Danıştay Kararı 9. Daire 2021/1506 E. 2023/923 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2021/1506 E.  ,  2023/923 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1506
Karar No : 2023/923

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) 1…. Ticaret Anonim Şirketi
2….
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVALI) … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Tesisler Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan … ihale kayıt numaralı “Malatya Merkez Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu İkmal İnşaatı Yapım İşi” ihalesinin 25/04/2018 tarihinde iptali üzerine, iptal tarihi itibariyle ihalenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden ihale kararı ve sözleşme damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen 219.711,28-TL’nin düzeltme başvurusundan itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi’nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ret işleminin sözleşme damga vergisine ilişkin kısmı yönünden; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tablonun II/2 numaralı fıkrasına, 15/07/2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun’un 28/b maddesiyle eklenen parantez içi hüküm ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisinin ret ve iade olunacağı ancak sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisinin ret ve iade edilmeyeceği açıkça düzenlendiğinden, davacılar tarafından 21/02/2018 tarihinde imzalanan sözleşmeden doğan damga vergisinin ret ve iadesi amacıyla yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun davalı idarece Kanunun emredici hükmü dikkate alınarak reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu ret işleminin ihale karar puluna ilişkin kısmı yönünden; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı tablonun II/2 numaralı fıkrasına, 15/07/2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun’un 28/b maddesiyle eklenen parantez içi hüküm ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisinin ret ve iade olunacağı açıkça düzenlenmiş olup, olayda, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Tesisler Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan ve davacılar tarafından üstlenilen ihalenin mahkeme kararı uyarınca iptal edilmesi nedeniyle sözleşmenin tasfiye edilmesine ve ihalenin başka iş ortaklığına verilmesine karar verildiği anlaşıldığından, Kanunun emredici hükmü dikkate alınarak, ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden ihale karar pulunun ret ve iadesi gerekirken, aksi düşünceyle düzeltme-şikayet başvurusunun karar puluna ilişkin kısmı yönünden reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ara kararı cevabı ile davacıdan tahsil edilen 105.834,00-TL ihale karar pulunun, ihalenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden tutarının 80.769,43-TL olduğunun bildirildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112.maddesinin 4.fıkrası uyarınca ret ve iadesi gereken 80.769,43-TL tutarındaki ihale karar pulunun istemle bağlı kalınarak düzeltme başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre hesaplanacak faiziyle birlikte davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu işlemin ihale karar puluna ilişkin kısmının iptaline, sözleşme damga vergisine ilişkin kısmının ise reddine, ihalenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden 80.769,43-TL ihale karar pulunun düzeltme başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre işleyecek yasal faiziyle davacılara iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
DAVALI İDARENİN İDDİALARI : İhale kararı damga vergisinin iadesinin, ihalenin iptal edilmesi halinde mümkün olduğu, Kamu İhale Kurumu tarafından düzeltici işlem tesis edilmesinin ihale iptali olarak değerlendirilemeyeceği, yargı kararlarına göre iadesi gereken damga vergisine ilişkin tutarlar için idare tarafından faiz ödenmesini gerektirecek bir kanun hükmü bulunmadığı, idarenin haksız, yersiz veya fazladan tahsil ettiği bir vergi tutarı bulunmadığı gibi, haksız olarak tasarrufunda bulundurması da söz konusu olmadığından idarenin faiz ödeme yükü altına sokulmasının kabulünün mümkün olmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : İhale kararının alınmasında ve uygulanmasında davacı şirketin kusurunun olmadığı, ihalenin ilgili kamu kurumu tarafından iptal edildiği, damga vergisi açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşmediğinden sözleşme damga vergisinin de iadesi gerektiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı şirket tarafından, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Tesisler Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan … ihale kayıt numaralı “Malatya Merkez Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu İkmal İnşaatı Yapım İşi” ihalesinin 25/04/2018 tarihinde iptali üzerine, iptal tarihi itibariyle ihalenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden ihale kararı ve sözleşme damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve ödenen 219.711,28-TL’nin düzeltme başvurusundan itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği; aynı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasında ise, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu kurallarına yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise aynı Kanun’un 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapılmış, 117. maddesinde, hesap hataları olarak; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması; 118. maddesinde de, vergilendirme hataları olarak; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatalar gösterilmiş bulunmaktadır.
