Danıştay Kararı 9. Daire 2021/1916 E. 2023/353 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1916 E.  ,  2023/353 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1916
Karar No : 2023/353

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, defter kayıtlarında yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarlarının beyanlarıyla uyuşmadığı ve kanunen kabul edilmeyen giderlere ait katma değer vergilerinin indirim konusu yapıldığından bahisle vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2018/Nisan, Mayıs, Ağustos, Eylül, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu ile … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporlarının birlikte incelenmesinden; olayda, gerek kanunen kabul edilmeyen giderlerin kayıtlara intikal ettirilmesi hususunda, gerekse de yasal defterde yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarları ile beyan edilen indirilecek katma değer vergisi tutarları arasında uyumsuzluk bulunduğu hususunda davacının ikrar mahiyetinde beyanlarının bulunduğu, re’sen tarha sebep olan kayıtların sehven yapıldığının ve yasal defterlerde yapılan düzeltmelerin beyannamelere yansıtılmasının unutulduğunun bildirildiği, ancak vergi müfettişi tarafından davacının katma değer vergisi beyanları yeniden düzenlenirken indirilecek katma değer vergisi tutarlarının tespitinde, davacı aleyhine olacak şekilde beyan edilen indirilecek katma değer vergisi ve yasal defterde yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarlarından düşük tutarlı olanların dikkate alındığının görüldüğü, bu durumun 213 sayılı Kanunun 134. maddesinde tanımlanan ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırma ilkesine aykırı olduğu, davacının ilgili dönem beyannamelerinde yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarları ile yasal defterdeki indirilecek katma değer vergisi tutarları karşılaştırıldığında, 2018 yılı için toplamda 52.680,14-TL indirilecek katma değer vergisinin fazladan beyan edildiğinin tespit edildiği, davacının 2018 hesap dönemi katma değer vergisi beyan tablosunun tetkikinde ise ödenmesi gereken katma değer vergisinin bulunmadığı ve sonraki döneme devreden katma değer vergisinin toplam 93.950,81-TL olduğunun görüldüğü, kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin olarak indirim konusu yapılan katma değer vergisinin de 1.602,81-TL olduğunun anlaşıldığı, bu sebeple her ne kadar davacı tarafından fazladan indirilecek katma değer vergisi beyan edilmesi ve kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin katma değer vergisi nin indirim konusu yapılması sebebiyle bu kısma ilişkin indirimlerin reddi yerinde ise de, davacı adına yeniden beyan tablosu hazırlanırken indirilecek katma değer vergisi tutarının hatalı olarak belirlendiğinin tespiti üzerine tarhiyatın bahsedilen kısmının hukuka aykırı olması sebebiyle sonraki döneme devreden toplam katma değer vergisi tutarı değiştiğinden ve bu tutar dikkate alındığında 1.602,81-TL katma değer vergisi indiriminin reddinden dolayı ödenmesi gereken katma değer vergisi çıkmadığından herhangi bir vergi ziyaının da oluşmadığı görüldüğünden uyuşmazlık konusu dönemler için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda, gerek kanunen kabul edilmeyen giderlerin kayıtlara intikal ettirilmesi hususunda, gerekse de yasal defterde yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarları ile beyan edilen indirilecek katma değer vergisi tutarları arasında uyumsuzluk bulunduğu hususunda davacının ikrar mahiyetinde beyanlarının bulunduğu, re’sen tarha sebep olan kayıtların sehven yapıldığının ve yasal defterlerde yapılan düzeltmelerin beyannamelere yansıtılmasının unutulduğunun bildirildiği; dava konusu tarhiyatın yasal defterlerde yer alan “indirilecek katma dağer vergisi” tutarlarının beyan edilen “indirilecek katma değer vergisi” tutarları ile uyumsuzluğu nedeniyle bunlardan düşük tutarlı olanlarının esas alınması suretiyle yapılan kısmı yönünden, vergi inceleme raporundaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde davacının yasal defterlerdeki kayıtlarının doğruluğu konusunda ihtilaf bulunmadığının anlaşıldığı, hakkında ihtilaf bulunmayan yasal defterlerde yer alan indirilecek katma değer vergisi tutarlarının dikkate alınması gerektiği halde yasal defterlerdeki kayıtların esas alınmadığının ve yasal defterlerin hukuka aykırılığı ortaya konulmadan cezalı tarhiyatın yapıldığının görüldüğü, yasal defterler esas alınarak davacının beyan tablosu yeniden oluşturulduğunda ödenmesi gereken katma değer vergisinin çıkmadığı dikkate alındığında tarhiyatın bu kısmının yerinde olmadığı ve bu gerekçe ile hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı; dava konusu tarhiyatın 2018/Eylül, Kasım, Aralık dönemlerine ilişkin indirim konusu yapılan 1.602,81-TL’ye isabet eden kısmı yönünden ise, kanunen kabul edilemeyen giderlerin katma değer vergisi indirimi konusu yapıldığı hususu davacının ikrarıyla da sabit olduğundan indirimin reddi yerinde görülmekle beraber bu indirimlerin reddi halinde yine de ödenmesi gereken katma değer vergisi çıkmadığından tarhiyatın 1.602,81-TL tutarındaki katma değer vergisi indiriminin reddinden kaynaklanan kısmında da hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararı sonucu itibariyle hukuka uygun bulunduğundan, istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında yer alan tespitler kapsamında dava konusu tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf başvurusunun gerekçeli reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.