Danıştay Kararı 9. Daire 2021/2018 E. 2023/1225 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/2018 E.  ,  2023/1225 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2018
Karar No : 2023/1225

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2019 yılına ilişkin olarak verilen gelir vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıt konulan 625.935,15-TL’lik kısmının kaldırılması ve iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacı tarafından, 07/12/2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesi ile % 35 olarak belirlenen gelir vergisi oranının 01/01/2019 tarihinden itibaren elde edilecek gelirler için % 40’a çıkarılmasına dair Kanun hükmünün, söz konusu maddenin yayımlandığı tarihten sonraki durumlara uygulanması gerektiği ileri sürülerek 2020 yılında verilen beyannameye konu takvim yılına uygulanmasının kanunun geçmişe yürütülmesi anlamına geldiği iddia edilmekte ise de; gelir vergisinde vergiyi doğuran olayın bir takvim yılı içerisinde elde edilen gelirin toplamı üzerinden gerçekleştiği ve hukuki durumun tamamlanmasını takip eden takvim yılının başlamasıyla mümkün olduğu, dolayısıyla ihtilaf konusu kanun değişikliğinin 2019 yılı vergilendirme dönemi kapanmadan ve hukuki sonuçlarını doğurmadan önce yürürlüğe girmesi nedeniyle, önceki kanun yürürlükte iken başlamakla birlikte henüz sonuçlanmamış hukuksal ilişkilere yeni kanun kuralının uygulanmasının geriye yürüme olarak nitelendirilmesine olanak bulunmadığı, nitekim, Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2003 tarih ve E:2001/34, K:2003/2 sayılı kararında da “Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre gelirin, bir takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların safi tutarı olduğu, buna göre, vergiye tâbi gelirin elde edilmesi ile safi tutarının vergilendirme döneminin sonunda belirleneceği ve bu tarihte yürürlükte olan vergi oranının uygulanacağı, itiraz konusu kanun kuralının 31 Aralık tarihinden önce 14/08/1999 tarihinde yürürlüğe girdiği, önceki yasa yürürlükte iken başlamakla birlikte henüz sonuçlanmamış hukuksal ilişkilere yeni yasa kuralı uygulanacağından, gerçek anlamda geriye yürümeden ve kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemeyeceği”nin belirtildiği, bu durumda 2019 yılına ait vergiyi doğuran olay tamamlanmadan ve hukuki sonuçlarını doğurmadan yürürlüğe giren yeni yasaya uygun olarak, davacı tarafından verilen beyannameye istinaden yapılan tahakkuk işleminin dava konusu edilen kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, 2018 yılına ilişkin kâr payı ödemelerinin 2019 yılında davacıya ödenmesi ve davacı tarafından da 2019 yılında elde edilen bu gelirlerin 2019 yılına ilişkin gelirler içinde beyan edilmesi nedeniyle yasanın 2018 yılı gelirlerine uygulanması suretiyle geçmişe yürütüldüğü yolundaki iddianın da yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişt,ir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 2019 yılına ilişkin beyannamenin bir kısmının 2018 yılı kar paylarına ilişkin olduğu, bu sebeple de vergilendirmede %35 oranının uygulanması gerektiği iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan …-TL maktu harç alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.