Anayasa’nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu, iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağı, Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceği, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümlerinin, iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkacağı, gereken hallerde, Anayasa Mahkemesinin, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabileceği, bu tarihin, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemeyeceği, iptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini, öncelikle görüşüp karara bağlayacağı, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmî Gazete’de hemen yayımlanacağı ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı düzenlenmiştir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli 1 sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı listesinin 2’nci fıkrasına 09/08/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 28. maddesi ile “04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ifadesi eklenmiştir.
Dairemizce, E:2019/7327 sayılı dosyada; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hükümde yer alan “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ibaresinin Anayasa’nın 2., 13., 35. ve 73. maddelerine aykırı olduğu itirazıyla 14/04/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesi tarafından 28/02/2023 tarih ve 32118 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 13/12/2022 tarih ve E:2022/125, K:2022/162 sayılı kararla; ihale sonucu imzalanan sözleşmenin ihalenin iptali veya ihale üzerine bırakılan isteklinin değişmesi nedeniyle uygulanamaz hâle gelmesi durumunda sözleşmenin hükmünden faydalanılmayan dönemlere yönelik damga vergisinin ret ve iade edilmemesinin kişilere aşırı külfet yüklediği ve kuralın orantılı olmadığı sonucuna ulaşıldığı ve kuralın Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” cümlesi iptal edilmiş olup Anayasa Mahkemesince iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarih ayrıca kararlaştırılmamış, erteleme süresi öngörülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hüküm “İhale Kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları (Ek hüküm: 15/07/2016-6728/28 md.) (4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. (İptal cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarihli ve E:2022/125, K:2022/162 sayılı kararı ile)” şeklinde yer almıştır.
Anayasa Mahkemesinin 10/2/2011 tarih ve E:2008/58, K:2011/37 sayılı iptal kararı üzerine, 15/06/2012 tarihli, 28324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yeniden düzenlenen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin dördüncü fıkrasında “fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın, mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120 nci madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği, söz konusu 120. maddede ise; vergi hatalarının düzeltme fişine dayanılarak düzeltileceği, hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla verginin, aynı fişe dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe reddolunacağı, düzeltme fişinin bir nüshasının, reddedilecek miktarla müracaat edeceği muhasebe ve müracaat süresi zikredilmek suretiyle mükellefe tebliğ edileceği belirtilmiştir.
213 sayılı Kanun’un yine aynı Kanunla eklenen geçici 29. maddesinde ise bu Kanunun 112. maddesinin 4. fıkrasının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanacağı öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin ihale kararı damga vergisinin hükmünden yararlanılmayan 80.769,43-TL’nin iptal ve iadesine ilişkin kısma yönelik davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz iddiaları, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin sözleşme damga vergisine ilişkin kısma yönelik temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Tesisler Dairesi Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan … ihale kayıt numaralı “Malatya Merkez Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu İkmal İnşaatı Yapım İşi” ihalesinin davacı şirket üzerinde kaldığı ve davacı şirket ile 21/02/2018 tarihinde sözleşme imzalanarak damga vergisi ile ihale karar pulu bedelini ödediği, ihalede değerlendirme dışı bırakılmaları sebebiyle yapmış oldukları şikayet başvurusunun reddi üzerine yapılan itirazen şikayet başvurusunun da reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali talebinin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile kabul edildiği, bu karar uyarınca davacı şirket ile imzalanan sözleşmenin tasfiye edildiği ve ihalenin başka bir iş ortaklığı uhdesinde kaldığı, davacılar tarafından ödenen ihale karar pulu ve sözleşme damga vergisinin ihalenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden kısmının iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddine dair … tarih ve … sayılı işleme karşı açılan davada … Vergi Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı merciine tevdi kararı sonrası Gelir İdaresi Başkanlığı’nca … tarih ve … sayılı işlemle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen Anayasa’nın 153. maddesinde düzenlenen, iptal kararlarının geriye yürümezliğine ilişkin kural, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına veya toplum huzurunun bozulmasına yol açacak sonuçları önlemek amacıyla kabul edilmiş olup bu kuralın mutlak anlamda anlaşılıp uygulanamayacağı; özellikle bir davaya bakmakta olan mahkeme tarafından itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülen konularda uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi hâlde Anayasa’nın 152. maddesinde düzenlenmiş olan “Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” (itiraz) yolunun hukuk ve uygulama yönünden sonuçsuz kalacağı yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Nitekim Anayasa’nın, itiraz yoluna başvurulan kanun hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının beş ay içinde gelmemesi hâlinde mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağına işaret edilen 152. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.” yolundaki kural da Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, bu karardan önce açılmış bulunan ve bakılmakta olan davalarda uygulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanunun uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak veya menfaatlerini ihlâl eden kuralın, daha önce yapılan başvuru sonucunda (iptal davası veya itiraz yoluyla) Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması hâlinde, iptal hükmünün hukukî sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır. Aksi hâlde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının uygulama tarihinin yukarıda belirtilen amaçla ayrıca belirlenmesi hâlinde, iptal edilen yasa başvuracakların iptal kararının hukukî sonuçlarından yararlanamayacaklarının kabulü; bir yandan dava yoluna başvuran herkes için Anayasa ile tanınmış olan itiraz hakkının bunlar için fiilen işlemez hâle getirilerek ortadan kalkması ve iptal kararının uygulanamaması, öte yandan Anayasa’ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir yasa kuralının uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olur ki bu durumun Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine açıkça aykırılık teşkil edecektir.
