Danıştay Kararı 9. Daire 2021/1901 E. 2023/481 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1901 E.  ,  2023/481 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1901
Karar No : 2023/481

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Müşavirliği Limited Şirketi’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, … tarih ve …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının kanuni temsilci olduğu döneme ait vergi borçlarının, temsilcilik görevinin sona erdiği tarihten sonra, 27/07/2018 tarihli dilekçe üzerine 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması nedeniyle tutarı, vadesi, dönemi değişen vergi borcuna ait taksitlerin ödenmemesi halinde, 2014 yılında kanuni temsilcilik görevinden ayrılan ve yapılandırma tarihinde kanuni temsilci vasfı bulunmayan davacının asıl borçlu şirkete ait vergi borçlarından dolayı hukuki sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine göre kanuni temsilcilerin sorumluluğunun kusura dayalı ve tali nitelikte olduğu, yorum veya kıyas yoluyla ortadan kaldırılamayacağı, tüzel kişilerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni temsilcilerin mal varlığından takip ve tahsili için, borcun, ilgililerin kanunda gösterilen ödevlerini yerine getirmemelerinden kaynaklanması ve ilgilinin borcun doğduğu veya ödenmesi gerektiği zamanda kanuni temsilci olması gerektiği, olayda asıl borçlu şirket tarafından yapılandırılan amme borcunun ödeme yapılmaması nedeniyle yapılandırma iptal edilerek kanuni temsilci nezdinde takibata kaldığı yerden devam edildiği, daha önce asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında adına kayıtlı herhangi bir ekonomik değere rastlanılmadığı, yapılandırılan borçların vadesinde ödenmemesi neticesinde, yapılandırma hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilerek yapılandırma öncesi eski duruma dönüldüğünden, yeni bir işleme gerek kalmaksızın takibatın kaldığı yerden devam etmesi gerekeceğinden, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmediği, uyuşmazlıkta ödeme emirlerine konu borçların, davacının şirketi münferiden temsil yetkisine haiz olduğu dönemleri kapsadığı, asıl borçlu şirket yönünden takibin kesinleştiği, vadesinde ödenmemesi nedeniyle çeşitli tarihlerde şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ edildiği ve borçlar için çeşitli tarihlerde yapılandırma talebinde bulunulmasına karşın şirket tarafından ödemede bulunulmadığı, borçların şirket mal varlığından da tahsil edilemediği anlaşıldığından dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı istinaf başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: … Müşavirliği Limited Şirketin’de 2005 yılında maaşlı olarak gümrük müşaviri olarak çalışmaya başladığı, gümrük müşavirliği karnesini kullanabilmek için 4 payla zorunlu olarak ortak olduğu, şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, borçlardan sorumlu olmadığı, kamu alacağının zamanaşımına uğradığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: … Müşavirliği Limited Şirketi’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, … tarih ve …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükellef veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı ifade edilmiştir.
18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 2. maddesinde, (1) Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil); a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının, b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden tahsilinden vazgeçileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacının asıl borçlu şirkete 17/12/2007 tarihinde kanuni temsilci seçildiği, 02/06/2014 tarihinde hisselerini devredip ortaklıktan ayrılmak suretiyle şirketi temsil yetkisinin sona erdiği, asıl borçlu … Müşavirliği Limited Şirketi tarafından, vadesinde ödenmeyen vergi borçları için 27/07/2018 tarihinde, 7143 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak suretiyle yapılandırma talep edildiği, yapılandırılan borçlara ilişkin taksitin ödenmemesi üzerine yapılandırmaya ait tecilin iptal edildiği, davalı idare tarafından şirkete ait borçların tahsili amacıyla cebri takibata geçilerek 2008,2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Asıl borçlu şirket tarafından, 7143 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak vergi borçlarının taksitlendirilmesi talebinde bulunulduğu, bu işlemin alacağın kesinleşmesi, zamanaşımının kesilmesi, mevcut borcun vadesinin değişmesi, yapılandırma anına kadar muaccel olan borcun artık yeni bir ödeme planı ve taksitlendirme tarihleri itibari ile vadesi olması gibi hukuki sonuçlar doğurduğu, bu yeni duruma göre borcun takibinin yapılması gerektiği ve yapılandırmanın ihlal edilmesi nedeniyle iptal edilmiş olmasının değişikliğe yol açmayacağı dikkate alındığında, yapılandırma sonucu ortaya çıkan yeni hukuki durum çerçevesinde asıl borçlu şirketten tahsil imkanının bulunmadığı ortaya konulduktan sonra, sözü edilen Kanun’dan yararlanılması sırasında şirketi temsile yetkili olan kanuni temsilciye gidilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, asıl borçlu şirket tarafından borcun yapılandırılması ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının yapılandırılan borçlar nedeniyle sorumlu tutulmasında ve davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesinin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu kabul edip,mahkeme kararının kaldırarak davayı reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Davacının temyiz isteminin kabulüne,
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.