduğu, bina vergilerinin de mükellefi olduğu anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesi’nce, dosyanın esasının incelenerek ve davacı şirket tarafından işletilen ticari binalar ile Gümrük İdaresi tarafından kullanılan idari binalar tespit edilerek, yeniden karar verilmek üzere temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, Hazine’ye ait arsa üzerine yap-işlet-devret formülüyle hazırlanan sözleşme uyarınca inşa edilen binalar nedeniyle 2018-2019 yıllarına ilişkin olarak re’sen tarh edilen emlak(bina) vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının kaldırılması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun mükellef başlığını taşıyan 3. ve 13. maddesinde, bina veya arazi vergisini, binanın veya arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bunlara malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği, 12. maddesinde ise aksine hüküm olmadıkça bu Kanun’un diğer maddelerinde yer alan arazi tabirinin arsaları da kapsayacağı kurala bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 726. maddesinde; bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin, irtifak hakkı sahibine ait olduğu, 826. maddesinde ise; bir taşınmaz malikinin, üçüncü kişi lehine arazisinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi veren bir irtifak hakkı kurabileceği, aksi kararlaştırılmış olmadıkça bu hakkın devredilebileceği ve mirasçılara geçeceği, üst hakkı, bağımsız ve sürekli nitelikte ise üst hakkı sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebileceği, en az otuz yıl için kurulan üst hakkının, sürekli nitelikte olduğu kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun yukarıda metnine yer verilen hükümlerinden emlak vergisini taşınmazın sahibinin ödeyeceği, intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini malik yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği,ancak taşınmaz malikinin ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü; üst hakkı sahibinin inşa ettiği binalar yönünden Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında mükellef olarak nitelenip nitelenemeyeceğine bağlı bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun üst hakkına ilişkin hükümleri değerlendirildiğinde, bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin, irtifak hakkı sahibine ait olduğu kuralına yer verilerek, üst hakkı sahibine inşa ettiği binalar yönünden malik olma yetkisi verilmiştir. Bu durumda, üst hakkı sahibinin bu hakka istinaden inşa ettiği binalar yönünden malik olduğu ve buna istinaden Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında bina vergisinin mükellefi olduğu sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; mülkiyeti dava dışı Hazine’ye ait İstanbul İli Çatalca İlçesi, … Mahallesi … ada … numaralı parselde (eski … ada … parsel) kayıtlı 217.150,87m2 alana sahip taşınmaz üzerinde gümrük kapısı, bina ve altyapı tesislerinin yaptırılması 14/03/2035 tarihine kadar işletilmesi ve sürenin sonunda anılan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na devredilmesine ilişkin olarak düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile davacı şirket lehine söz konusu taşınmaz üzerine bedelsiz irtifak hakkı kurulduğu, yap-işlet-devret formülüyle hazırlanan ve Hazine’ye ait taşınmaz üzerinde 17 yıl 11 ay 1 günlüğüne bina inşaatı ve malikin sahip olduğu hakları tanıyan sözleşmenin üst hakkına ilişkin bir akit olduğu, nitekim bu hususun Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından davalı Belediye Başkanlığı’na gönderilen … sayılı işlemde de ifade edildiği, davacı tarafından resmi senede dayalı olarak ilgili taşınmaz üzerinde 6 adet bina ve 1 adet cami inşa edildiği, söz konusu binaların yapı ruhsatının davacı adına olmasına rağmen bir kısmının Gümrük İdaresi tarafından kullanıldığı ve davalı belediyece, bütün binaların, davacı şirket tarafından malik gibi kullanıldığından bahisle 6 adet binanın 2018-2019 yılına ilişkin emlak (bina) vergilerini içeren dava konusu ihbarnamenin düzenlenerek tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda hükümlerinden bahsedilen 25/04/2017 tarihli remi senetle irtifak (üst) hakkı tesis edilerek hukuki anlamda bir el değiştirmenin gerçekleştiği, arsa sahibi tarafından Medeni Kanunda tanımlandığı şekliyle arazisi üzerinde inşaat yapılmasına izin verildiği, bunun karşılığında bina inşa edene uzunca bir süre işletme, kullanma ve tasarruf yetkisi tanındığı ortadadır. Hukuki sonuçlarını doğuran resmi senet içeriğine göre üst hakkı sahibi olan ve buna istinaden söz konusu binaları inşa eden davacı, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında malik sıfatıyla kullanımı kendisine bırakılan binalar açısından bina vergisinin mükellefidir.
Olayda, üst hakkı sahibi olan, bu hakka istinaden söz konusu binaları inşa eden davacının, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında kendisinin kullanımına bırakılan binaların bina vergisinin malik sıfatıyla mükellefi olmasına rağmen bir kısım binanın kullanımının Gümrük İdaresi’ne bırakıldığı ve mevcut tapu kayıtlarına göre de binaların üzerinde bulunduğu arsanın mülkiyetinin Hazine’ye ait olduğu görüldüğünden, davacının kullanımına kalan binaların tespit edilmesi ve emlak vergisi değerinin hesabında bina normal inşaat maliyetlerine göre bulunan değere arsa değerinin ilave edilmemesi gerekmektedir.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi’nce yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, üst hakkı sahibi olan davacı şirketin bina vergilerinin mükellefi olmadığı gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulü yolunda karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davalının temyiz isteminin kabulüne,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.