Olayda ret işleminin dayanağı olan 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli, (I) sayılı tablonun “II.Kararlar ve Mazbatalar” başlıklı bölümünün 2. maddesine eklenen parantez içi hükümde yer alan “Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işleme karşı açılan davada Dairemizce itiraz yoluyla yapılan başvuru sonrasında iptal edilmesi sonucunda hukuka aykırılığı açıkça ortaya çıkan işlemin sebep unsurunun sakatlandığının kabulü ile incelenen bu dosyada Anayasa Mahkemesinin iptal kararının dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan ihalenin iptal edilmesi halinde sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmeyeceğine ilişkin kuralın Anayasa Mahkemesinin anılan kararıyla iptal edildiği ve bu kararın da Resmi Gazete’de yayımlandığı; yukarıda gerekçesine yer verilen Anayasa Mahkemesi kararıyla; ihale kararı damga vergisi ile sözleşme damga vergisi arasındaki, çelişkili uygulamaya değinilmek suretiyle sözleşmenin hükmünden faydalanılmayan dönemlerine ilişkin damga vergisinin ret ve iade edilmemesinde orantılılık ilkesine aykırılık bulunduğu suretiyle iptal kararı verildiğinden, davayı bu kısım bakımından reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, ihale damga vergisinin hükmünden yararlanılmayan kısmının faizine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
Mükelleflerden fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesi durumunda, iade edilen tutarlara hangi oranda faiz ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığından, hukuk yaratma yetkisi kapsamında yerleşik Danıştay içtihatları ile 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranının uygulanması öngörülmüş bulunmaktaydı. Ancak, 15/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesi yeniden düzenlenmiş ve fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faiziyle iade edileceği açıkça düzenlenmiş ve yine aynı Kanunla eklenen geçici 29. maddesinde ise; bu Kanunun 112. maddsinin 4. fıkrasının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanacağı öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu verginin 19/02/2018 tarihinde tahsil edildiği, davacı tarafından ödenen tutarın düzeltme başvurusu tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açıldığı, dava dilekçesinde açıkça 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranına ilişkin bir talebe yer verilmediği, temyize konu kararda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112.maddesinin 4.fıkrası uyarınca ret ve iadesi gereken 80.769,43-TL tutarındaki ihale karar pulunun istemle bağlı kalınarak düzeltme başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre hesaplanacak faiziyle birlikte davacılara iadesine hükmedildiğin anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, iadesi talep edilen tutarın tahsil tarihi itibarıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesinin yürürlükte olduğundan, Kanunun açık hükmü nedeniyle, haksız veya fazla tahsil edildiği iddia edilen vergilerin iadesine ilişkin olarak dava dilekçesinde yasal dayanağı gösterilen bir faiz talebi olmadığı görüldüğünden yasal/kanuni faiz talebinden Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 6322 sayılı Kanun’la değişik (4) numaralı fıkrasının yürürlüğe girdiği 15/06/2012 tarihinden sonra tecil faizinin anlaşılması gerektiği sonucuna varılmış olduğundan, Bölge İdare Mahkemesinin faize ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 10/03/2021 tarih ve E:2021/1, K:2021/3 sayılı Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkındaki kararı da bu yöndedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının sözleşme damga vergisi ve ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına tekabül eden faiz istemi yönünden BOZULMASINA, diğer kısmının ONANMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.