Danıştay Kararı 9. Daire 2021/1766 E. 2023/886 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1766 E.  ,  2023/886 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1766
Karar No : 2023/886

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Loj. Taş. İhr. Hav. ve San. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına 2015 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda, banka hesaplarını komisyon karşılığı kullandırdığından bahisle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2015 yılı kurumlar vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer alan tespitlerden; davacı şirket müdürüne bilgi isteme yazısı gönderildiği ve … imzasına tebliğ edildiği, ancak inceleme tamamlanıp vergi tekniği raporu ve vergi inceleme raporları tanzim edildiği tarihe kadar iletişime geçilmeyerek bilgi verilmediği, dava dilekçesinde de hesaba gelen ve çıkan paraların niteliğine ilişkin bir bilgi veya belge sunulmadığı gibi Mahkemelerinin 17/07/2019 tarihli ara kararına cevaben davacı şirket tarafından, şirketin 2013 yılının son döneminde kurularak ticari faaliyetine başladığı, ancak maddi sorunlar nedeniyle ticari faaliyetine devam edemediği, inceleme dönemi olan 2015 yılı defter ve belgelerinin maddi imkansızlık nedeniyle tasdik edilemediği ve dolayısıyla o döneme ilişkin kullanılan defter ve belgenin de mevcut olmadığı, şirket mali müşaviri tarafından da o döneme ilişkin herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği gibi defter tasdik edilmediği ve herhangi bir beyanname verilmediği şeklinde beyanda bulunulduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesi uyarınca, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı şirket tarafından ispat külfetinin davalı idareye düştüğü ve düzenlenen raporlarda ispatkülfetinin davalı idarece yerine getirilmediği iddia edilmiş ise de, ana faaliyet konusu ile ilgili olarak 2015 yılında herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer verilen tespitlerden anlaşıldığı ve kendi beyanı ile de kabul edildiği gibi, davacı şirketin banka hesaplarında 2015 yılında toplam 66.374.063,51-TL tutarında muhtelif kişi ve şirketler ile mütemadiyen para giriş ve çıkışının olmasının ortada aslında bir ticari faaliyetin olduğunu gösterdiği, süreklilik arz eden bu faaliyetin ticari kazanca ilişkin tüm koşulları taşıması karşısında 213 sayılı Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde ispat külfetinin davacı şirkete düşmesine rağmen gerek vergi incelemesi gerek yargılama aşamasında banka hesaplarındaki yüksek tutarlı para hareketlerinin ticari faaliyetle ilgili olmadığını kanıtlayıcı mahiyette herhangi bir belgenin sunulmadığı, gönderilen ve alınan eft ve havalelerin nedenine dair bir açıklama getirilmediği, dolayısıyla 2015 yılında banka hesabını komisyon karşılığında kullandırdığı iddiasının aksini ispatlayacak herhangi bir izahat getirmeyen davacı şirketin mutad olmayan bu durumun aksini ispat edemediği, ayrıca bu işlemlerin yüksek tutarlı ve bir çok defa yapıldığı da gözönüne alındığında davacı şirketin faaliyetinin komisyon karşılığı para transferi olduğu sonucuna varıldığından dava konusu kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bir kat vergi ziyaı cezası yönünden ise; vergilendirme döneminde, davacı şirketin süreklilik arz eden bu faaliyetinin ticari kazanca ilişkin tüm koşulları taşıması karşısında elde ettiği hasılatı kayıt ve beyan dışı bıraktığı açık olduğundan, vergi kaybı doğuran bu eylemi nedeniyle, ziyaa uğratılan vergilerin bir katı düzeyinde vergi ziyaı cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi inceleme elemanının, banka hareketlerinin ticari faaliyet olduğunu ispat etmesi gerekirken, para yatıran bir mükellefin ticari faaliyetinin akaryakıt olmasından hareket ederek, davacı şirket ve şirket müdürü ile ilgili hiçbir beyan olmamasına rağmen, tek bir şirketin kendi faaliyet alanı üzerine tüm raporu düzenlediği, vergi müfettişinin raporun konusu olan banka hareketlerinin “kara paranın aklanması” niteliğinde olduğunu iddia etmesinin raporda çelişkiye neden olduğu, varsayımlara dayanarak ceza uygulanmasının hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz isteminde bulunandan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca hesaplanacak nispi harcın alınmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.